Sahipsiz vatanın batması haktır.


Sen sahip çıkarsan vatan batmayacaktır...



Mehmet Akif Ersoy



Mart 2003


Pusula Dergisi




Merhaba. İyilikler sizinle olsun.

Mart ayının 18´inde yurdumuzun her yanında Çanakkale Zaferinin anma törenleri düzenlenecek. Şiirler okunacak, konuşmalar yapılacak. Ama işin garibi, yapılan etkinlikler iki gün sonra unutulacak


Neden mi? Siz bir yandan düşünün.


Ben, size unutamayacağınız bir hikâye anlatayım. Elektronik mektup trafiğim iyi sayılır. Çok güzel hikâyeleriyle arşivimi zenginleştiren Arzu Güngör, Nuri Akçin, Sema Özer ve Deniz Kumsal´a teşekkür ediyorum.



ALİ´NİN HİKÂYESİ


Üsteğmen Faruk cepheye yeni gelen askerleri kontrol ederken bir ara saçının ortası sararmış bir çocuk görür.


- Adın ne senin evladım?


- Ali


- Nerelisin?


- Tokat Zile´denim.


- Peki evladım bu kafanın hali ne?


- Anam cepheye gelirken kına yaktı komutanım.


- Neden?


- Bilmiyorum komutanım.


- Peki gidebilirsin ´Kınalı Ali´.



O günden sonra herkes ona "Kınalı Ali" der.


Herkes kafasındaki kınayla dalga geçer. Kısa sürede cana yakın ve cesur tavırlarıyla tüm arkadaşlarının sevgisini kazanır Kınalı Ali.


Bir gün ailesine mektup yazmak ister. Okuma yazması da yoktur. Arkadaşlarından yardım ister. Hep beraber başlarlar yazmaya. Ali söyler, arkadaşları yazar.


´Canım anam, canım babam ellerinizden öperim. Ben burada çok iyiyim beni merak etmeyin´ diye başlar. Kız kardeşlerini, erkek kardeşini sorar. Köyündekilerin burnunda tüttüğünü yazdırır. ´Biz varken düşmen bir adım bile ilerleyemez. Beni merak etmeyin´ der.


Gururla mektubu bitirir. Sonra aklına gelir. Mektubun sonuna, anasına bir not düşer:


´Anacığım kafama kına yaktın. Burada komutanlar ve arkadaşların benle hep dalga geçtiler. Sakın askere gelecek kardeşim Ahmet´e de yakma. Onla da dalga geçmesinler. Ellerinden öptüm´ diye bitirir.



Aradan zaman geçer..


İngilizler, kesin netice almak için tüm güçleriyle Gelibolu´ya yüklenirler. Bu cepheyi savunan erlerimiz teker teker şehit düşer. Bunlara takviye olarak giden yedek kuvvetler de yeterli olamaz. Gelibolu düşmek üzeredir. Kınali Ali´nin komutanı tedirgindir. Yeni gelen bölüğü henüz sıcak temasa hazır değildir. Onları insan bedeninin süngü ve mermilerle orak gibi biçildiği bu cehenneme sürecektir. Komutanın bu düşünceli halini gören ve durumun vahâmetini bilen Kınali Ali ve arkadaşları yalvar yakar oraya gitmek istediklerini söylerler. Komutanları, onları bile bile çaresiz ölüme gönderir. Kınali ali´nin bölüğünden kimse sağ kalmaz, hepsi şehit olur...



Ancak bir süre sonra, Kınalı Ali´nin ailesine yazdığı mektubun cevabı gelir. Komutanları, buruk ve gözleri dolu dolu mektubu açıp okumaya karar verir. Aslı Çanakkale Müzesinde sergilenen cevap mektubunda Ali´nin babası şöyle der.


"Oğlum Ali, nasılsın iyi misin, gözlerinden öperim. Öküzü sattık. Paranın yarısını sana, yarısını da cepheye gidecek kardeşine veriyoruz. Şimdi öküzün yerine, tarlayı ben sürüyorum. Zaten zahireye de fazla ihtiyacımız olmadığı için yorulmuyorum. Siz sakın bizi merak etmeyin. Ananın da sana diyeceği bir şey var´.


Anası anlatır: ´Oğlum Ali, kafamdaki kınayla dalga geçtiler, kardeşime de yakma demişsin. Kardeşine de yaktım. Komutanlarına ve arkadaşlarına söyle, senle dalga geçmesinler. Bizde üç şeye kına yakarlar.


v Gelinlik kıza. Gitsin ailesine ve çocuklarına kurban olsun diye.


v Kurbanlık koça. Allah´a kurban olsun diye.


v Askere giden yiğitlerimize.Vatana kurban olsun diye...


Gözlerinden öper, selam ederim. Allah´a emanet olun´.


Mektubu okuyan Ali´nin komutanı ve diğerleri hıçkıra hıçkıra ağlarlar...



SORULAR


Kınalı Ali´nin hikâyesini okudunuz. Şimdi soruyorum.


ü Yüreğiniz sızladı mı?


ü Ailenizden şehit ya da gazi var mı?


ü Ailenizde "bedelli askerlik"ten yararlanan var mı?


ü Yurdumuzdaki ABD üstleri, düzeltiyorum "tesis"leri ne zaman kurulmuştu?


ü ABD ile yapılan İkili Anlaşmaların başlangıç tarihini ve "tesis"lerin yerlerini hatırlıyor musunuz?


ü Her bir cevabınıza "neden" diye sorar mısınız?








ÇANAKKALE´DE NELER OLDU?


ü Esat Paşa´nın komutasında güçlendirilen III.kolordu, V:Ordu nizamına sokuldu. Bu ordunun başına, Alman generali ve Alman Islahat heyeti Reisi Liman von Sanders, Müşir (mareşal) rütbesiyle getirildi.


ü Çanakkale´de V:Ordu Kumandanı Liman von sanders Paşadan başka, Von der Golç paşa 1. Ordu Kumandanı sıfatıyla oraya gönderildi. Çanakkale deniz kuvvetleri komutanlığına Von Uzedum Paşa atandı.


ü Çanakkale´nin giriş kısmındaki büyük tabyalara ilk büyük saldırı 19 Şubat 1915´te yapıldı.


ü Fransız ve İngilizler, 14 Şubattan 4 Marta kadar geceli gündüzlü yürüttükleri tahrip ve mayın temizleme işlerini yeterli görerek, 18 Martta tekmil donanmalarını boğaza soktular.


ü Takriben 7 sat süren bu muharebeye, 16 zırhlı ile müteaddit kruvazörler ve torpido muhripleri katılmıştı. Bunlardan 3 zırhlı ile 2 torpido batmıştı. 3 zırhlı da ağır surette hasara uğramıştı. Müdafaa saflarındaki zayiat ise 4 subay, 40 er şehit ve 70 yaralıdan ibaretti. 8 top sakatlanmıştı. Bazı cephaneliklerle kışlalar harap olmuş, Çanakkale ve Kilidübahir kısmen yanmıştı.


ü Nihayet 25 Nisan günü geldi çattı. Daha sabah açılmadan ilk İngiliz kuvvetleri Arıburnu´na çıktılar. Ali Şefik Bey kumandasındaki 27. Piyade Alayı ile, Bigalı´dan hareket eden yarbay Mustafa Kemal Bey kumandasındaki 19.Tümen askerlerinin saldırısına uğradılar. Kolordu kumandanı Esat paşadır.


ü Kara muharebeleri asıl, Gelibolu yarımadası üzerinde merkezleşti. Buraları zaman zaman topların sustuğu; silahların, süngülerin de atılıp, birbirlerinin gırtlaklarına sarılan binlerce ve binlerce insanın, çok defa kucak kucağa can verdiği yerlerdir. 25 Nisandan 4 Mayısa kadar Arıburnu cephesinde 199 subayla 13.595 er kaybettik. Düşmanın kaybı da 8.000 kadardı.


ü 5 Mayıs 1915´te Mustafa Kemal´in rütbesi, yarbaylıktan albaylığa yükseltildi.


ü Düşman, ikinci çıkartma sahası olarak, Yarımadanın güney ucunu seçmişti. Seddülbahir cephesi böyle açıldı. Fransızlar bu cepheye 50.000 kadar asker sürdü. 6-7-8 mayıs muharebeleri korkunç derecede kanlı ve göğüs göğse oldu. Ama düşman hiçbir kazanç sağlayamadı.


ü Üçüncü ve geçici bir taarruz hedefi olarak seçilen Kumkale´de (Anadolu yakası) düşmanın hareketi, Gelibolu yarımadasındaki hareketleri maskelemek, dikkati Anadolu yakasına çekmek içindi. Burada 3. Tümenimize bağlı birlikler vardı. Düşmana şiddetle karşı çıkıldı.


ü Ağustos muharebeleri kazanılmıştı. Eylül ayının ilk günlerinde Başkumandan vekili ve harbiye nazırı Enver Paşa, Gelibolu cephesine geldi. Cephenin bütün aksamını ve grupları gezdi. Fakat Anafartalar grubu mıntıkasını ve oranın kumandanı Mustafa kemal´i ziyaret etmedi.


ü 10 Aralık 1915´te Mustafa Kemal, Ordu Kumandanı Liman von Sanders´e rahatsızlığından bahsederek istifasını sundu ve yarımadadan ayrıldı.


ü Sanders Paşa, Enver paşa´ya gönderdiği mektupta ... Albay Mustafa kemal Bey, ayrılmak istiyor, çünkü güveninize sahip olmadığı kanaatindedir. Ben ziyaretin zaman yetersizliğinden yapılamadığını.. ifade ettim... Ayrılma dilekçesini, Ekselanslarınızın güvenini belirtmek suretiyle reddetmek lütfunda bulunmalarını rica ediyorum..." diye yazdı.


ü İngiltere ve Fransa, 19/20 aralık gecesi Anafartalar ve Arıburnu, 8/9 ocak gecesi Seddülbahir cephelerini tahliye etti.


ü Çanakkale cephesindeki kaybımız (şehit, yaralı, muhtelif hastalıklardan ölen, kayıp ve bu cepheden geriye sevk edilen hasta ve tebdilihavalıların sayısı dahil) 251.350. İngilizlerin 261.000, Fransızların zayiatı ise 115.000 dir"


Kaynak : Şevket Süreyya Aydemir, Makedonya´dan Ortaasya´ya Enver Paşa, Cilt III, Remzi Kitapevi, İstanbul, 1972