Lefkoşa katliamından, 11 sene önce,1952 yılında Askerlik hayatına Zonguldak'ta stajyer teğmen olarak başlayan rahmetli Emekli Tuğgeneral Nihat İlhan'ın hazin hikayesi bende hep bir travma yaratmıştır.

1952 Haziran'da tabip üsteğmenliğe yükseltiliyor ve kıta hizmeti için Zonguldak 29. Bağımsız Ağır Uçaksavar Topçu Taburu'na atanıyor.3 yıllık kıta hizmetinin bitiminde
1955 yılında Ankara GATA Hariciye Kliniği'nde asistan olarak çalışmaya başladiktan sonra 1956 yılında Mürüvvet hanım ile evleniyor.
1957 yılında İhsan Murat,
1959 yılında Kutsi,
1963 Mart ayında ise Hakan adını verdiği 3 oğlu oluyor.
1960 yılında ABD`de iki yıl kaldıktan sonra, 1962 yılında Haydarpaşa Askeri Hastanesi'nde göreve başlıyor.
20 Mart 1963'te Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı baştabipliği ve cerrahlığına tayin edililiyor.

İşte her şey bundan sonra başlıyor

Nihat İlhan o süreci şöyle anlatıyor:

"Kıbrıs`a bir helikopter ile geldim.
Kıbrıs Türk Alayı'na baştabip olarak göreve başladım.
O dönemde Türk alayı ile Rum alayı birbirlerinden yüz metre mesafedeydi. Birçok yaralı geliyordu. Eşimi, küçük iki çocuğum ile 3 aylık oğlumu Lefkoşa'nın Kumsal adı verilen bölgesinde kiraladığımız bir eve yerleştirmiştim. Alaya su sağlayan borular önce Rum alayına sonra Türk alayına geliyordu ve suyu sürekli kesiyorlardı. 1960 anlaşmalarına göre de Yunan, İngiliz ve Türk subaylar sürekli biraraya geliyorduk. Rum askerleri oduncu kıyafeti ile gizlice yakınımıza gelip sürekli bizim alay hakkında istihbarat topluyordu. Rum askerleri de Yunan alayının üniformaları içinde geliyor ve bilgi topluyorlardı. Bir defasında Türk ve Rum askerlerine tıp dersleri verirken Rumlar tahtaya benim karikatürümü yaptı. Bu karikatürde ateşin üzerine beni oturtmuşlardı ve 'Beni yakacaklarını' söylediler.

COCUKLAR KORKUDAN BANYAYA SAKLANDILAR.

Sonra ailemin katledildiği 24 Aralık 1963 tarihinde askeri hastaneye yaralı Türkler gelmiş onlarla ilgileniyordum. Katliam olduğu zaman birkaç gündür eve uğramamış ve ailemden haber alamamıştım. Evimizin yakınında kalan bir Türk çoban geldi ve alay komutanının da bulunduğu bir ortamda Rumların Türk subaylarının ailelerine saldırdığını söyledi. Ne olduğunu anlamadık. Hemen eve gitmek istedim ama alay komutanı izin vermedi. Alay komutanı benden o gün yaşayacaklarımla ilgili asker sözü vererek soğukkanlı olmamı istedi. Ben hala ailemin katledildiğini fark etmiyordum. Zırhlı bir araçla Türkiye elçiliğine gittik. Subay eşleri ve elçilik görevlileri doluydu. Kadınlar ağlıyorlardı. Hala ailemin öldürüldüğünü anlamadım. Üzerim çok kirliydi 'sıcak suyla banyo yapabileceğim bir yer var mı' diye sordum. Banyo yaptım. Ardından Türkiye büyükelçisi beni çağırdı. Bana 'başın sağ olsun, eşin ve çocuklarını Rumlar katletmiş' dedi. Katliamın üzerinden 3 gün geçmiş ve benim haberim yeni oluyordu. Ne yapacağımı şaşırdım. İlk sözüm 'Vatan sağ olsun' oldu."
24 Aralık 1963'te Lefkoşa'nın Kumsal semtinde 11 kişi öldürülmüştür. Bunlardan 4'ü Emekli Tabip Tuğgeneral Nihat İlhan`ın ailesiydi. İlhan'ın evinin banyo küvetinde eşi Mürüvvet İlhan ve çocukları Murat, Kutsi ile Hakan ölü olarak bulunmuştur. Baskının yapıldığı ev daha sonra Barbarlık Müzesi adıyla ziyarete açılmıştır.

Eşi ve oğullarını Elazığ'da şehitliğe defneden İlhan, onları yalnız bırakmamak için tayinini Elazığ Askeri Hastanesi'ne isteyerek 1964 yılında yeniden Elazığ'da göreve başlıyor.
1970 yılında tekrar evleniyor, iki çocuğu oluyor.
1982 Ağustos'ta emekli olduktan sonra çeşitli sosyal görevlere getiriliyor.
23 Kasım 2016`da 90 yaşında acı olaydan 53 sene sonra vefat ediyor.

Editör: Pusula Gazetesi