Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "cami, maske, liman, gaz..." derken, her şey oldu-bitti, biz yine baş başa kaldık.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Zonguldak Belediyesi'ni ziyareti sırasında bomba bir kulis var. O konuya sonra geleceğiz.
Ama Zonguldak Belediye Başkanı Ömer Selim Alan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan borçlarla ilgili nakit para isteyecekti!
O iş ne oldu acaba?
Eğer alabildiyse, Zonguldak Belediyesi'nin önü acayip açılır!
Yoksa böyle kör-topal gideriz.
İnşallah bu ziyarette, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı kızdıracak şeyler olmamıştır.
Bir kere bir Cumhurbaşkanını (Turgut Özal) kızdırmıştık!
Bir daha iki yakamız bir araya gelmemişti.
İnşallah bir çuval inciri berbat etmemişizdir!

Cumhurbaşkanı, Zonguldak Valiliği'ni ziyaret etmeliydi
Koskoca Cumhurbaşkanı, nereyi ziyaret edeceğini bize soracak değil ya!
Ama Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Zonguldak Valiliği'ni ziyaret etmeliydi.
Ve orada kentin ileri gelenleriyle görüşmeliydi.
Zonguldak Belediyesi ile MFA Koca Yusuf Maske Fabrikası açılışında bu imkan olmadı.
Kentin işadamları, akil insanları, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Valilikte görüşebilirdi.
Daha önce böyle yapılıyordu.
Neyse "her şerde bir hayır vardır" deyip geçelim.

Bünyamin Netenyahu...
Zonguldak'ta her taşın altından çıkan bir isim var.
Devlet yetkililerine yakın görünmek, gündemde olmak ve gündemde kalmak için yapmayacağı şey yok.
Yıllardır İsrail'in Başbakanlığını yapan Binyamin Netenyahu'ya benzetilen bu kişiyi "Binyamin" deyince kimse tanımıyor! "Bünyamin Netenyahu" deyince, herkes tanıyor!
Müslümanların çoğunluğu, iyiliğe-doğruluğa tapar.
Hristiyanlar ve Yahudiler ise, güce tapar!
Bizim Bünyamin Netenyahu, hep güce tapıyor!
Hele kendine göre bir kaymakam bulmasın!
Taştan olsun, topraktan olsun!
Hiç fark etmiyor!
Hemen tapıyor!
Öyle değil mi Bünyamin Netenyahu!
Sen neden böylesin yahu!

Günün Fıkrası: Saksafon...
Temel, eğlenmek için bir yer arıyormuş. Daha önce birçok bara gitmiş fakat şimdi gidecek farklı bir yer arıyormuş. Bir arkadaşı ona "Sarı Bar" adlı bir yer önermiş. O da gitmiş fakat diğer yerlerden hiçbir farkı yokmuş. "Neyse" demiş, içkisini içmiş, tuvalete gitmiş. Bir de ne görsün, altın bir pisuvar var. Çok şaşırmış, daha sonra pisuvara işeyip gitmiş. Öbür gün yine gelmiş ve içkisini içip tuvalete gitmiş. Bir de ne görsün, altın pisuvar yerinde yok. Barmene gidip, "Tek farkınız, altın pisuvardı, şimdi o da yok" demiş.
Barmen, barda oturan iri yarı adama dönüp, "Necmi abi, senin saksofona işeyen adam geldi" demiş.