Zonguldak Belediye Başkanı Ömer Selim Alan'ı, geçtiğimiz hafta içinde gazeteci arkadaşlarımızla ziyaret ederek, kendisine bazı sorular yönelttik.
Ben, Zonguldak Limanı içindeki KARDEMİR'e ait kömür depolarının kaldırılıp-kaldırılmayacağıyla ilgili soru yönelttim, Başkan Alan'a...
AK Parti Zonguldak Milletvekilleri, Enerji Bakanına giderek, KARDEMİR kömür depolarının kaldırılması için talepte bulunmuşlardı.
Zaten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, o çirkin görüntüyü görmüştü. Bu kötü görüntünün kaldırılması gerekiyordu.
Aldığım bir kulis bilgisiyle Başkan Alan'a, "KARDEMİR kömür depolarının kaldırılması gündemde. Ancak bu kömür depoları için 'Mehmet Ali Şahin'in uhdesinde' deniliyor. Kaldırılmasının biraz zor olacağı konuşuluyor. Neler söyleyeceksiniz Başkanım" diye sordum.
Başkan Alan da, bana, "Cumhurbaşkanımıza iletip talep ettikten sonra, Cumhurbaşkanımız talimat verdikten sonra kimsenin esamesi okunmaz" diye yanıt verdi.
Bir gazeteci olarak, benim için çok güzel bir haberdi. Tabi ki hemen yayına verdik.
Soruyu sormamda hiç yanlışlık olduğunu düşünmedim. Sonuçta "Karabük" denince, "KARDEMİR" denince, güçlü siyasetçi "Mehmet Ali Şahin" gelmez mi akla?
Bu konu bir yerlerde konuşulmuş, biz de sorduk. Bizim için güzel bir konu olan bu haber, TBMM eski Başkanı, Başbakan Yardımcılığı, Adalet Bakanlığı, İstanbul, Antalya ve Karabük Milletvekilliği yapmış Mehmet Ali Şahin'i üzmüş.
Yapılan haberin metnini önüne koyuvermişler hemen!
Kendisi de şu açıklamayı yapmış:
"Çok üzüldüm. Hiçbir bilgim, ilgim, alakam olmayan bir konu ile beni hayali olarak ilişkilendirip, bu tür kelimelerin kullanılması hoş olmamış."
Siyasi büyüğümüz Sayın Mehmet Ali Şahin üzülmesin. Kendisi Zonguldak'ı muhtemelen biliyordur, ancak uzun süredir Zonguldak'a gelmediğini düşünüyorum.
Kendisinin KARDEMİR kömür depolarıyla bir ilgisi olmadığını anladık. Ancak Zonguldak ve bölgeyle bir ilgisi olduğunu düşünüyorum.
Bahsedilen kömür depoları, uzun yıllardır Zonguldak'ı kirletiyor.
Zonguldak'ın göbeğinde bir yerdeki kömür deposu hem kenti kirletiyor hem de görüntü kirliliği oluşturuyor.
Kent merkezinde insanların ağızlarına-burunlarına kömür tozu doluyor.
Bizler, Zonguldak'ta doğal gaza geçip kömürün çevreye ve insan sağlığına verdiği zarardan kurtulmak isterken, tam burnumuzun dibinde kömürü soluyoruz.
Hele ki, bir rüzgar estiğinde, bir fırtına çıktığında o partiküller biz görmüyoruz ama tepemizden aşağıya düşüyor.
Kent merkezini güzelleştirmek için bir takım çalışmalar yapılıyor.
Kentin içi sıkıştırılmış, yapılar üst üste... Düzensiz bir yapılaşmanın içinde bu kömür depoları da ekstra oluyor.
Uzunmehmet Camisi tamamlandı ve Lavuar Alanı da bitince, o kömür depoları orada "ne alaka?" olur.
Mehmet Ali Şahin gelse, bu görüntüyü görse, o da bunu tasvip etmez.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın Lavuar Alanı için hazırladığı animasyon görselde, KARDEMİR kömür depoları yok.
Eğer Sayın Mehmet Ali Şahin müsaitse, vakti varsa, kendisini Zonguldak'a davet edelim, gözleriyle bir görsün.
Bu konuda Zonguldak halkına destek olsun. Belki o müdahil olursa, o depolar oradan daha çabuk kalkar.
Yanlış, yanlıştır...
Kendisine saygılarımı sunuyorum.

Zonguldak'ta neler olduğunu sana göstereceğiz!
Instagram'da "Zonguldak'ta Neler Oluyor?" diye bir haber sitesi var.
42 bin 800 gibi ciddi bir takipçi sayısına sahip. Her türlü haber ve reklam çıkıyor sitede...
Zonguldak'ta gazeteci olmasam, ben de inanacağım bu emek hırsızına neredeyse!
Tamamen emek hırsızlığı yapan, oturduğu yerden doğru Zonguldak basınının haberleri çalan ve bu yolla sitesine reklam alan bir hırsız...
Bu siteyi kim yürütüyorsa, gerekli işlemleri yapacağız. İnternetten anlayan biri, bu kişinin, ya basın camiasından ya da polis olduğu düşünülüyor.
Ama haberin yapılması-yazılmasından değil, sadece çalınmasından anlayan kişi...
Bizim haber fotoğraflarımızı çalıp altına, iki satır yazı yazmayla habercilik olmaz.
Fotoğraf çalıyorsun, haber çalıyorsun, fikir çalıyorsun, emek çalıyorsun...
Kendine özgü bir haber yaptığını daha görmedik, hep çalıntı!
Bizim fikirlerimizi çalarak, takipçi sayını da günden güne artırıyorsun.
Çok biliyorsan, sahaya çık, basın toplantılarına gel...
Bakalım iki kelimeyi bir araya getirebiliyor musun, bir görelim!