Bir haftadır Zonguldak ne kadar sakin!
Yolsuzluk yok, hırsızlık yok, arsızlık yok!
O kadar ki, siyasetçilerin en sosyal aktivitesi cuma namazı!
Bir arızayı yine Pusula çıkardı!
Yazı İşleri Müdürümüz Öznur Güneş'in, Zonguldak Limanı içindeki Kardemir'e ait kömür ve cevher depolama alanlarının kaldırılmasıyla ilgili sorusu bomba etkisi yarattı.
Aslında bomba etkisi yaratan Öznur Güneş'in sorusu değil, Zonguldak Belediye Başkanı Ömer Selim Alan'ın bu soruya verdiği yanıttı.
İlgili haberin o bölümü şöyle:
"Zonguldak Belediye Başkanı Ömer Selim Alan, liman içindeki Kardemir'e ait kömür depolarının kaldırılması ile ilgili soruya da yanıt verdi. Kardemir kömür depolarının Karabüklü eski Bakan Mehmet Ali Şahin'in uhdesinde olduğu ve yerinden kaldırılamayacağı yönündeki söylentileri değerlendiren Başkan Alan, 'Dedikodularla hareket etmiyoruz. Orası kimsenin uhdesinde olan bir yer değil. Cumhurbaşkanımıza iletilip Cumhurbaşkanımıza talep ettikten sonra Cumhurbaşkanımız talimat verdikten sonra kimsenin esamesi okunmaz' dedi."
Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Mehmet Ali Şahin, Belediye Başkan Ömer Selim Alan'ın "esamesi okunmaz" sözlerinden rahatsız oldu.
Telefon trafiği yapıldı.
Başkan Ömer Selim Alan, topu Öznur Güneş'e attı!
Sanki "esamesi okunmaz" sözünü Öznur Güneş söylemiş gibi!
Karabük'ten iki kalem, konuyu irdeleyen yazılar yazdı.
Zonguldak basını, bu yazılardan birini manşetlerine taşıdı!
Gazetecilik böyle bir şey!
Bazıları sizin sorunuzu gazetelerine manşet yapar!
Siz de onların gazeteci olduğunuzu sanırsınız!
"Akredite gazete" olmak böyle bir şey!
Yerel de olsanız; yazdığınız yazılar, sorduğunuz sorular Külliye'nin duvarlarında yankılanır!
Bazıları, aylarca küçücük bir beldeyi yazar, kimseden ses çıkmaz!
Siz bir soru sorarsınız, ortalık ayağa kalkar!
Siyasetçinin ağzından çıkanı kulağı duyacak!
Söylediği sözün arkasında duracak!

Folluk arayan tavuklar gibi...
Sıkışınca, folluk arayan tavuklar gibiyiz!
Yıllarca hastane konusu sürüncemede kaldı! Gittik, eski hastanenin yanına yaptık. Şimdi otopark arıyoruz
Amatör lig takımlarına bile yeni stadyum yapıldı. Biz aynı hastane işinde olduğu gibi yeni stadyumun yerine karar veremedik.
Son dakika inşallah hatalı bir karar vermeyiz.
Çünkü bizde kararı yetkililer değil, etkililer veriyor!
Hastane yerini "dolmuş lobisi" belirlemişti!
Stadyum yerini de "amigo lobisi" belirler.
Kenti yönettiğini düşünür, bizim bürokratlar ve siyasiler!

Rombaki Konağı ve Erdemir...
Rombaki Konağı'nın deprem güçlendirmesine ihtiyacı var.
Ama bu devlet eliyle uzun sürer.
Zonguldak Valiliği, bu işi Erdemir, Eren ya da Aydem'e yaptırabilir!
Ereğli'ye "Kent Meydanı" yapan Erdemir, Rombaki Konağı'nı güçlendirecek mi?
Bu iş, Zonguldak Valisi Mustafa Tutulmaz'ın bir telefonuna bakar!
Zonguldak'ın kültür işlerini, büyük şirketlerimiz aracılığıyla yapabiliriz.
Bunun için donanımlı bir Kültür ve Turizm Müdürümüz yok ama donanımlı bir Valimiz var!
Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Yaşar Karaman, Kültür ve Turizm İl Müdürü olsaydı, neler yapardı, neler!
Yaşar Karaman, iki müdürlüğü de aynı anda yapar. Ama biz ortalığı daha fazla kızıştırmayalım!

Günün Fıkrası: Eşeği kuleye çıkartmana gerek yok!
Adamın biri, işlerinin yoluna girmesi için Allah'a yalvarmış. "Her şey iyi olursa, ahdim olsun eşeğimi sırtıma alıp, Galata Kulesi'nin tepesine çıkaracağım" diye yemin etmiş.
Hikaye bu ya, kısa süre sonra tüm sorunları çözülmüş ve sıra yeminini yerine getirmeye gelmiş...
Eşeğini alıp Galata Kulesi'ne gitmiş, bakmış ki kule çok yüksek. Koca eşeği sırtına alıp dar merdivenlerden döne döne kulenin tepesine nasıl çıkaracak? İmkansız!
Kapıda ak sakallı bir Bektaşi varmış. Yeminini anlatarak, ona akıl danışmış.
Bektaşi, "Her derdin bir çaresi vardır" diyerek sormuş:
"İçki içer misin?"
"Haşa, içmem..."
"Kumar oynar mısın?"
"Asla oynamam..."
"Gazete-kitap okur musun?"
"Vaktim yok ki, nasıl okuyayım?"
"Tiyatroya, eğlenceye, saza, caza, dansa gider misin?"
"Gavur adetlerini sevmem."
"Çapkınlık durumun nasıl? Kadınlarla-kızlarla alem yapar mısın?"
"Asla yapmam!"
Ak sakallı Bektaşi, "Tamam, meseleyi çözdük! Eşeği kuleye çıkartmana hiç lüzum yok. Sen kendin çık, yeminin yerine gelmiş olur!" demiş.