Devlet; şehrin yarısına vermiş, diğer yarısına da söz vermiş birine inanacak değil ya!
Her gün hakkımızda çıkan iddiaları okuyup okuyup gülüyoruz.
Erkeklerin cinsel zevklerine para karşılığı hizmet eden ve bu işi meslek edinen kadınların çocukları, her gün yeni bir şey uyduruyorlar!
Bu koroya; şehrin yarısına vermiş, diğer yarısına da söz vermiş kişiler de ekleniyor!
Gazeteye haber mi yapalım, siteye haber mi atalım, işyerinin ekonomisiyle mi uğraşalım, bir de erkeklerin cinsel zevklerine para karşılığı hizmet eden ve bu işi meslek edinen kadınların çocuklarıyla mı uğraşalım?
Hastaları soyan profesörden 250 bin, karısının donunu giyen profesörden 50 bin, batık şirketlerden fatura alıp şirket patlatan kömürcülerden para alıyormuşuz!
Bu iddiaları ortaya atanlarda; şeref, namus, onur, şahsiyet yok mu?
Gerçi, bu iddialar bir şey mi?
Bir ara "Erdemir'den 400 bin, Eren'den 270 bin" diye yazan geri zekalılar vardı. Hatta bir günde 500 bin lira kredi borcu kapattığımız, bu borcu nasıl kapattığımız sorgulanmıştı.
Ben, soran herkese söylerim!
Merak eden bana sorabilir!
Para almışsam, "aldım" derim zaten!
Hem de küsuratına kadar söylerim!
Borcumu öderim!
Ama almadığım paralarla beni itham edenlerin annelerine selam söylüyorum!
Bir de, bize olan borcunu ödememek için sağa-sola yalpa yapanlara da selam söylüyorum!

Gelir İdaresi Başkanlığı'na çağrı...
Zonguldak Gelir İdaresi Başkanlığı ve Vergi Daireleri, kömür işiyle uğraşan, termik santrallere kömür satan firmaların gider olarak kullandıkları faturaları bir denetlese, neler çıkar acaba?
İzmit ve İstanbul firmalarından alınan faturalar gerçek mi?
Fatura kesen firmalar, devlete vergi ve sigorta ödüyorlar mı?
Yoksa bir masa, bir kasadan ibaret şirketler mi?
Yerli kömür ithale, ithal yerliye nasıl dönüşüyor?
Çok ortaklı kömür şirketinin içi nasıl boşaltıldı?
Borç kime kaldı, devlete ne kadar kazık atıldı?
Devlete ödenmesi gereken paralarla şehir merkezinde kimler mülk satın aldılar, bina yaptılar, kim akaryakıt istasyonu aldı, kim sevgilisine işyeri açtı?
Hep birlikte öğrensek, olmaz mı?

Kanunsuz Topraklar...
Fox TV'de yayınlanan "Kanunsuz Topraklar" dizisini izliyorum.
Çok ilginç karakterler var!
Bazıları günümüzdeki maden patronlarına çok benziyor!
Maden Patronu Malik Paşazade var, mesela!
Ali Gelik var!
Kasapoğlu var!
Maden Patronu Malik Paşazade'nin kızlarına sulananlar var!
Alanlar var!
O zaman ki kömürcüler ile şimdiki kömürcülerin benzer noktaları var.
İlgiyle izlemeye devam ediyoruz!
Kömürcünün kızını isteyen kömürcü de var, amele de var!
Bakalım hangisi alacak?
Yalnız bu kömürcü Ali Gelik'in annesi, Bolu'da genelev işletiyormuş, iyi mi?
Adam bildiğin, erkeklerin cinsel zevklerine para karşılığı hizmet eden ve bu işi meslek edinen kadının çocuğu!
Ama Maden Patronu Malik Paşazade'nin kızını istiyor, iyi mi?
Ne günlere kaldık!
Bakalım daha neler çıkacak?

Günün Fıkrası: Bağdat Bağdat olalı böyle Vali görmedi!
Bağdat Valisi, Bağdat'taki kocasız kadınların durumunu pek acı bulmuş. "Bütün bekar erkekler evlenecek, evliler de ikinci eşi alacak, evlenmeyene idam cezası" demiş.
Adam da, genç bir kadın konusunda karısını ikna edemeyince, "Mahalledeki koca karıyla evleneyim o zaman" demiş.
Kanunlara göre adamın evlendiği kadının yanında en azından bir gece kalması gerekiyormuş. Koca karı, ertesi gün evden topallayarak çıkarken neşeyle, "Bağdat Bağdat olalı böyle vali görmedi" demiş.