Korkunç bir patlama.


Bir anda ortalığı kasıp kavuran, iki bin


derecelik ısı.


Boğucu gaz.


Çöken toprak, kaya kütlesi.


Sonsuz karanlık.


Bir saniye içinde, sönüveren yaşam ışığı.


Gelecek ile ilgili planlar.


Çoluk, çocuk, geçim gailesi.


Evlenilecek yavuklular.


Ödenecek borçlar.


Alınacak eşyalar.


Ekmek, su.


Büyük bir gürültü.


Son bir nefes almaya yetmeyen zaman.


Artık hiç içilmeyecek bir yudum suyu.


Suya özlem.


Sabah kahvaltın nasıldı?


Karnın aç mıydı?


İş çıkışı yarım kilo kıyma alabilecek miydin evine?


Çocuk &8220;akşama çikolata getir&8221; mi demişti?


&8220;Peki getiririm. Ama sen uslu olursan&8221; mı demiştin çocuğuna?


Yoksa çikolata yerine bir ayakkabı mı almayı mı düşünüyordun?


Sabah evden çıkarken, aynaya bakıp alın yazını okuyamadın değimli?


O gün neler olacağını tahmin edemedin değimli?


Her nasılsa olan olmuş bir kere.


Ekmeğin yerin altında idi.



Her gün oraya inip, çıkarıyordun yer yüzüne.


Sıcak taze ekmeğini.


Ailenle paylaşıyordun.


Bu gün yukarıda seni bekleyenlerin durumunu hiç düşünmemiştin.


Düşünemezdin zaten.


Güvenlik önlemlerine, güveniyordun.


Tüm politikacılar isteseydin ayağına gelmezlerdi.


Seçim geçmişti.


Senin seçimin sürüyordu.


Ekmeğini kazanmak için, yer altında çalışmaktı senin seçimin.


Ama şimdi bak, bütün hepsi bulunduğun noktaya geldi.


Seni merak ediyorlar.


Ailen, dostların, seni tanımayanlar bile seni merak ediyor.


Korkunç bir patlama.


Bir anda ortalığı kasıp kavuran iki bin derecelik ısı.


Boğucu gaz.


Çöken toprak ve kaya kütlesi.


Sonsuz karanlık.


Ekmeğin orada.


Emeğinin karşılığını böyle mi alacaktın?