Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı, Mimar Osman Güdü'nün Ulusal Kanal için hazırladığı "Kent ve Çevre" adlı programın Çaycuma ve Filyos Vadisi üzerine hazırladığı programa katıldı. Filyos Vadisi Projesi, yöredeki termik santraller ve Filyos Vadisinin ekolojisi üzerine görüşlerini açıklayan Kantarcı, program sunucusu Osman Güdü'nün, "Çaycuma göç veriyor. Çünkü Çaycuma bölgesi aslında ekonomik ve sosyal açıdan geçmiş dönemini arayan bir kent oldu. Bu göçü engellemek adına kentte neler yaptınız? Kentte yapmış olduğumuz gözlemlerde de bir mühendis elinin değmiş olduğu çok net görülüyor. Toplumsal yaşam adına, kamu adına hakikaten güzel şeyler yapmışsınız. 3 dönem babanızın da belediye başkanlığı yapmış olması ve sizin kuşaktan kuşağa Çaycumalı olmanız ve meslek olarak da mühendis kimliğinizin büyük bir katkısı var. Biraz da yaptığınız projelerden ve bu göçü engelleme adına yaptıklarınızdan bahsetmenizi istiyorum" şeklindeki, sorusuna, "Ben elbette çok bahtiyarım. Buranın gelişmesinde babamın çok emekleri var. Ben de belediye başkanı olmadan önce, bir mühendis olarak, Çaycuma'ya çok büyük hizmetler yaptım. Şu andaki havaalanını A'dan Z'ye kadar ben yaptım. Bilmiyorum, dünyada kendi memleketinin havaalanını yapan kaç müteahhit, mühendis vardır. Ve diğer taraftan da hasbelkader yıllar sonra da Çaycuma'ya belediye başkanı olarak hizmet etme imkanı buldum" dedi.

ZONGULDAK 35-40 YILDIR GERİYE GİDİYOR

Türkiye nüfusunun 40 milyonlardan 80 milyonlara çıktığı devirde, Zonguldak'ın, 750-800 binlerden, 600 binlere indiğini söyleyen Kantarcı, "Yani Türkiye'de hızla nüfus artar, Türkiye'de şehirler hızla büyürken, biz 35-40 yıldır geriye gidiyoruz. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi buradaki göçün sebepleri araştırdı. Genel de politikacıların çok kullandığı işsizlik söyleminin gerçeği yansıtmadığı görüldü. Bölgeden göçün birinci sebebi bölgedeki yaşam koşullarının iyi olmaması. İkinci sebebi ise pahalılık olarak çıktı. İşsizlik ise üçüncü sırada yer alıyor. Demek ki, o zaman biz evvela bu bölgedeki insanlarımızın yaşamaktan zevk alacakları yerleşim yerleri oluşturmak durumundayız. Modern şehircilikte en önemli ilke yayalaştırma. Biz kentlerimiz yaya öncelikli olarak kurgulamalı bisiklet ulaşımını öncelikli hale getirmeliyiz. Modern kentçiliğe otomobili şöyle bir kenara koyan bir anlayış hakim. Biz de geldiğimizden itibaren, bu doğrultuda, çok radikal sayılabilecek ciddi uygulamalar yaptık. Yaptığımız bütün yollara mutlaka bisiklet yolunu da ekledik. Otomobillerin alanlarını daralttık. Elbette onların otopark imkanlarını düşündük ama daha çok insanların hareket alanlarını öne aldık. Tarihi çarşımızı yayalaştırdık" dedi.

DAHA YAPILACAK ÇOK İŞİMİZ VAR

Daha önce hafriyatların, molozların ve çöplerin döküldüğü nehir kenarındaki alanlarda başkanlık görevine geldiğinden beri çalıştıklarını söyleyen Kantarcı, "Alanımız çok büyük. Zaten bu bölge bir mücevher, memleketim olduğu için söylemiyorum. Dünyada en güzel şehirler, içinden nehir geçen şehirlerdir. Biz de Filyos Çayı'mızın bu zenginliğinin farkına vardık. Bunu işlemeye başladık. Yaptığımız işler artık sonuç vermeye başladı. Çaycuma yakın çevreden hatta uzak çevreden ziyaretçiler almaya başladı. Daha yapılacak çok işimiz var. Bütün bu halkaların birleşmesi lazım. Ama şunu söyleyebilirim: Nüfusuyla orantılı olarak baktığımızda Çaycuma çok örnek bir yerleşim. Bizi bu programda izleyenleri ben davet ediyorum, Çaycuma'yı anlatmak çok kolay değil. Gerçekten Çaycuma yaşanacak bir yer oluyor. Ve Çaycuma önümüzdeki dönemde hızla büyüyecek ama şunu da söyleyeyim ki, biz bu geleceğe de hazırlıklıyız" dedi.

OLUŞABİLECEK NÜFUS HAREKETLERİNE KARŞI HAZIRLIKLIYIZ

Çaycuma'nın hızlı büyümesine karşı şimdiden tedbir aldıklarını söyleyen Kantarcı, "Yaptığımız imar Planı Revizyonu ve İmar Kanunu'nun 18. maddesiyle yaptığımız uygulamalarla sağlıyoruz. Bunu çok önemli sayıyorum. 15-20 bin konutun yapılabileceği, dolayısıyla 100 bin nüfuslu bir Çaycuma'yı biz, şimdiden, hazırlamış oluyoruz. Yani burada ekonomik faaliyetler eğer hızlanırsa Çaycuma'ya göç dalgası gelirse veya giden insanlarımız geri dönmeyi tercih ederlerse biz buna hazırlıklıyız. Yaya öncelikli, tam bir sakin şehir hüviyetindeyiz. Çaycuma'da stres yok. Çaycuma'nın tek bir köprüsü var. Bunun 3 kilometre kuzey ve güneyine iki tane köprü mutlaka eklememiz gerekiyor. Çaycuma'ya tek giriş-çıkış bu köprüden yapılıyor. Bu köprüden günlük 8 bin araç giriyor ve 8 bin araç çıkıyor tek bir köprüden. Bu şu demektir. 25-30 bin nüfuslu Çaycuma'ya günde 30 bin kişi giriyor-çıkıyor demektir. Ama bu köprüden geçen insanların Çaycuma'ya girdiği zaman bir izdiham bir kargaşa oluşturmaları söz konusu değil" dedi.

ÇAYCUMA ÜLKENİN TERSİNE BÜYÜDÜKÇE RAHATLIYOR

Kenti kitaplarda yazıldığı gibi planlamaya çalıştıklarını da sözlerine ekleyen Kantarcı, konuşmasını, "Çok muazzam bir pazaryerimiz var. Cuma günleri Çaycuma'nın pazarı. Hafta sonuna da denk geliyor. Pazarın yarısı köylülerimizin ürettiği o ürünler var. Ve çeşit çeşit sebzeler-meyveler bulunuyor. Belki de Batı Karadeniz Bölgesi'nin en büyük pazarına sahibiz. Sadece binin üzerinde pazarcı esnafımız var. Çok geniş ve planlı. Otopark problemi yok. Türkiye'de şehirler büyüdükçe keşmekeşleşiyor, Çaycuma ise tam tersi, büyüdükçe rahatlıyor. Ben de bir Çaycumalı olarak, babası Çaycuma'ya hizmet etmiş bir mühendis olarak bunları yapmaktan ve insanların gözlerindeki o memnuniyeti görmekten dolayı kendimi çok mutlu hissediyorum" diyerek tamamladı.

PROGRAM CUMARTESİ 17.00'DE ULUSAL KANAL'DA

Başkan Kantarcı'nın konuk olarak katılacağı "Kent ve Çevre" programı 11 Ağustos Cumartesi günü, saat 17.00'de Ulusal Kanal'da yayımlanacak. Programın diğer konukları KÖYKOOP Zonguldak Üretici Birlikleri Başkanı Bayram Cura ve Yaşanabilir Zonguldak platformu Sözcüsü Ahmet Öztürk olacak.

Editör: Pusula Gazetesi