Zor bir süreçten geçiyoruz.
İnsanların dünyası çökmüş.
Sevdikleri toprağın altında kalmış.
Elleriyle çıkarmışlar.
Yeniden toprağa vermişler.
Şartlar kelimelerin anlatacağı türden değil.
Kelimeler kifayetsiz.
***
Şeyh Edebali, Osman Bey'i yanına çağırarak kulağına küpe olacak bir nasihatta bulundu.
İşte o nasihat:

"Ey Oğul!..
Beysin, bundan sonra öfke bize; uysallık sana.
Güceniklik bize; gönül alma sana. Suçlamak bize; katlanmak sana.
Acizlik, yanılgı bize; hoş görmek sana. Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize; adalet sana.
Kem göz, şom ağız, haksız yorum bize; bağışlama sana.
***
Tam da idarecilerimizin içerisinde bulunduğu durum.
Böyle izah edilebilir.
Asırlar öncesinden günümüze yansıyan bir ışık.
***

Nasihat uzun.
Başka ne diyor zamanın evliyası…

Teklik sadece Allah'a mahsustur, tek başına karara durup hoyrat dünyanın dayanılmaz ağırlığını kaldırmayasın.
İşlerini ehil kişilerle, ehil kişilere danışarak tutasın.
Danışırsan yol alırsın, danışmazsan yolda takılıp kalırsın oğul.

Oğul!
Güçlüsün, akıllısın, söz sahibisin; ama bunları nerede, nasıl kullanacağını bilemezsen, sabah rüzgârında savrulup gidersin.

Bir dem gelir bir tekmeyle dünyaları yıkacak olursun.
Bir dem gelir yerdeki karıncaya mağlup olursun.
***
İstişare…
İşin ehli…
Güç, iktidar ve nihayeti…
Buraya sadece hükümet gözüyle bakmayalım.
Malum…
Muhalefetin dahi kendi içinde seçimi ve kendi partisinde iktidar oluşu var.
Yetmez…
Sivil toplum kuruluşları…
Yerel yönetimler.
Bürokratlar…
Çok uzatmaya gerek iktidarların nasıl ayakta duracağının şifresi burada.
Sistem nasıl sağlam kalacak?
***

Dâima sabırlı, sebatlı ve iradene sahip olasın.
Azminden dönmeyesin.
 Çıktığın yolu, taşıyacağın yükü iyi bil.
Her işin gereğini vaktinde yap.

Öfke ateş, öfke âfet, öfke şeytandır oğul. İnsanoğlu dağları devirir; ama öfkesine mağlup olabilir.
Öfkeyle savaşı daima taze tutmak gerekir.

***

Yiğit olan kördür, kötülüğü görmez. Sağırdır, kem sözü işitmez.
Dilsizdir, her ağzına geleni demez. Bildiğini de her yerde ayaklar altına sermez.
Yunus gibidir o; yüreği muhabbete, gönül ibresi hakikate ayarlıdır.
O bir defa söz verdi mi, onu nâmusu bilir. ***
Şunu da unutma!
İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın.