Bir kere ben "HTS kayıtları elimde, mobese kayıtları elimde" şeklinde bir yazı yazmadım.
"HTS kaydı", geçmişe yönelik arama ve sinyal kayıtlarının emniyet ya da istihbarat güçleri tarafından kayıt altına alınması olarak tanımlanır.
HTS kaydı, benim elimde olmaz! Olsa da bir işime yaramaz!
Dava dosyasına girmiş bir mobese kaydına istersem ulaşabilirim.
Size örnek vereyim...
Mesela, uyuşturucu satıcısından para alan iki gazetecinin görüntüsünü çok net bir şekilde gördüm! Bahis çetesinden para alan iki gazetecinin görüntüsünü de gördüm.
Üstelik bu gazeteciler, her fırsatta bize sallayan gazetecilerdi!
Belki de o yüzden gördüm!
Zekası; ayakkabı numarasından büyük, göğüs bedeninden küçük gazeteciler için tekrar yazayım!
Polisten özel hayata yönelik bilgi gelmez! Gelse de o bilgi kullanılmaz!
Zonguldak'ta hareketli dünyanın içinden 4-5 kişiyi tanıyın!
Size her şey gelir! Ama yazarsanız gelir! Bize yazdığımız için geliyor!
O bilgiyi kullanıp para alsak, bir daha size kimse bu tür özel bilgi vermez.
En büyük çelişki, bizim elimizde HTS, mobese kayıtları ve devletin elinde olması gereken mahrem bilgilere sahip olduğumuza inananlar, kendileri hakkında yazdıklarımızı hemen yalanlıyorlar!
Yahu, bu bilgiler benim elimdeyse, sizinle ilgili bilgiler de elimizde olmaz mı?
Bizi eleştirenlerin aklı-fikri hep bizim kazandığımız parada...
Yeri gelmişken anlatayım...
Zonguldak basınında, kişisel masrafı en az olan gazeteci benim.
Gazete patronları arasında kesinlikle sonuncu olurum.
Ama Pusula'nın kadrosu kalabalık... Gideri en fazla olan gazete Pusula...
Diğer gazetelerden fazla para kazanıyor olabiliriz.
Vergi ve sigorta borcundan kurtulmak için şirket değişikliği yapmıyoruz.
Aldığımız iddia edilen paraları duyuyoruz, dudağımız uçukluyor!
Zonguldak'ta böyle bir para yok!
Gazetecilik eğitimi aldığını iddia eden biri, "Üstat, validen de para alıyor musun?" demişti!
Yani o kadar içine işlemiş ki, bizim kazandığımızı sandığı para!
Ve bu nasıl bir algıysa!
Valiliğin silah ruhsatları için topladığı paradan para alan gazetecileri tanıyorum.
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'ndan para verilen gazetecileri biliyorum.
Şu aralar Valiyi eleştirmelerinin nedeninin biraz da bu olduğunu düşünüyorum.

Ülkede ya sorun yok ya da muhalefet!
AK Parti'nin oyu neredeyse 10 puan gerilemiş...
20 yıllık iktidar yorgunluğu, dünya ve ülkenin içinde bulunduğu durum...
"Pandemi, ekonomi" derken, iktidar partisi yıpranmış, yorulmuş, oy erozyonuna uğramış.
Bu durumda ana muhalefet partisinin oyunun artması lazım.
CHP'nin oyu ise yüzde 23-24'lerde... Yani son seçimdeki oyuyla neredeyse aynı...
Diyeceksiniz ki:
"CHP, büyükşehirleri aldı!"
Evet, HDP ve İYİ Parti desteğiyle aldı!
Ama hala kendi oyunda bir yükselme yok.
Bu gerçekten üzerinde ciddi bir biçimde durulması gereken bir konu...
Ülkede bu kadar sıkıntı varken, muhalefet hala umut olamamışsa, ülkede ya sorun yok ya da muhalefet yok!

Babası yaşında biri...
Kadının biri, küçükken başımızdan bir şey geçmiş olabileceğinden şüpheleniyor!
Ama bizim başımızdan bir şey geçtiğinden şüphelenen kişinin başından çok şey geçtiğini biliyorum.
Daha 20 yaşında bile değildi! Kendisini Huzur Kırtasiye'nin son katında evli ve üç çocuk babası, babası yaşında bir adamla yakalamıştım!
İki de tanığım vardı yanımda! M.C ve R.Y.
"Düzgün bir insan olacaksan işine dön! Yok 'ben böyle biri olacağım' diyorsan yolun açık olsun" demiştim. (Böyle birinden kastım, bu kadar kibar değildi)
O yolunu seçti! O yol, onu buralara getirdi!
Hayatta bekar bir sevgilisi olmamış kişi, başımıza kesilmiş ahlak bekçisi!

Ruh sağlığı...
Kozlu'da Celal Murat Birinci, meclis üyesi seçildiği günden itibaren bir savaşın içine girdi.
Savaşın dozunu o kadar yükseltti ki, zeka kırıntısı olan biri, işlerin bu noktaya gelebileceğini görürdü.
Ben gördüm. Çünkü Celal Murat Birinci'nin davranışları, çıkışları, konuşmaları sağlıklı bir ruh halini yansıtmıyordu. Bugün onun haberlerini yapıp bize sallamasını sağlayanların da ruh sağlıklarının iyi olduğundan emin değilim! Bizim aleyhimize haber yapabilmek için Celal Murat Birinci'yi konuşturuyorlar! Bizim için önemli mi? Tabi ki değil!