Zonguldak'ta halkın yararına olan hiçbir hizmet, zamanında tamamlanamıyor. Muhakkak yılan hikayesine dönecek, öyle hayata geçecek.
Bununla ilgili; eğitim, sağlık, ulaşım ve kültür alanından birçok örnek verebilirim.
Eleştireceğim konu, eğitim alanında yapılan bir hizmet... Tepebaşı Mahallesi içinde ve Atatürk Devlet Hastanesi'ne yakın alanda yapılan okul eğitime açılamadı.
Bu okulun teslimi bir yıl önce yapılmış ancak hala boş duruyor.
Çok güzel bir bina... Sağlık Meslek Lisesi olarak düşünülmüştü. Sonradan fikir değiştirildi. Eski adıyla "Uzunmehmet Lisesi" tadilat edilerek, Sağlık Meslek Lisesi oraya taşındı.
Çünkü yeni okula, Kız Meslek Lisesi'ni taşıyacaklardı! Kız Meslek Lisesi binası yeni hastanenin otoparkı için yıkılınca, "okul yeni binaya taşınacak" diye tasarlanmıştı.
Ancak Kız Meslek Lisesi'nin yıkım kararı durduruldu. "Tarihi anıt" olarak tescillenince, işler karıştı.
Siyasiler, Kız Meslek Lisesi'nin yıkılacak olmasına ve yeni yer bulunmasına sevinmiştiler ki, hevesleri kursaklarında kaldı.
Okul konusunun asıl muhatabı olan İl Milli Eğitim Müdürü Züleyha Aldoğan da, kararsız kaldı.
Eğitimle ilgili en güzel kararı Milli Eğitim Müdürü verir. Eğitimden anlayan, o yolda emek sarf eden, en olumlu kararı verebilir.
Ancak ülkede işler böyle yürümediği için şu an Milli Eğitim Müdürümüz Aldoğan da bu okulun ne olacağı yönünde kararsız...
Yayla Ortaokulu'nda ikili eğitim yapılıyor, belki de öğrencilerin bir kısmı yeni okula geçirilecek.
2021-2022 eğitim-öğretim yılının yarısı olacak neredeyse, yepyeni okul atıl duruyor.
"Siyaset her şeye karışmasa..." gibi olmayacak bir öneriyi telaffuz ediyorum, biliyorum.
Ancak olmuyor kardeşim, illa ki işin bir yerinde olacak siyaset....
Daire müdürleri, kendi alanlarıyla ilgili işlerde kendi iradeleriyle söz sahibi olabilseler, daha başarılı işler çıkar ortaya...
Siyasiler, bürokrasinin işlerini kasıyor. Herkes kendi bilgili olduğu konuyu hayata geçirebilmeli.
Siyasetçiler, bürokrasinin işine karışmamalı... Siyasiler istiyor, bürokrat görevden alınıyor. Siyasiler istiyor, bürokrat göreve getiriliyor.
Bu sistem devam ettikçe, işler çıkmaza girer. Zonguldak'ta bunların örneğini çok görüyoruz.

Hayatımızda bir çok şeyi unuttuk ama onların adını asla...
Bugün "24 Kasım Öğretmenler Günü"... Başta Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere hayatını kaybedenleri rahmet ve saygıyla anıyor, hayatta olan öğretmenlerimin ellerinden öpüyorum.
Eğitim adına emek vermiş; laik, aydınlanmacı eğitim için özveriyle savaş veren tüm öğretmenlerin gününü kutluyorum.
Socrates der ki:
"Dünyada her şeye değer biçilebilir, ama öğretmenin eserine değer biçilemez. Çünkü, onun eseri her şeydir ve hem de hiçbir şeydir.
Öğretmenlerimiz sadece beynimizi değil, bütün yaşamamızı biçimlendiren mimarlardır.
En zeki ile en çalışkan arasındaki renk ıskalasının kaşifidirler.
En yaramaz öğrencilerinin bile yüreğindeki cevheri sezerler.
Hayatımızda birçok şeyi unutmuşuzdur ama onların adını asla.
Öylesine bir heykeltraştır ki, bazı inatçılıklarımızı, eksik yönlerimizi, abartılarımızı törpüler...
Öğretmenlik; yetişmekte olan nesli, ailesi, çevresi, milleti, devleti ve vatanı için daima yararlı, yapıcı, yaratıcı iyi bir insan ve iyi bir vatandaş olarak yetiştirme sanatıdır."
Öğretmenlerin yetiştirdiği nesil, bizim geleceğimizdir, bu yüzden öğretmenlerimize çok güveniriz.
Öğretmen profili çok önemlidir. Kendisine ve ülkesine bir faydası olmayan kişiden öğretmen olamaz.
Anne ve babadan sonra gelen en önemli birey olan öğretmenlerimizin sorunlarının bir an çözülmesini temenni ediyoruz.
"24 Kasım Öğretmenler Günü" kutlu olsun...