TMMOB Maden Mühendisleri Odası Zonguldak Şubesi hizmet binasının akıbetiyle ilgili gelişmeleri yakından takip ediyoruz.
Türkiye Taşkömürü Kurumu'na (TTK) ait 113 yıllık bina, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'ndan alınıp Hazine'ye devredilmişti.
Maden mühendislerinin bu binayı boşaltması istenirken, yerine de "Millet Kıraathanesi" yapılması planlanıyor.
Ancak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, bir soru önergesine verdiği yanıtta, gayet olumlu ve ılımlı açıklamalar yaparak, "Millet Kıraathanesi"nden bahsetmiyor.
Oda yönetimine de herhangi bir tebligat yapılmamış, şu ana kadar.
Umarız, Zonguldak'taki tepkiler dikkate alınmış ve boşaltılması düşüncesinden vazgeçilmiştir.
Zonguldak'ta; TTK'ya karşı tutumlar, yapılan konuşmalar, kentin tarihi yapılarına karşı tutum ve yıkımlar, maden mühendislerinin kültürel ve sanatsal etkinliklerini yaptığı, kent tarihine ışık tutan çalışmaların yapıldığı oda binasına karşı olan tavırlar insanı üzüyor.
Bir kentte çok farklı görüşler ile birlikte iyi işler yapabilmeyi başarmak kadar güzel bir duygu yok.
Herkes, herkesin görüşüne saygı duymalı. "O bizden, bu bizden değil" anlayışıyla hareket etmek, güzel şehrimize ve insanımıza zarar verir.
Diyeceğim o ki; umarım Maden Mühendisleri Odası Zonguldak Şubesi hizmet binasını boşaltmak düşüncesinden vazgeçip, ellerini binanın üzerinden çekerler!

'Üretim' diye bir dertleri yok!
Son yıllarda Türkiye Taşkömürü Kurumu'nda (TTK) üretimdeki hızlı düşüş, gözlerimizin önünde gerçekleşiyor.
"TTK'da üretim artsın" diyen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, TTK'nın 14 bin olan norm kadro sayısını 10 bin 750'ye düşürdü.
Şu an yer üstüyle birlikte kurumdaki işçi sayısı 7 bin 800... Emekliliği hak eden bin 500 işçi var.
Durum ortada...
TMMOB Maden Mühendisleri Odası Zonguldak Şubesi eski Başkanı ve Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (ZBEÜ) Maden Mühendisliği Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Erdoğan Kaymakçı, norm kadro ile ilgili görüşlerini şöyle açıkladı:
"Yıllardır kuruma, üretime yönelik de olsa istihdam sağlamayan Bakanlık, norm kadro sayısını da 10 bin 750 kişiye indirmiştir. Yani kendi tespit ettikleri norm kadronun da aşağısına inilmiştir. Hem üretimi artırmak gerektiğini söyleyeceksiniz hem de bu hedefe ulaşmak için ihtiyaç olan 14 bin çalışanı, 10 bin 750'ye indireceksiniz. Neden? 'Üretim' diye bir dertleri yok çünkü. Dolayısıyla kurum, iktidar mensupları tarafından gözden çıkarılmıştır ve bu anlayışla hızla yok oluşa doğru sürüklenmektedir."
Kurumda, liyakatsiz çok isim de var. Yapılan atamalar, iş barışının bozulmasına neden oluyor.
Siyasi iktidar, kurum üzerindeki hegemonyasını sürdürüyor.
Atamalarda, insanların bilgisi ve becerisi dikkate alınmıyor.
TTK Genel Müdürü Kazım Eroğlu da çıkıp, "Kurumda işçi açığı var, işçi alınması gerekiyor" diye bir açıklama bile yapamıyor.
Kurum hakkında en bilgili ve en yetkili kişi olan Genel Müdür Eroğlu, kurum hakkında iki söz edemiyor.
Çünkü üzerinde siyasi baskı var.
Kendisi dinlense, önerileri dinlense, kuruma büyük bir katkısı olur.
Ama sistem başka türlü çalışıyor!