Zonguldak Valiliği Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'nın (SYDV), il genelindeki yardımlarını haber yaptık.

Burada ele alacağım konunun doğrudan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı ile alakası yok, genel bir eleştiri yapacağım.

Devletin, ihtiyacı olan her vatandaşına el uzatması güzel bir tutumdur.

Zonguldak il genelinde ekonomik durumu iyi olmayan 4 bin 453 haneye, 6 bin 927 kişiye ayni ve nakdi olarak 12 milyon 737 bin 928 TL yardım yapılmış.

Zonguldak'ta 8 ilçede yaşayan ve ekonomik durumu iyi olmayan 14 bin 650 aileye de 12 bin 760 ton kömür dağıtılacak.

Hem de dandik bir kömür değil, Türkiye Taşkömürü Kurumu'nun (TTK) lavuvarlanmış kömürü...

Vakfın yapılan yardımlarına baktım da, yardım kalemi çok geniş...

Kişi bunu hak edecek bir şey yapmamış, sadece mağdur ve devlet vermesi gerekiyor.

Sağlık durumu el vermeyen, evde bakım şartı olan ve engelli vatandaşlarımıza bu yardımlar helal olsun.

Bu yardımları talep edenlerin ve alanların çoğu tembelliğe alışmış kişiler...

Çalışmak istemeyen, beleşe alışmış, iş beğenmeyen bir kesim var, maalesef!

Bu yardımların büyük bir kısmı, bu kişilere gidiyor. Vatandaş, resmi olarak kendini mağdur gösterince, devlet de el uzatıyor.

İŞKUR'a bakıyoruz, kuruma danışmanlar koymuş ve her yaşa, her cinsiyete, her eğitim durumuna göre iş var.

Ama çalışmak isteyene!.. Çalışmak istemeyen, iş de beğenmiyor.

Nasıl olsa devlet de yardım ediyor, neden çalışsınlar ki?

Valilik, halk günü düzenliyor ve buraya gelenlerin yüzde 90'ı iş istiyor.

Vali Mustafa Tutulmaz'a, "İş arıyorum, bulamıyorum" diyor. Aslında iş buluyor da, beğenmiyor.

Vali Bey'den "devlet işi" bekliyor. Mesai bitimine kadar bilgisayarın başında oturacak, oyun oynayacak, çalışmayacak!

Bakıyorum, herkes böyle bir iş bekliyor. Hele ki, yeni nesil... Hem okumak istemiyor hem de rahat iş arıyor.

İnsanlar tembelliğe alışmış; üretmek, koşturmak, çabalamak istemiyor.

Devlet de bu kadar yardım ederken, "Neden çalışayım?" diyor.

Bu yardımların bir kısmının azaltılması gerekiyor. Zaten çalışmak istemeyen bir toplumuz. Bunda, "bu yardımların etkisi de var" diye düşünüyorum.

Vakfın yaptığı yardımlara baktım, neler var neler... Şartlı doğumdan elektrik tüketim desteğine, yabancılara sosyal uyum yardımından ev-eşya falan-filan yardımına kadar bir çok yardım var.

Toplamda 12 milyon 737 bin 928 TL yardım yapılmış. Allah, devletimize daha çok güç-kuvvet versin de, bu yardımlar tembelliği getiriyor. İş beğenmemezliği getiriyor, evde yatmayı getiriyor.

Yardım alacak kişi, iş için başvuru yapmış mı? "Bunları sorgulamak lazım" diye düşünüyorum.

Emeksiz yemek olmaz... Emeksiz yemek olmamalı!

Üniversitenin gücü azaldı!

Zonguldak'ta son günlerde en çok konuşulan konulardan biri de; Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi'ndeki (ZBEÜ) öğrenci sayısının azalması...

Üniversitede öğrenci sayısı, son 4 yılda 5 bin azaldı. Demek ki, kente öğrenci çekemiyoruz.

ZBEÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Çufalı, göreve başladıktan sonra öğrenci sayısında düşüşler yaşanıyor.

Burada sadece Rektörün suçu yok, bütün yetkililerin suçu var.

Emlakçıların, ev sahiplerinin, marketlerin, eğlence merkezlerinin, herkesin suçu var.

Öğrenciye "para" gözüyle bakılıyor, Zonguldak'ta... Sosyal yönden eksikleri fazla olan şehirde, gençler fazla para harcamak istemiyor.

Aileler de böyle düşünüyor. Bu geçim sıkıntısında pahalı şehirde çocuk okutmak istemiyorlar.

Şehirde bir "öğrenci komisyonu" oluşturulmalı ve "öğrenci sayısı neden düştü, öğrenciyi nasıl kazanabiliriz?" diye çözüm bulmalıyız.