Ekonominin gündemi pirinç.

Yani zam.

Yani kriz.

Yaygın basın olayın üzerine gidiyor.

Suç önce toptancılara atıldı.

Şimdi sırada pazarcılarda.

Muhabir olayı zincirleme izliyor.

Önce toptancıya soruyor;

Pirinç kaç lira?

Bir lira 80 kuruş.

Sonra pazarcıya soruyor;

Pirinç kaç lira?

5 lira 80 kuruş.

Pazarcı malı götürüyor.

[*][*][*]
Siyasetin gündemi seçim.

Yani aday adayları.

Yani adayların adamları.

Soruyorum;

Kimler aday adayı?

Medeni cesareti, birazcık parası olanlar.

Başka?

Reklama ihtiyacı olanlar.

Birilerine söyleyecek sözü olanlar.

Gıcıklık yapmak isteyenler.

Gazetelere haber olmak isteyenler.

Adaylık pazarı özetle böyle.

Ya bu işin toptancıları ne yapıyor?

Anketlere bakıyorlar.

Teşkilat yoklamaları yapılıyor.

Hizmete, 'boy-pos'a, endam'a bakılıyor.

Kısacası aday pazarı pirinç pazarından farklı.

Burada iplen toptancıların elinde.

İstediği adayı, istediği yere verir.

[*][*][*]
Sonuç;

Demokrasi dediğin zaten böyle olur.

Elinde yetkisi ve gücü olan, dünyanın en demokratik adamıdır.

Seçme ve seçilme hakkı vardır.

Halk ne yapar?

Vatandaş serbest piyasadaki pirinç tanesidir.

Üretici çuvala doldurur, toptancı kamyon kamyon satar, pazarcı tezgaha çıkarır kilo kilo satar, en son tüketici gücü yettiğince alır.

Son söz; Halk seçer, seçilir, çalışır, üretir.

Piyasada yine toptancının dediği olur.

Yıllar Önce

Otomobil kazasında ölen yaşlı çift, doğru cennete gönderilirken görevli anlatmaya başlar: - Şu denize bakan villa sizin. Yanında tenis kortu, yüzme havuzu ve golf parkuru var. İstediğiniz herhangi birşey için şu düğmeye basmanız yeterli. Cennet görevlileri derhal takdim edecekler..." Görevli ayrılınca, adam karısını azarlamaya başlar: - Kahretsin Vildan, hep senin hatan! - Nasıl yani bey ?! - O kahrolası yürüyüş programların, vitamin hapların, yulaf