Geçtiğimiz cumartesi günü öğle saatlerinde Zonguldak'tan yola çıktık.
İstikamet, Bartın 24'üncü Kitap Fuarı...
Fuarı gezdik, kitap aldık, Bartın'ın kültür varlıklarından biri olarak kabul ettiğim dostum Arif Üçler, Hacı Bulut ve Turhan Öztürk ile buluştuk.
Gazeteci Yavuz Donat ve Şebnem Bursalı ile sohbet etme, kitaplarını imzalatma fırsatı bulduk.
İki kişinin hayatını kaybettiği otobüs kazasında ağır yaralanan Bartın Belediye Başkanı Cemal Akın'a "geçmiş olsun" dedik.
Bize, meslek büyüğümüz Şevket Salcı'nın emaneti, Bartın Belediyesi Özel Kalem Müdürü Sevgi Salcı çok güzel ev sahipliği yaptı.
İnkumu yolunda yeni açılan Riverside Otel'in restoranında muhteşem bir gece geçirdik.
İstanbul'da beş yıldızlı bir otel konforunda, lüks bir restoran havasında geçmişe yolculuk yaptık.
Geceyi, 400 yıllık konaktan otele dönüşen Rana Konak'ta geçirdik.
Kahvaltıdan sonra Zonguldak'a dönecektik.
Ama Sevgi Salcı, bize muhteşem bir tarihe yolculuk yaptırdı. Yalıboyu'ndan Gazhane Kültürparkı'na, oradan Bartın Şehitler Müzesi ve Bartın Kent Müzesi'ne gittik.
Şunu gördük ki, belediyecilik; sadece su ve emlak vergisi faturası tahsil etmek, parke döşemek, cillop gibi asfalt yapmak değilmiş.
Belediyecilik, geçmişi geleceğe taşımakmış.
Belediyecilik, kent tarihini, kentlilik bilincini yaşatmakmış.
Belediyecilik, kentin tarihi dokusu yanında halkın nereden nereye geldiğini gösteren izleri yaşatmakmış.
Bartın Belediye Başkanı Cemal Akın'a, belediyeciliğin ne olduğunu bizlere gösterdiği için teşekkür ediyoruz.
Borçla aldığı belediyeyi, kasasında 50 milyon lira para olan, altyapı hizmetlerinin yanı sıra kültür-sanata ve sosyal yaşama katkı veren yatırımlar yaptığı için teşekkür ediyoruz.
Ve bizlerin ufkunu açtığı için bir daha teşekkür ediyoruz.
Teşekkürler Sevgi Salcı...
Teşekkürler Bartın...

Kanunsuz Topraklar!
Bir kaç gündür "kaçak kömür, yerli-ithal kömür, batık şirkete düşük sigorta..." konularında yazılar yazıyorum.
Zonguldak'ı geliştirmek ve kalkındırmak iddiasını ortaya koyanlar, eğer bu kaçakların önüne geçebilseler, Zonguldak'a daha büyük hizmet etmiş olurlar. Ama onlar, bizim yazdıklarımızı okuyup keyif yapıyorlar!
Onlara bu keyfi yaşatmam!
Kilimli-Gelik bölgesinde faaliyet gösteren firmalar çok cesur!
Bir tanesi, aynı soyadı taşıyan bir kadın üzerine yapmış şirketi!
Oradan yönetiyor işleri!
Devlet, batık şirketten alamıyor; rödövans, vergi ve sigorta ödemelerini!
Çalışanlar da mağdur!
Onların da kalmış hak edişleri!
Bu kişiler ve firmalar, piyasa düzenini de bozuyor!
İşini düzgün yapandan daha fazla para verebiliyorlar!
Vergi yok, sigorta yok!
Ya da bir daire satılacak!
Bu cesur madenciler, daha yüksek bedel ödeyebiliyorlar!
Devlete ödemedikleri paralarla keyif yapıyorlar!
Kimine tektaş, kimine bektaş alıyorlar!
Zonguldak'ı "Kanunsuz Topraklar" dizisine çevirmişler.
Bu kanunsuzluğu bitirmesi gerekenler de seyrediyor!
Hatta dizi setine gidip tebrik ediyorlar!
Olayları, dizi izler gibi izliyorlar!
Size bu diziyi gönül rahatlığıyla izlettirmeyeceğiz!
Bu dizi setini dağıtmak, oyuncuları ve seyircileri deşifre etmek için tüm gücümüzle çalışacağız!
Haydi hayırlısı!

Kestane Diyarı!
Sen git, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bir ton kestaneyi pişirt; milletvekillerine, personele ve misafirlere ikram et...
Gökçebey'de eşini aldattığı iddiasıyla canlı yayına bağlanan adamın biri, "Öncelikle kestane balının diyarı Zonguldak'tan tüm dünyaya selamlar" desin...
Türkiye bu adamı ve kestane balını konuşsun...
İyi mi?
Hayat, bazen böyledir işte!