KIBRIS Türk Cumhuriyeti'nde kendisinden 17 yaş büyük eşi Zonguldaklı Burcu Okumuş'u (25) 6 bıçak darbesiyle çalıştığı kafenin önünde öldüren Zonguldaklı Özgür Okumuş (43), müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Geçen 2017 yılı Nisan ayında Gazimağusa'da meydana gelen cinayette Özgür Okumuş, facebook hesabından "Ayten'in Sonu" isimli Ümit Yaşar Oğuzcan'a ait - Ayten'i Markiz pastanesinde vurdular... Onu ben vurdum... Ayten kanlar içinde düştü yere... Bense ağlıyordum" şiirini paylaştıktan 18 saat sonra eşi Burcu Okumuş'u çalıştığı bir kafede aynı şekilde planlayarak öldürmüştü. Mahkeme sanık özgür Okumuş'un 'taammüden adam öldürme', 'Adam öldürme', 'Kanunsuz bıçak taşıma' suçlamalarından müebbet hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi.

Geçen yılın Nisan ayında meydana gelen olayda iddiaya göre Özgür Okumuş, kendisinden ayrı yaşayan eşi Burcu Okumuş'u kahvaltı yapmak için çalıştığı kafeteryaya çağırdı. Kafeye gelen Burcu Okumuş ile tartışan Özgür Okumuş, ilk önce eşine vurmaya başladı, daha sonra ise mutfaktan aldığı bıçakla peşinden koştu. Eşinin kendisini öldüreceğini anlayan Burcu Okumuş, kafeden çıkarak koşmaya başladı. Genç kadını eline bıçakla kovalamaya devam eden Özgür Okumuş, bir otobüs durağında yakaladığı eşini 6 bıçak darbesiyle öldürdü. Daha sonra ise bıçağı kendi göğsüne sapladı. Olayda talihsiz kadın feci şekilde can verirken, Özgür Okumuş, hastanede tedavi altına alındı. Okumuş, tedavisinin ardından tutuklanarak cezaevine gönderildi.

AYTEN'İN SONU ŞİİRİNE UYARLAYARAK EŞİNİ ÖLDÜRDÜĞÜ MAHKEME TUTANAKLARINDA YER ALDI

Mahkeme, sanık Özgür Okumuş'un cinayetten bir gece önce sosyal paylaşım sitesi hesabından paylaştığı Ümit Yaşar Oğuzcan'ın 'Ayten'in Sonu' şiirini paylaştığına da dikkat çekerek, cinayetin planlı şekilde işlendiğine kanaat verdi. Şiir ve cinayet ile ilgili bilir kişi raporu da mahkemeye sunuldu. Raporda cinayetin şiirde olduğu gibi pastaneye benzeyen bir kafede işlendiği, kamera kayıtlarında yapılan incelemede de cinayetin şiirde olduğu gibi kurgulandığı ifade edildi. Yine sanığın "Noktayı koyman gereken yeri bilmekti oysa adamlık" paylaşımında ise nokta kelimesiyle ölümü, adamlık kelimesiyle de namusu işaret ettiği ifade edildi.

Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın karar duruşmasında sanık Özgür Okumuş'tan son sözü soruldu. Okumuş, mahkemede verdiği ifadesinde eşi Burcu Okumuş'un telefonunda başka bir erkekle çekilmiş fotoğraflarının ve cinsel içerikli mesajlarının olduğunu, kendisine sorduğunda ise kendisiyle dalga geçtiğini ve kıskançlık nedeniyle cinayeti işlediğini, kendisini de öldürmek istediğini, bunun için kalbine 2 kez bıçak sapladığını ancak öldüremediğini söyledi.

Okumuş, önceki durulmalarda verdiği ifadesinde ise; "Burcu Akçakaya ile 2012 yılında Zonguldak'ta evlendik. Benimle evlendiği zaman yaşı küçüktü. Yazık olur dedim ve üniversite sınavlarına soktum. KKTC'de Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi'nde Diyaliz Bölümü'nü kazandı. 2015 yılında her şeyimizi bırakıp Kıbrıs'a geldik. Buraya geldikten sonra ben farklı işlerde çalışıp eşimi okutmaya çalıştım. Yine bu dönemlerde farklı bölgelerde kalıyorduk. Ancak son zamanlarda eşimin davranışları değişmeye başladı. Benden uzaklaşmaya, daha az konuşmaya başladık. Telefonda aradığımda cevap vermemeye başladı. Sorduğum zaman 'Uyuyordum' diyerek bahaneler üretmeye başladı. 17 Nisan 2017 tarihinde kendisini aradım ve 'Gel konuşalım' dedim. Saat 11:00-11:30 gibi Yemen Kahvesi'ne geldik. Oturup konuştuk. Kendisine değişiklikler olduğunu söyledim. Kabul etmedi. Kendisinden telefonunu bana vermesini istedim. Sert tepki gösterdi. Biraz da inatlaştık ve ben telefonunu elinden aldım. Bilgisayarda bir program buldum. Yükleme yaptığım zaman burada eşimin silmiş olduğu başkası ile çekilmiş fotoğrafları, sevgili mesajları ve cinsel içerikli yazışmalar gördüm. Hatta bazı fotoğrafları telefona çekip kaydettim. Kendisine de 'Gel yarın konuşalım, kahvaltı yapalım' dedim. 'Tamam' dedi ve anlaştık. Saat 10:00 gibi Burcu Yemen Kahvesi'ne geldi. Ben de yanına gittim. Yemen Kahvesi'nin girişinde sağ bölüme oturduk. Kahvaltı söyledik. Kahvaltı gelmeden konuşmaya başladık. Kendisine 'Bugün benimle kal' dedim. Burcu'nun yanına gitmeden kafenin mutfağına gidip oradan bir et bıçağı alıp arka cebime koydum. Böyle Burcu'nun yanına gittim. Burcu'ya 'Kal' dediğim zaman kız arkadaşının yanına gideceğini söyledi. Bunu söyleyince, bana verdiği cep telefonundan birlikte olduğu çocuğun fotosunu gösterdim. Bunu yapınca bir şey söylemedi. Daha sonra alay edercesine baktı ve ayağa kalkıp dalga geçer gibi bir şeyler söyledi. Sinirlerim attı. Ayağa kalktım ve 2-3 tekme tokat atarak dışarıya çıkarttım. Dışarıda arka cebimdeki bıçağı çıkardım ve 1 kez karın bölgesine sapladım. Daha sonra kaç kere olduğunu hatırlamam karın ve boyun bölgesine sokup çıkardım. Burcu yere düşünce yüzüne baktım ve 'Birlikte gidiyoruz' dedim ve aynı bıçağı ölmek için kalbime diye sapladım. Önce kan akmadığını gördüm. 'Kan aksın' dedim ve tekrar sapladım. Kan akınca 'Tamamdır, gidiyoruz' dedim ve bıçağı orada bir yere fırlattım. Sonra oturup ölmeyi bekledim. Sonra kendimden geçtim. Gözümü açtığımda ise kendimi hastanede buldum." Dedi.

Editör: Pusula Gazetesi