Kastamonu'nun Azdavay ilçesindeki göçükte ölen kadın mühendis Huriye Güney, aynı zamanda maden ocaklarında ölen ilk kadın işçiydi. Selim Demir de ölen ilk maden sahibiydi.
Erol Çatma'nın Bianet'te yayınlanan araştırmasını Yüksel Yıldırım, "Zonguldak Nostalji" sayfasında paylaşınca, biz de sitemize aldık.
Daha beş dakika bile olmamıştı...
Arayan, Çatalağzı Belediye Başkanı Adnan Akgün'dü...
Adnan Akgün, yıllarca birlikte çalıştığı Deka Madencilik'in sahibi Selim Demir ve Maden Mühendisi Huriye Güney'in haberini görünce, teşekkür etmek için aramıştı.
Ama bir anda duygulandı.
Gözyaşlarını tutamadı.
Hıçkıra hıçkıra ağladı.
Belediye Başkanlığı bir yana insan olarak severim Adnan Akgün'ü...
Deka Madencilik'te maden mühendisi olarak çalıştığı yıllardan tanırım kendisini...
Ve elbette Selim Demir'i...
Böylece anmış olduk, bu güzel insanları...
Mekanları cennet olsun...

CHP, karanlık odakların yeri midir?
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Zonguldak Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Nazan Papila, Zonguldak Valiliği önünde düzenlenen "10 Kasım Atatürk'ü Anma Günü" törenlerine geç kaldı. ADD'nin çelengi, Atatürk Anıtı'na sunulamadı. Arkadaşlarımız, doğal olarak bu durumu haber yaptılar.
ADD Şube Başkanı Nazan Papila, olaydan duyduğu üzüntüyü dile getiren bir açıklama yaptı.
Sonrasında yazılı bir açıklama geldi.
Haberler "kasıt" varmış gibi yazılmış!
Törene katılmama gibi bir kasıt olamazmış!
Atatürk'e olan saygıyı ve sevgiyi yok etmeye hiç kimsenin, hiç bir oluşumun ve karanlık odağın gücü yetmeyecekmiş!
Bu nasıl bir açıklama, Allah aşkına!
Nazan Hanım, törene yetişememiş, suçlusu haberi yapan gazeteciler olmuş!
Nazan Hanım, törene yetişse, çelengi koysa, hiçbir tartışma olmayacaktı.
Zonguldak Valisi Mustafa Tutulmaz ya da Belediye Başkanı Ömer Selim Alan, bu törene katılmasa, neler söylenecekti, düşünsenize?
Trafik sıkışıklığının bahane edilmesi de çok saçma...
Atatürk, o kadar yokluğun içinde bu milleti bir araya getirip zaferler elde etti.
İstese ADD Şube Başkanı Nazan Papila'dan daha güzel bahaneler bulunabilirdi.
"Para yok, silah yok, mermi yok, top yok, asker yok, yiyecek yok" derdi.
O kadar yokluğa rağmen savaşlar kazanıldı, bir ülke kuruldu.
Nazan Papila gibi "Ama trafik çok sıkışıktı" demedi!
Olması gereken, Nazan Papila'nın özür dilemesiydi.
Ama onlar, hayali düşmanlar yaratıp kendilerini kurtarmaya çalıştı.
Nazan Papila, özür dile...
Onlarca insan, senin şikayet ettiğin trafiği geçip bu törene katıldı.
Onlarca insan, bu özel günde Atatürk'e koştu. Saygısını, özlemini tazeledi.
Nazan Papila, Atatürk'ten özür dile...
Yazı İşleri Müdürümüz Öznur Güneş'ten de özür dile...
"Karanlık odak" diye suçladığınız o galiba!
Kendisi CHP'lidir! CHP üyesidir
CHP, karanlık odakların yeri midir?

Milli bir hareket değil!
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu CHP'nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun hükümeti "büyükelçilere" şikayet etmesi doğru bir yaklaşım değildir.
Atatürk'ün, yokluklarla ülkeden kovduğu batı devletlerinin büyükelçilerine hükümeti şikayet etmenin bir izahı olabilir mi?
Zaten iktidara geleceğini iddia ediyorsun!
Gelirsin, AK Parti hükümetinin yanlışlarını düzeltirsin.
Ama "AK Parti'yi zora sokacağım" diye ülkeyi yabancı ülkelerin büyükelçilerine şikayet etmek, mektup yazmak, milli bir davranış değildir.
Bu hareketi HDP yapsa, anlaşılabilir.
Çünkü HDP, bu hareketi yıllardır yapıyor.
PKK'ya destek veren batı ülkelerine ülkemizi şikayet ediyor.

'Uzunbaş' mı, 'Fennibay' mı?
Biz yazı yazmış, Alev Uzunbaş'a sormuştum...
"Alev Uzunbaş mı, Alev Fennibay mı?" diye!
Israrla "Alev Uzunbaş" olduğunu söylemişti.
Biz, Alev Uzunbaş'a yazıyoruz!
Şikayet, Alev Fennibay'dan geliyor!
Tekrar soruyoruz...
"Uzunbaş" mı, "Fennibay" mı?
"Uzunbaş" ise, "Fennibay"a ne oldu?
"Fennibay" ise, neden "Uzunbaş"ı kullanıyor?
Bize soruyorlar, yanıt veremiyoruz!