Yakın bir tarihte Zonguldak'tan Antalya'ya taşınmış aile dostu ağabeyim Dursun Ali Turan telefonla aradı. Biraz hatır ve sohbetten sonra bir konuyu araştırmamı istedi. Doğup büyüdüğü Sendika Mahallesinde Fransız şeftalilerinin olduğunu, büyüklerinin bu ağaçların özellikle çoğaltılarak bahçelerinde ilgi ile yetiştirdiklerini söyledi. Tesadüftür ki benimde büyüklerim bahçemizde özellikle bu tüysüz, lifli, akmayan sulu Fransız şeftalisinden yetiştirdiler.

Bugün olduğu gibi eskiden de, Zonguldak çarşısı pazar ve manavlarında da Fransız şeftalisini mevsiminde bulmak mümkündü. Normal tüylü şeftaliden farklı, tüysüz şeftali olarak veya nektar olarak ta bilinen ve istenen meyve türüdür.

"Bir kilo Fransız şeftalisi verir misin?"

Şimdi Antalya'da yaşayan Dursun Ali Turan ağabey'in dikkatini çeken bir olay olmuş...
Antalya'da manav ve pazar alışverişlerinde "Bir kilo Fransız şeftalisi verir misin?" dediğinde, esnafın anlamadığını ve şaşırdığını görmüş. Aynı benzer durumu başka birkaç ilde de yaşamış. Sadece tüysüz veya nektar olarak bilindiğini, Fransız şeftalisi olarak isimlendirilmediğini anlamış.
Zonguldak'ta bugün bile geçerli olan Fransız şeftalisi isminin sadece kentimizde kullanıldığının fikri kafasında belirmiş.
Geçmiş yıllarda yaptığım bu konudaki çalışmalarımı düşünerek beni arayıp bu fikrini paylaştı.
"Yağcılarda inecek var" konu başlığıyla yaptığım çalışmada sadece Zonguldak'a ait özel isimleri ve halleri açıklamıştım. Konu başlıkları ile geçmiş çalışmayı tekrar edersek;

Bir gazoz rakı
Yağcılarda inecek var
Çaydamar'ın borusu
Git kendini Balkaya'sından aşağıya at
Gaca bayırı
Asma'da Osman
Üzülmez'de Corç (George)
Tabakhaneye bok yetiştirmek
Emeğin başkenti Zonguldak

Şimdi bunlara Fransız şeftalisini ekliyoruz...

FRANSIZ ŞEFTALİSİ...

Zonguldak'ta bu isimle anılan ve satın alınan 'Fransız şeftalisi"nin başındaki Fransız kelimesinin, Zonguldak'ta uzun dönem yaşayan Fransızlardan kaynaklandığını düşünüyoruz. Fransız mahallesinde ikamet eden Fransızların bahçelerinde yetiştirilip yaygınlaştırdıkları türün, daha önce bilinen tüylü, sulu şeftalinin tadını ve unvanını ekarte etmiş olabileceği büyük olasılık gibi görünüyor.
Nektar şeftalinin dünya tarihindeki yayılımını araştırdığımız zaman Fransız bahçelerinden yayıldığını ve daha ileri götürerek, şeftali tatlıları ve hatta Fransız tostu olarak bilinen türün bu şeftaliden yapıldığını da görüyoruz.

NEKTARİN ŞEFTALİNİN TARİHİ...

Nektarin adını unutan, bir türlü aklında tutamayan pazarcı teyzelerimizin deyimiyle -tüysüz şeftali- Çin ve Doğu Asya'dan yayılmıştır. Erik ve şeftalinin aynı dalda aşılanmasından meydana geldiği bilinen nektarin, tüysüz şeftali diye kendini halk arasında tanıtmıştır. Fakat şeftaliyi ısırdığınızda dudaklarınızda oluşan o tatlı kaşınma nektarin meyvesi yerken olmayacaktır. Parlak ve temiz kabuğu sayesinde daha rahat yenildiği ifade edilir.
Fransa tarihinde de şeftalinin tatlı hikayeleri var. Paris'in banliyölerinden Montreuil'de 17. Yüzyıl'da kurulan şehir bahçeleri, şeftali yetiştirmek için kilometrelerce duvarla çevrilip elverişli hale getirilmiş. Bu bahçelerde yetişen şeftalilerin şanı sadece Fransa'da değil, İngiltere'den Rusya'ya kadar yayılmıştır.
Fransızcada ise şeftali tenli olmak yumuşak, sağlıklı, pembe bir cilde sahip olmak demek. "Avoir la pêche", enerji dolu, mutlu, keyifli olmak anlamında kullanılır.

Editör: Pusula Gazetesi