Türkiye'ye gelen turistin büyük çoğunluğu alkol tüketiyor.
Beş yıldızlı otellerde alkolün de içinde olduğu "her şey dahil" sistemi olmasa, bu kadar turist gelir mi?
Yerli turistin büyük bölümü de alkol tüketiyor.
Zonguldak olarak, yerli turisti kentimize çekmek istiyoruz.
Ankara ve İstanbul'a yakınlığımızı bahane ediyoruz.
Peki, eli-yüzü düzgün kaç alkollü restoranımız var?
Bırakın alkollüyü... Alkolsüz kaç mekanımız var?
Yerli turisti ağırlayacak kaç otelimiz var?
Bırakın oteli... Zonguldak şehir merkezinde turlayan turistin sıkışsa gidebileceği kaç tuvaletimiz var?
Zonguldak, bu haliyle turist ağırlayacak altyapıya sahip değil.
Sahil Projesi, bu talebi bir nebze karşılayabilir.
Balıkçı restoranlarında alkol serbest olacak mı?
Yoksa kadehler peçeteye sarılacak mı?
Maden Mühendisleri Odası Zonguldak Şubesi Lokali "hiç" oldu!
Şehir merkezinde düzayak alkol alınabilen tek mekan ne hale geldi!
Önünden yol geçti, arkasından TIR geçti.
Yıksan, yıkılmıyor; atsan, atılmıyor; satsan, satılmıyor; güçlendirsen, karşı çıkılıyor!
Fener, öyle bir cazibe merkezi olmalı ki!
TTK'nın lojmanları boşaltılıp butik otel gibi kullanılmalı...
Hafta sonu Ankara'dan yola çıkan biri gelsin Zonguldak'a; Fener'de lojman olarak kullanılan evi tutsun, iki gece kalsın... Rakısını içsin, balığını yesin, Ankara'ya dönsün.
Ama biz Fener'i, Zonguldak'ın en kıymetli yerini hafta sonunda mangal yakılan millet bahçesine çevirmeyi başardık.
Siyaset, bugüne bakıp karar veriyor.
Yarın ne olacağını hayal eden, düşünen yok.
Zonguldak'ta "turizm" hayal ediliyorsa, bunun alkolsüz olması mümkün görünmüyor.
Plan-proje yaparken, bu durumu göz önünde bulundurun.
Bu duruma; alkole taraf olmak ya da karşı olmak gibi bakmamak lazım.
Toplumun her kesimine hitap eden bir şehir olmalıyız.
Ama bana sorarsanız...
Bu kafayla...
Bu yönetim anlayışıyla...
Bu yaklaşımla...
Zonguldak'ta turizm olmaz.
"Zihinsel dönüşüm" olmadan, Zonguldak'ta turizm olmaz.
Yanlış anlaşılmasın... Bu kafayla Zonguldak'ta "tesettür turizmi" de olmaz.
Çok güzel bir camimiz oldu.
Uzun Mehmet Camisi'ni de gezip-görmeye gelen olur.
Etrafında oturup; şehri, denizi seyreden olur.
"Toplumun her kesimine hitap etmek" dediğim işte bu...
Mağarasıyla, camisiyle, restoranlarıyla, lavuar alanıyla...
Turist gelmese bile şehir insanı için yaşanabilir olur.
Ama biz, mutlaka "Kelebeğin Rüyasına Yolculuk" yapmalıyız.
Yatak sayımızı artırıp, adam gibi restoranlarımızı açıp, hiç olmazsa, Ankara'dan Zonguldak'a demiryolu hattını açmalıyız.
Doğu turları gibi, Batı Karadeniz turlarını demiryoluyla yapmalıyız.
Hiç olmazsa, hafta sonları Zonguldak'ı cıvıl cıvıl yapmalıyız.

Günün Fıkrası: Nasıl bildiniz?
Kadının biri, ciddi bir para harcayıp estetik yaptırmış ve alışverişe çıkmış. Mağazada ödemeyi yaptıktan sonra, kasiyere, "Sizce kaç yaşında gösteriyorum?" demiş.
Kasiyer, "35 olması lazım" demiş.
Kadın da, "Aslında 57 yaşındayım!" demiş. Mutlu bir şekilde mağazadan ayrılmış.
Ardından Mcdonalds'a gitmiş, yemeği aldıktan sonra buradaki kasiyere de aynı soruyu sormuş. Kasiyer de, "29 yaşında olmalısınız" demiş.
Kadın, "Aslında 57 yaşındayım!" demiş. Yüzünde kelebekler açar bir şekilde çıkmış, Mcdonalds'dan.
Otobüs durağında beklerken, dayanamamış duraktaki yaşlı adama da kaç yaşında göründüğünü sormuş. Yaşlı adam da, "Göğüslerini avuçlarsam tam yaşını söyleyebilirim" demiş.
Etrafta kimse yokmuş. Kadın, merak içinde yaşlı adamın isteğini kabul etmiş. Yaşlı adam göğüslerini epeyce bir yoğurduktan sonra, "57 yaşındasınız" demiş.
Kadın, şaşırmış, "Muhteşem bu! Nasıl bildiniz?" diye sormuş.
Yaşlı adam da:
"Mcdonalds'da tam arkanızdaydım..."