Başlıktaki hikayeyi duymayanınız var mı bilmiyorum ama ben bu hikaye ile büyüdüm. Kaynağını bilemediğimiz bu hikayeyi gibi onlarca iddia var. Bu bazen aşağılayıcı, çoğu zamanda insanların arasına nifak tohumları ekerek önyargısız bir şekilde ortak paydalarda buluşmasını engelleyen, mantıktan yoksun iddiaları ve gerçekleri kanıtlarıyla sizlerle paylaşmaya çalışacağız. Tek bir yazıya sığmayacak bu uzun sohbetimizi bir yazı dizisi şeklinde paylaşmayı uygun bulduk...

İddia 1: Atatürk Zonguldak'a geldiğinde ağaç altında kıvrılıp yatan köylüleri görür, "Ne yatıyor bunlar Kıvırcık Koyunu gibi" der. Sonra Zonguldak yerlilerinin adı

"Kıvırcık" olarak kalır...

Gerçekler: Mantık hatalarıyla dolu bu iddiayı cevaplamaya nereden başlasak bilemedik.

Öncelikle "Kıvırcık" tabiri Zonguldak'ta ilk yerleşimlerin başlaması kadar eskidir. Atatürk doğmadan önce de bu tabir kullanılıyordu. En az 200 yıllık bu tabiri Atatürk'le bağdaştırmak ancak tarih bilmezlikten kaynaklanır.

Ayrıca Atatürk gibi bir şahsiyetin bölgeye ziyareti sırasında insanların uluorta yatıp uyuması ne kadar akla uygundur.

Atatürk'ün çok değer verdiği Zonguldak'taki maden işçilerine "Kıvırcık Koyunlar" diyerek aşağılayıcı bir tabir kullanabilmesi de mümkün değildir

Buna benzer diğer bir iddia da Zonguldak erkeklerinin giydiği yöresel kıyafetin arkasının Kıvırcık Koyunların arkasına benzediği için bu isim takılmıştır... Ben hayatımda böyle bir yöresel kıyafet ne gördüm, ne duydum... Bilen varsa lütfen aydınlatsın...

Zonguldaklı Araştırmacı Gazeteci Kadir Tuncer'in Aralık 2011 tarihinde yayınladığı ve kaynaklarını belirttiği " 'Kıvırcık'lar 'etnik azınlık' sayıldı..." başlıklı yazısında bu konuyu kapsamlı bir şekilde ele alıyor ve "Kıvırcık" bir etnik köken değil, bir yaşam tarzı. Anlamı, "yiğit, kıvrak genç, acemi asker" diyerek tarihe çok güzel bir not düşüyor...

Editör: Pusula Gazetesi