Zonguldak merkezindeki kamu binalarının büyük bölümü, "69 Ambarları" olarak bilinen bölgeye taşınıyor.
Devamındaki "Aziz Çavuş'un Bahçesi" olarak bilinen bölgenin de kamuya açılması için çalışmalar var.
Burada büyük toptancılar ve depolar var. Ve İkinci Makas benzeri bir yerleşim yeri mevcut.
Devlet aklı, şimdilik yüksek sesle dile getiremiyor ama bu bölgenin de temizlenmesini istiyor.
Keşke Mobilyacılar Sitesi o araya sokuşturulmasaydı.
Mobilyacılar ve Oto Galerileri Sitesi, "TTK Demir Ambarı" olarak bilinen bölgeye yapılsaydı.
Bakacakkadı'ya Toptancılar Sitesi yapılıyor.
Zonguldak'taki toptancılar da oraya taşınsaydı.
Ama dediğimiz gibi, Zonguldak'ta güç kimin eline geçerse, onun dediği oluyor.
Sadece bir kişide "akıl" olduğu için "ortak akıl" yok!
Hep onun dediği oluyor!
Bürokrasi de bu ara "ona" uyuyor!
Hayırlara vesile olur inşallah!

Uzun Mehmet Anıtı halka açılacak
Yazı İşleri Müdürümüz Öznur Güneş, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi'nin Uzun Mehmet Anıtı'nın bulunduğu alanı halka kapatmasını eleştiren bir yazı yazmış, ben de bu yazıyı desteklemiş ve topu Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu'na atmıştım.
Başkan Kutoğlu, hafta sonunda aradı. Uzun uzun konuştuk.
Eski hayvanat bahçesinin bulunduğu bölge üniversiteye tahsis edilirken, Uzun Mehmet Anıtı'nın olduğu bölge de halka açık kalmak kaydıyla üniversitenin kullanımına bırakılmış, dönemin Valisi Ali Kaban tarafından...
Ama üniversite alanı kapatmış!
Hakan Hoca, görev yaptığı üniversitenin Rektörü Prof. Dr. Mustafa Çufalı ile Kent Konseyi Başkanı olarak konuyu görüşecek.
Önüne gelenin bir yeri kapatmasına göz yumarsak, yarın bu kentte adım atacak yer bulamayız.

Kıssadan Hisse: Neden ben?
1983'te kalp ameliyatı sırasında aldığı kan nedeniyle AIDS'te yakalanan efsanevi Wimbledon tenisçisi Arthur Ashe'ye taraftarlardan birisi ölmeden önce bir soru sorar:
"Tanrı neden böyle kötü bir hastalık için seni seçti?"
Arthur, buna şöyle cevap verdi:
"50 milyon çocuk tenis oynamaya başladı, 5 milyonu tenis oynamayı öğrendi, 500 bini profesyonel tenis oynamayı öğrendi, 50 bini devreye girdi, 5 bini Grand Slam'e ulaştı, 50'si Wimbledon'a katıldı, 4'ü yarı finallere kaldı, 2'si finale yükseldi... Ve ben kupayı elime aldığımda Tanrı'ya hiç sormadım: Neden ben?Şimdi acı çektiğim için bunu Tanrı'ya nasıl sorabilirim? Neden ben?"

Hisse: Bazen hayatınızdan memnun değilsiniz, bu dünyadaki birçok insan sizin yaşadığınız hayatı yaşayabilmeyi istiyor.
Bir çiftlikte yaşayan bir çocuk uçakları hayal eder.
Ancak, uçaktaki bir pilot, çiftlik evini ve eve dönme hayallerini kuruyordur.
Hayat işte...
Keyfinize bakın...
Zenginlik mutluluğun sırrı olsaydı, zenginler sokaklarda sürekli dans ediyor olurdu.
Ancak sadece çocuklar bunu yapıyor.
Güzellik ve şöhret ideal ilişkiler getirseydi şayet, ünlülerin mükemmel evlilikleri olurdu.
Yaşayın, mutlu olun!
Alçak gönüllülükle yürüyün ve gerçekten sevin...
(Alıntı)

Günün Fıkrası: Nereye gittin?
Adam tweet atmıştı..
"Dün gece geç saatlere kadar arkadaşlarla partideydim. 7 kadeh şarap, 3 duble rakı içtim. Gene de en ufak alkol belirtim yoktu. Rahatça arabamı kullanabilirdim. Ama sorumluluk duygum ağır bastı. Taksi çağırdım."
Tweet'e 120 like, 40 alkışlayan yorum gelmişti ki, en alta en yakın arkadaşının notu düştü:
"Yahu, parti senin evindeydi. Taksiyle nereye gittin?."