Değerli Okurlarım...
Karayolları'nda görev yaptığım 1970'li yıllarda, karayolları makine parkında turnapul ya da scraper adı verilen bir ağır iş makinası türü vardı.
Bu makinanın devasa ön ve arka tekerlekleri arasında, alttan açılıp kapanabilen oldukça geniş hacimli bir kovası vardı.
Ayrıca, altında, zemine yüksekliği ayarlanabilen bir kazma-küreme bıçağı da vardı.
Bu makine, dişine uygun, kazılması, yüklenmesi kolay olan zeminlerin ve malzemelerin, kazılmasında, yüklenmesinde ve 800-1000 metre gibi kısa mesafelere taşınmasında büyük kolaylık ve ekonomi sağlayan bir ağır iş makinası türü idi.
Bu makinalarla, kazarak ya da küreyerek kovasına doldurduğu kazıyı taşındığı yerde tabakalar halinde serer ve (devasa tekerlekleriyle) sıkıştırılmasını da yapardı.
Ancak kazılması, yüklenmesi zor olan zeminlerde tek başına pek bir işe yaramazdı.
Böyle durumlarda, pusher (itici) adı verilen dozerlerle arkasından itilerek çalıştırılırlardı. (Resim:1-2)

Yüklenicimiz Palet İnşaat, 1970'li yılların ortalarında, Mengen-Devrek yolunun Eğerci yol ayrımından sonraki son bölümünde, bu makina gurubunu da çalıştırmıştı.
Bir gün turnapulların puşer operatörü Musa Usta'nın, "Şefim, bu makinalar torpille şef, müdür olan memurlara benzer. Arkasından itekleyen olmazsa bir işe yaramaz, akşama kadar kovasını dolduramaz!" sözlerine, turnapul operatörlerinden birisinin de "Sen de benim kovayı doldurmasan, doldurup taşımasam yerinde kalır hem bir işe yaramaz hem sen de aç kalırsın!" mealindeki sözlerini de hatırlıyorum.
Günümüzde ise, belki de, Dozerci Musa Usta'nın dediği gibi, ya fazla işe yaramadığı, ya da bu makinaların yaptığı işleri daha kolay ve ekonomik olarak yapabilen yeni makinalar yapıldığı için, turnapulların üretimlerinin yapılmadığını ve şantiyelerdeki makine parklarından çıkarıldıklarını sanıyorum.
Değerli Okurlarım...
Dozerci Musa Usta'nın, Pusher-Turnapul gurubu çalışmaları ile ilgili olarak, bu yazıya da ilham kaynağı olan, "Şefim bu makinalar, torpille şef, müdür olan memurlara benzer" benzetmesinde de bir kovası doldurulan ve dolduran taraflar olsa da tam uyduğu söylenemez.
Zira, turnapul-pusher birlikteliğinde, kovası dolan ile doldurulan arasında bir çıkar ilişkisi ve gizlilik yoktur.
Birbirlerinin eksiğini tamamlama amacıyla yapılan bir işbirliğidir.
Diğer yandan, haksız, hukuksuz, nema içerikli kovası doldurulanların ve dolduranların bürokrasideki liyakate dayanmayan atama ve terfilerle de sınırlı değildir.
Zira günümüzde, her alanda ve düzeyde iktidar gücüne sahip olanların, yönettikleri kişiler, kuruluşlar, kurumlar ve guruplar arasındaki, kova doldurma ve doldurduğu kovadan bir şekilde nemalanma içerikli tüm meşru olmayan gizli-açık eylemleri bu kapsamdaki ilişkilerdir.
Her dönemde, örnekleri çok yaygın olduğu bilinen, bu tür haksız, hukuksuz ve ahlaki de olmayan ilişkilerin ve ittifaklarının her türünün, toplumun ekonomik ve sosyal sorunlara neden olan, apseli akut ve geniş birer yara bölgeleri olduğu bilinmektedir.
Günlük yaşamda bu akut yara bölgelerinin, tüm bedeni enfekte eden en yaygın alanları olarak, iktidar sahiplerinin yaptığı;
[*] Bürokrasideki liyakate dayanmadan (özellikle yüksek makamlara!) yapılan tayin ve terfiler,
[*] İhalelerde yapılan yolsuzluklar ve usulsüzlükler, uzak- yakın kayırmacılıkları,
[*] Rant yaratmaya yönelik imar mevzuatına uygun olmayan planlama ve uygulamalar,
[*] Yandaş olarak nitelendirilen kişilere, gazetecilere, vakıf ve derneklere gibi STK'lara ve örgütlere, kamu kaynakları ile yapılan maddi ve yönetimsel desteklemeler,
[*] Maden ve taşocakları gibi doğal kaynakların tahsislerinde, ruhsatlandırılmalarında; arama ve işletme hakları kazanımlarında ve kullanılmasında mevzuata uygun olmayan ya da uydurulan işlemlerle ağlanan kolaylıklar, çeşitli yollarla yapılan desteklemeler,
sayılabilir.
İktidar sahiplerinin bu tür pusherlik rolleri çıkar amaçlı olmasa, iyi niyetle yapılsa bile, doğru olduğunu söylemek de mümkün değildir.
Diğer yandan, bu pusher-turnapul birlikteliğinde, pusherlik yapacak dozerin gücünün, itip dolduracağı turnapulun kovasının büyüklüğüne, doldurulacak kütlenin ekonomik değerine ve zeminin kazılma-yüklenme zorluğuna-kolaylığına uygun olması teknik bir zorunluluktur.
Benzer şekilde, iktidar gücüyle yapılacak pusherlik görevlerinde de, bu uygunluğun olması gerektiğini söylemeye gerek yoktur.
Örneğin, herhalde, rektörlük, genel müdürlük gibi yüksek koltuklara ulaşmak ya da büyük bir ihaleyi kapmak için ihtiyaç duyulacak pusherlerlik hizmetleri ile küçük bir memurun, tayın-terfi işleri ya da bir okul kantininin işletilme ihalesini almak için ihtiyaç duyulacak pusherlerin gücünün de dolduracaklara kovaya uygun olması da zorunludur.
Bu kapsamda, dün;
[*] Büyük müteahhitlerin ve kamunun taşeronları bile olamayanların, sanayi de işyeri bile bulunmayanların günümüzün muteber büyük iş adamları, müteahhitleri, fabrikatörleri olanlarının,
[*] Hacımurat ve Toros arabalara binenlerin, varoşlarda oturanların, günümüzde en pahalı arabalara binenlerin, lüks içinde yaşayanların,
[*] Bürokraside jet hızıyla yüksek makamlara ulaşanların,
[*] Yazıp-çizdikleri okunmayan, yüksek makamların yanından bile geçemeyen, tanınmayan yazar çizerlerin günümüzde iktidar sahiplerinin iltifat ve ihsanlarına ulaşanların,
büyük çoğunluğunun, yukarıda anlatılmaya çalışılan kovası doldurulanlar ve dolduranlar arasındaki çıkar içerikli pusher-turnapul ilişkilerinin ürünleri olmadığını, herhalde sadece bu ilişkilerin tarafları ve onların yandaşları söyleyebilir.

YAPILMASI GEREKEN...
Ülkemizin güvenilir uzmanları ve kanaat önderleri, bu kapsamadaki çıkar içerikli ilişkilerin ve günümüzde yaşanmakta olan ve hat safhaya ulaşmış ekonomik ve sosyal sorunların ana nedeninin demokratik işleyiş ile ilgili hata ve eksikliklerden kaynaklandığını söylemekte ve yazmaktadırlar.
Bu durumun sorumlularının da iktidar gücünü kullanan seçilmiş ve atanmış kadrolar olduğunu da söylemektedirler.
Yine Sayın Hukukçu Prof. Dr. Ersan Şen gibi değerli güvenilir uzmanlar ve kanaat önderleri, bu sorunların çözümü için yapılması gerekenleri sabah akşam yazılı ve görsel basında tartışmakta, yazmakta ve söylemektedirler.
Bu güvenilir uzmanların yazdığı reçetelerde, geçmişte yaşanmış deneyimlerden de yararlanılarak, acilen, toplumun güvendiği uzmanlar tarafından hazırlanacak köklü bir plan ve programın hazırlanmasının ve yine güvenilir kadrolar tarafından tavizsiz uygulanmasının zorunlu olduğu yazılmaktadır.
Bunun da ya iktidar ve muhalefet taraflarının olabildiğince uzlaşması ile ya da yapılacak bir erken seçim ile mümkün olabileceği de yazılmaktadır.
Bunun için de en büyük görev ve sorumluluğun iktidar tarafına düştüğü de açıktır.
Ülkemizde her alanda her türde ve düzeydeki turnapul-pusher ittifaklarının olabildiğince son bulmasını ve güvenilir uzmanların yazdığı reçetenin acilen uygulamaya konulmasını dilerim.