19 Haziran 1971 yılında Zonguldak'ta doğdum.
Nüfusum, Zonguldak'ın Devrek ilçesine bağlı Bakırcılar Köyü...
Anlayacağınız 49'u devirdik. Sizin bu yazıyı okuduğunuz saatlerde biz 50'nci yaşımıza girmiş olacağız.
Ama o ne giriş!
Havai fişekler akın akın geliyor.
Alev alev yanıyor.
Böyle kutlama görülmemiştir.
Meslekteki 31'inci yılım için düzenlenen bu görkemli kutlama için tüm düşmanlarıma teşekkür ederim!
Bana unutulmaz bir doğum günü yaşatıyorsunuz!
Zaten genelde bu kutlamaları hep doğum günüme denk getiriyorsunuz.
Bu da beni fazlasıyla mutlu ediyor.
Ben, çok şanslı bir insanım.
Benim böyle düşmanlarım olduğu sürece daha çok eğleniriz.
Şimdi öyle hep bir araya gelmişler, sürü sepet saldırıyorlar ya!
Ben tek, siz hepiniz...
Mücadeleden hiç yılmadım.
Gözümü kırpmadım.
Haydi bakalım.
50'nci yaşımı kutlayan herkese çok teşekkür ediyorum.
"Öldürmeyen acı güçlendirir", bunu da biliyorum.
Hepinizi seviyorum...

İşte saldırının asıl nedeni...
Akın Kavi, "Akın Peker" rolüne soyunmuş!
Daha doğrusu ona bu rolü biçmişler!
O da rolünü güzel oynuyor.
Peki, kimdir bu Akın Kavi?
Farklı şirketler üzerinden Zonguldak Belediyesi özel halk otobüsü işletmeciliği ihalesine girmiş.
Hiç birinde Zonguldak Belediyesi'ne kirasını ödememiş.
Belediyeye 12 milyon lira borç takmış bir isim.
Son bıraktığında vatandaşın kartlarına yüklediği 2,5 milyon lirayı iç etmişti.
Yani yaklaşık 15 milyon liralık bir rakam söz konusu.
Buna rağmen piyasaya, bankalara borç taktı.
O borçları ödememek için konkordato ilan etti.
Ama hiçbir şirketinde kendisinin sorumluluğu yok.
Mesela, "medya patronu" diyorlar, Akın Kavi için.
Biz televizyon sattık. Televizyonu, Akın Kavi değil, Osman Uzun üzerine aldı.
Şimdi ise televizyon, Engin Koroş'un üzerine...
Engin Koroş, Akın Kavi'nin başka biri üzerine yaptığı Atıl İnsan Kaynakları Şirketi'nin de müdürüydü.
Yani bunların üzerine kayıtlı hiçbir şey yok.
Akın Kavi'nin televizyonda da bir sorumluluğu yok.
Otobüs işi yapan şirkette de!
Hiçbir ticari itibarı yok.
Adına vergi kaydı yok.
Ama "iş insanı" yazıyorlar, onun için!
Şu yaptıklarından sonra bırakın "iş"ini, "insan" olduğundan şüpheliyim!
Bu Akın Kavi, bana neden kızıyor, biliyor musunuz?
Bunlar bir akşam Çaydeğirmeni'nde kafayı çekmişler.
Eğlenceye bir kadın gazeteci de katılmış.
Kadın gazeteci, eşini aramış, "Ben bu akşam annemde kalacağım. Beni bekleme, eve gelmeyeceğim" demiş.
Ama annesine gitmemiş.
Nerede kaldığını ben biliyorum.
Merak eden HTS kayıtlarından; nerede, kimin evinde kaldığını çok kolay öğrenebilir.
Bu nedenle bana çok kızmışlar, saldırıyorlar.
Adamın biri buna iki kurşun atmış!
Ona tek kelime yok!
Bize saydırıyor!
Olayın aslı bu...
Çöplük işine sonra geleceğiz.
Çöplükte ne oldu?
Niye kavga ettiler?
Neden kavga ettiler?
Kimin için kavga ettiler?
Şimdi birbirlerinin yüzüne nasıl bakıyorlar?
Birbirlerine neler anlatıyorlar?