Zonguldak-Bartın-Karabük İlleri Sosyal Yardımlaşma ve Kalkındırma Derneği tarafından Dedeman Otel´de düzenlenen “Altın Yıldızlar Gecesi” ödül töreninde, Zonguldak’ın sorunları ve çıkış yolları konuşuldu. Törene; Zonguldak Valisi Erol Ayyıldız, Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, TBMM eski Başkanı AK Parti Zonguldak Milletvekili Köksal Toptan, CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, TTK Genel Müdürü Burhan İnan, Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Eyüp Alabaş, AK Parti İl Başkanı Hamdi Uçar, MHP İl Başkanı Hamdi Ayan, CHP İl Başkanı Halil Furat, Karayolları 15´inci Bölge Müdürü Sami Uyar, İller Bankası Genel Müdürü Ferit Yüksel, Bartın İl Genel Meclis Başkanı Ali Kartal, HEMA Endüstri A.Ş. İşletmeler Müdürü Nuh Baş, Devlet Demiryolları Karabük İşletme Müdürü Hakan Göyneksiz, DSİ 22´nci Zonguldak Şube Müdürü Erol Orpak, Erdemir Satın Alma Koordinatörü Samim Saylan, Kardemir Genel Müdürü Fadıl Demirel ve Zonguldaklı gazeteci-yazar Fikret Bila, işadamları, sivil toplum örgütleri ve derneklerin temsilcileri katıldı. CHP heyeti, Kilimli’de katıldıkları başka bir program nedeniyle konuşmaların sonuna yetişebildi. Milletvekili Köktürk, en son konuşan isim oldu.

Açılış konuşmasını yapan Dernek Başkanı Şenol Çakar, gecede Zonguldak adına taleplerin birlikte dile getirmek istediklerini belirterek, katılımcılara teşekkür etti. Çakar, “Bölgemizin Filyos Vadi Projesi’yle kurtuluşunun olduğu hepimiz biliyoruz. Bunun içinde çalışmaların devam ettiğini görüyoruz. Bunun biran önce ihalesi için sabırsızlık gösteriyoruz ve sizlerden bunun için aracılık etmenizi istirham ediyoruz. Kardemir’in buraya tesislerinin bir kısmını taşıma riskinin olduğunu duyuyoruz. Bu tesisin buraya taşınması ve istihdamın başka yere kaymaması açısından öneminin ne denli büyük olduğunu hepimiz görüyoruz. Bu konuda somut ilerlemelerin olması da bizleri umutlandırmaktadır” dedi.

Yapılan konuşmalarda yer yer karşılıklı eleştiriler olsa da, Zonguldak, Bartın ve Karabük illerinin ortak taleplerinin dile getirildiği bir gece oldu.

AYYILDIZ: “ZONGULDAK, BÖLGENİN AĞABEYİDİR”

Zonguldak Valisi Erol Ayyıldız konuklar arasında gecenin ilk konuşmasını yapan isim oldu.

Vali Ayyıldız, konuşmasında, Zonguldak’ın en önemli sorununun birlik beraberliği sağlayamamak olduğunu, aksi takdirde üstesinden gelinemeyecek hiçbir sorunun olmadığını vurguladı. Zonguldak’ın bölgenin ağabeyi olduğunu söyleyen Ayyıldız, “Batı Karadeniz havzası olarak ele aldığınız zaman içerisindeki en önemli aktörün Zonguldak olduğunu görüyorsunuz. Eğer Batı Karadeniz’de bir şeyler yapmak istiyorsanız ve Avrupa’ya ve Karadeniz’e kıyısı olan ülkelere bu işi götürmek istiyorsanız, Zonguldak’tan geçmek zorundasınız. Dolayısıyla bu bölgeyi ele aldığınızda sadece Karabük ve Bartın’ı değil, yanına Kastamonu’yu da katmak zorundasınız. Bunun içerisinde bulunduğu konum itibariyle Zonguldak en önemli yerdedir. Zonguldak’ımızın aslında bölgede bir ağabey rolü vardır. Fakat büyükşehir olması için Bartın ya da Karabük’ün kendisine bağlanarak ele alınması söz konusu değildir. Zonguldak, bu işi kendi başına da becerebilecek hem güce, hem de kapasiteye sahiptir. Filyos Projesi gerçekleştiğinde ve tam olarak alana hakim olduğunda orada oluşacak nüfusla beraber, Zonguldak’ın merkezinden Bakacakkadı’ya kadar ulaşacak bir şehir merkezi ile büyükşehir nüfusuna sahip olacaktır. Dolayısıyla bu alandaki büyük şehir olması onun sadece formalitede ve kağıt üzerinde olması anlamına gelmez. Burada oluşacak iş gücünün ve ekonomik hayatın sağlayacağı aktivitelerle beraber hem bölgeye, hem de Tuna Boyu ile beraber Türkiye’nin hem Avrupa’ya, hem de dünyaya açılacak bir kapısı olacaktır. Zonguldak’ı hayal ederseniz ve enerji hatlarını ve sanayisini Filyos taraflarına kaydırırsanız, Zonguldak 50 bin öğrencisi olan ve havası ve trafiğiyle çok güzel, bölgede yaşayan insanlara mutluluk veren Türkiye’nin ya da dünyanın herhangi bir yerine bir vatandaşın gittiğinde özleyeceği ve olmak isteyeceği bir kent olacaktır. Bunu biz en kısa olarak Dedeman’ın önünden bir battı-çıktı Alaborina’nın oradan sonra trafiği alta alarak kent merkezini düzenleyerek projeler üretilebilir. Bununla ilgili olarak hem bizlerin, hem de işin erbaplarının çalışmaları var. Zonguldak’a bir havza olarak baktığınızda, bir kentsel dönüşüm sağladığınızda özlediğiniz bir kent ortaya koymak hem çok fazla maliyetli değil, hem de iş gücü olarak çok ağır değildir. Zonguldak’ın üzerinde yaşayan insanları da ele aldığınızda göreceğiniz yetişmiş insanlardır. Diğer illere nasip olmayan okur-yazar ve eğitim durumu itibariyle hem teknik, hem de diğer alanlarda yetiştirdiği insanlar olarak baktığınızda aslında Zonguldak’ın kendisinin bile farkında olmadığı bir değere sahip. ‘Bunu biz kullanabiliyor muyuz?’ diye baktığınızda, biz bunu kullanamıyoruz. Bunu kullanamamamızın ana sebeplerinden bir tanesi de, biz çözümleri söylerken, bazen kabul edilebilecek bir tabakta sunmuyoruz. Biz nedense kafamıza atar gibi bir şey ortaya koyuyoruz. O insan da bu çözümü yapmaktansa, kendine göre savunma mekanizması kuruyor ve bu nedenle Zonguldak bu oluşacak çözümden de mahrum kalıyor. Kulağımızı ve aklımızı bu nedenle ortak akla vermek zorundayız. Oluşacak sinerjiden Zonguldak’ı faydalandırmak zorundayız. Bunu bizler idareciler olarak elimizden geleni ortaya koymaya çalışıyoruz. Ele aldığımız her konuyla ilgili olarak mutlaka Zonguldak’ta söz sahibi ve çözüm sahibi olan sivil toplum kuruluşlarından ve fikir sahibi olabilecek insanlardan biz mahrum değiliz. Bunlardan yeterince faydalanamamamızın sebebi çözümlere ulaşmaya çalışırken, kendi kendimizi engelliyoruz. Dolayısıyla biz birlik ve beraberlik içerisinde olmak zorundayız.&[#]8200;Bizim beceremediğimiz de budur. Ben bu toplantıların ve bu tip etkinliklerin buna vesile olmasını diliyorum. Bizim Zonguldak insanı olarak yapamayacağımız ve üstesinden gelemeyeceğimiz güçlük yok. Dolayısıyla bu birlik ve beraberlik içerisinde hareket edelim. Güzellikler buluşmayı becererek güzelliklerimizi görerek ve bardağın dolu tarafına bakarak biz bunu beceririz diyorum” diye konuştu.

ERKMEN: “YAPILANLARI KÜÇÜMSEMEMEK LAZIM”

Zonguldak eski Valisi Yavuz Erkmen, 24 yılını Zonguldak bölgesinde geçirdiğini ve Zonguldak’ın gelişme gösterdiğini belirterek, birlik ve beraberlik içerisinde, ortak akılla Zonguldak’ın daha ileriye getirilebileceğini ifade etti.

Erkmen, konuşmasına şöyle devam etti:

“Burada amaç; hem birlik ve beraberliğin sağlanması, hem de geleceğe doğru yine birlik ve beraberlik içerisinde yürünmesidir. Bu anlamda ortak aklın oluşması tabii ki de çok önemlidir. Ben Sayın Köksal Toptan ile birlikte ilk 1989’da Safranbolu Kaymakamı olarak göreve başladım. O tarihten bugüne kadar Bartın ve Zonguldak Valilikleri yaptım. Yani hep bu bölgede oldum. Bu süre içerisinde bölgede hakikaten güzel dostluklarımız oluştu. Sizlerle birlikte olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Nerede olursak olalım, Zonguldak’ı unutmak mümkün değil. Ben ‘Zonguldak’ dediğimiz zaman Bartın ve Karabük’ü de içine katarak konuşuyorum. Çünkü biz burayı bir bütün olarak görüyoruz ve bir bütün olarak da buranın gelişmesini arzu ediyoruz. Sayın Valimizin sözlerine de katılıyorum. Bizim bardağın dolu tarafını görmemiz lazım. Tabii ki boşlukta vardır, ama bugüne kadar bu bölgeye emeği geçen herkese çok teşekkür etmek gerekiyor. Ben sadece bu bölgede görev yaptığım o 24 senenin, geldiğim günkü ile bugünkü gününü kıyasladığımız zaman inanın çok fark görüyorum. Biz Safranbolu’dan 3-3,5 saatte toplantı için gelirdik. Yollar dar, virajlıydı ve insanı ürkütürdü. Bugün bayağı mesafe alındı. Onun için küçümsememek lazım. Eksiklikler elbette ki oluyor, ama bunları gidermekte yine hep birlikte, gücümüzü birleştirerek başarmaktır. Bunu başarabilecek, kapasite, potansiyel, yetişmiş insan gücü var. Yeter ki birlik olalım. Bir kez daha sizlerle birlikte olmaktan mutluyum, gururluyum. Derneğimize de vesile olduğu için teşekkür ediyorum. Burada bugün birlikte olmamızı sağlayan Sayın Meclis Başkanımıza da teşekkür ediyorum.”

TUNÇ: “BÜYÜKŞEHİR DÜŞÜNCESİNE OLUMLU BAKIYORUZ”

AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, AK Parti Zonguldak Milletvekili Köksal Toptan’ın geçmiş yıllarda Bartın ve Karabük’ün il olması için çok uğraş verdiğini, şimdide birleşerek büyükşehir olması için çaba sarf ettiğini belirterek, il statülerinin korunması halinde konuya olumlu baktıklarını söyledi.

Milletvekili Tunç, “Biz birbirimizden ayrılamayız. Her ne kadar 3 ayrı vilayet gibi görünsek de, biz Zonguldak’ı hep baba ocağı olarak görüyoruz. Bölgemizin lideri, Batı Karadeniz’in başkenti olarak görüyoruz. Ayrıldık ve kendi başımızın çaresine bakmak durumunda kaldık. 20 yıldır da Karabük ve Bartın kendi alanında kalkınma çabası içerisinde. Zonguldak da bizim hep örnek aldığımız bir ilimiz. Çıkardığı siyasetçilerle, yetiştirdiği devlet adamlarıyla özellikle Bakanlık, Meclis Başkanlığı yapmış ve şu anda da Zonguldak Milletvekili olarak aramızda bulunan Sayın Bakanımızdan büyük gurur duyuyoruz. Bölgemizin çok büyük avantajları var. Bu avantajları icraata dönüştürmek mümkün ve dönüştüğünü de görüyoruz. Ben devlet yatılı sınavlarına ve üniversite sınavlarına hep Zonguldak’ta girdim. Biz hep bir gün öncesinden gelirdik. Yani yollar o şekildeydi. Ama şu anda bakıyoruz o yolların tünellerle, viyadüklerle aşıldığını görüyoruz. Bir gelişme hamlesini özellikle son yıllarda giderek arttığını görmek mümkün. 3 ilin de beraber ortak avantajları var. Bunun yanında 3 ilin ortak projeleri var. Filyos Projesi bunlardan bir tanesidir. Filyos sadece bölgeyi değil, ülkeyi de ilgilendiren çok önemli bir proje ve bu proje şu anda başlamış durumdadır. Bu bölgede yapılacak büyük limanla bölgemiz bütün dünyaya açılmış olacak. Bunu çok önemsiyor. 3 ilin bu konu üzerinde çok yoğunlaşması gerekiyor. Biz siyasetçilerin bunun üzerinde sürekli durmamız gerekiyor. Yine havaalanımız 3 ilimiz için çok önemlidir. Bu avantajları hep beraber değerlendirebilirsek bölgemizin bundan 3-5 yıl sonra çok daha farklı noktada olduğunu göreceğiz. Her ilin kendine özgü avantajları var. 3 ilimizin kendine ait üniversitesi var. Belki 3 ayrı il olmamızın en hayırlı neticelerinden biri bu olsa gerek. 3 ilin birleşmesi noktasında çok değerli Meclis Başkanımızın bir görüşü oldu. Biz gerçekten olumlu bakıyoruz. Zonguldak, Bartın ve hatta Karabük’ü de dahil ederek bir milyon nüfusunda üzerinde bir büyükşehri oluşturmak mümkün. Hatta Bartın ve Karabük’ü il yapmak için yıllarca mücadele edildi. Hatta Meclis Başkanımız epey mücadele etmişti. Şimdi de birleştirmek için mücadele ediyor. İl statüleri korunarak, anayasada da bir değişiklik yapılarak 3 ilin birleşip büyükşehir olması mümkün. Buna da tabii ki Zonguldak öncülük etmeli. Büyükşehirlerin büyük avantajları var. Biz de gerçekten bu konuya sıcak bakıyoruz. Bu noktada Bartın olarak hangi katkıyı sunmak gerekiyorsa, bu katkıya da hazırız. Bu toplantının Bartın, Karabük ve Zonguldak açısından hayırlı olmasını diliyorum” diye konuştu.

KAR: “BATI KARADENİZİ DÜŞÜNEREK HASTANEMİZİ TASARLADIK”

Karabük Medikal Hastanesi Başhekimi ve Kurucu Genel Müdürü Adem Kar, hastanenin açılışına öncülük edenlere teşekkür ederek, “Karabük’te 34 ortaklığı ve yaklaşık 75 milyona mal olan 167 yataklı APlus bir hastaneyi yaklaşık 1 yıl önce hizmete açmış durumdayız. Bu projeye devletimiz yatırım teşviki kapsamında yaklaşık 14 milyonluk bir destek sağlamıştır. Bu projeyi yaparken tüm Batı Karadeniz Bölgesi’ni bir sosyal bütünlük içerisinde değerlendirerek bütün bölgeye hizmet verecek şekilde tasarladık. Gerçekten de 1 yıl içerisinde Zonguldak’tan, Bartın’dan, Kastamonu’dan hastalarımızın yüzde 40’ını bölgemizden alıyoruz. Bu projeye destek veren 2 büyüğümüzü de anmadan geçemeyeceğim. Ben Profesör Doktor Mehmet Haberal’ın öğrencisiyim. Kendilerinin kulaklarını çınlatıyorum ve Allah kurtarsın. İkincisi de, Sayın Kardemir Yönetim Kurulu Başkanımız Muthullah Yolbulan, bize ilham kaynağı oluşturduğu için teşekkür ediyorum” dedi.

KÖKTÜRK: “ZONGULDAK KARŞILIK ALAMAYAN BİR İL”

CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, Zonguldak’ın yaptığı katkılara rağmen karşılığını alamayan ve geçmişten bu yana ciddi sorunları olan bir il olduğunu söyledi.

Beraberce sorunlara çözüm bulunması gerektiğini ifade eden Köktürk, “Zonguldak bilindiği üzere taşkömürüyle var olmuş ve cumhuriyetin ilk şehridir. Zonguldak, taşkömürü ile birlikte demir ve çelik sanayisini de omuzlarında taşımış bir kenttir. Ülke ağır sanayisini yıllarca omuzlarında taşımasına rağmen Zonguldak büyük bedeller ödemiş ve büyük acılar da çekmiş bir kent. Üzülerek söylemek gerekirse, maalesef yaptığı katkıların karşılığını alamamış bir kent. Bunu Meclis Başkanımız da ifade etti ve çok sorunlarımız olduğunu söyledi. Bunu sadece bu döneme mahsus olarak söylemiyorum, ancak yaptığı katkıların karşılığını alamayan bir kent olduğunu da vurgulamak istiyorum. Bugün Zonguldak çok derin sorunlarla boğuşuyor. TTK’dan ilimizin başka illere taşınmasına, genel bütçeden hak ettiğimiz payı alamamamıza kadar pek çok sorunumuz var. Ama bunları Sayın Meclis eski Başkanımız Köksal Toptan’ın dediği gibi yapıcı öneriler olarak konuşuyorum. Burada yüreğimizi ve dayanışmamızı ortaya koyacağız ve hep beraber bu sorunların çözümüne katkı sağlamaya çalışacağız. Geçtiğimiz günlerde yapılan istatistik açıklamalarına göre göç veren bir kent. Yani yıllarca ülkenin dört bir tarafından göç almış, Türkiye’nin mozaiği olmuş, Türkiye’nin tüm coğrafyasından gelen insanların yerin yüzlerce metre altında birlikte kardeş olarak çalıştıkları hatta birlikte meslek hastalıklarında yaşamlarını yitirdikleri ve defnedildikleri kentken Zonguldak maalesef bugün göç veren bir kent haline gelmiştir. Bunları söylerken maden şehitlerimizi de burada anmamak ta sanıyorum ki çok ayıp olur. Ben öncelikle burada Zonguldak’ı Zonguldak yapan büyük bedeller ödeyen ve büyük acılar çeken tüm maden şehitlerimizi ve ailelerini saygı ve şükranla anmak istiyorum. Gerçekten onlara çok şey borçluyuz. Sayın Meclis Başkanımız, tabii Zonguldak’ın gelişmesi için çok güzel şeyler söyledi. Karabük ve Bartın’ın da gelişmesi için çok güzel şeyler söyledi. Bizler burada kalben bir aradayız. Konuşurken zaten Zonguldak, Karabük ve Bartın’ı ayrı düşünmüyoruz. Fakat ben bunu Zonguldak’ın bir bütün şehir olması anlamında söylemiyorum. Kalbi duygularımız birlikte ancak bunu idari bir yapılandırma olarak bir araya gelmesi çok daha farklı bir şey. Bu çok farklı bir konu ve bunun çok ciddi olarak tartışılması ve değerlendirilmesi gerekiyor. Bunu burada sadece biz milletvekillerinin seslendirmesi veya bizlerin önerilerinin yeterli olacağını düşünmüyorum. Çünkü eğer büyükşehir olmaktaki amaç hizmetse ve hizmetlerden yararlanmaksa, Büyükşehir Yasası’nın olumlu ve olumsuz yanlarını birlikte değerlendirmek gerekiyor. Sonuç olarak, çok güzel ve onurlu bir akşam… Burada yeniden Karabük, Bartın ve Zonguldak olarak ortak dayanışmayı ortaya koymak bizim içinde çok anlamlı. İnşallah bu akşamın kazanımları olur. Bizlerde buna katkı sağlamaya hazırız. Bu anlamda bu geceyi düzenleyen dernek yöneticilerimize şükranlarımızı sunuyorum. Zonguldak, Bartın ve Karabük için yapılması gereken ne varsa sonuna kadar hazır olduğumuzu ve hizmet edenlerin yanında olduğumuzu buradan bir kez daha ifade ediyor hepinizi saygıyla selamlıyorum” dedi.

PLAKET ALANLAR

Gecede, AK Parti Milletvekili Köksal Toptan, CHP Milletvekili Ali İhsan Köktürk, Zonguldak eski Valisi Yavuz Erkmen, Karayolları 15´inci Bölge Müdürü Sami Uyar, İller Bankası Genel Müdürü Ferit Yüksel, Bartın İl Genel Meclis Başkanı Ali Kartal, HEMA Endüstri A.Ş. İşletmeler Müdürü Nuh Baş, Zonguldaklı iş kadını Nurcan Abay, Türk Kızılayı Zonguldak Şube Başkanı Nihat Aygün, Yazıcıoğlu Şirketler Grubu Başkanı İrfan Yazıcıoğlu, Devlet Demiryolları Karabük İşletme Müdürü Hakan Göyneksiz, DSİ 22´nci Zonguldak Şube Müdürü Erol Orpak, Erdemir Satın Alma Koordinatörü Samim Saylan, Kardemir Genel Müdürü Fadıl Demirel ve Zonguldaklı gazeteci-yazar Fikret Bila´ya plaket verildi.

DEMİREL: “FİLYOS LİMANI BURADA HAYATA GEÇSİN”

Türk demir-çeliğinin dünyaya açılması gerektiğini, bunun için de Filyos Limanı’nın önemine değinen Kardemir Genel Müdürü Fadıl Demirel, "Ürettiklerimizin yarısını dünyaya satmamız lazım. Kardemir bu projeyi uyguladı, fakat dünyaya satmak için limanımız yok. Liman yapmak düşüncemiz de var. Ama tek başına kuruluş olarak bizim üstesinden gelmemiz mümkün değil. Filyos Liman Projesi´nin temeli bu akşam burada hayata geçsin” dedi.

Karabük Demir Çelik Fabrikaları (Kardemir) Genel Müdürü Fadıl Demirel, son 3 yılda 1 milyon tondan 3 milyon tona çıkacak projeleri yürüttüklerini, 2002 yılında 13 milyon ton olan Türk demir-çelik üretiminin bugün 38 milyon tona ulaştığını kaydetti. Demirel, yıllık 3 milyon üretim yapan Kardemir ile 5 milyon ton üretim yapan Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları´nın, Türk demir-çelik sanayisinin öncüsü olduğunu söyledi. Türk demir-çeliğinin dünyaya açılması gerektiğini, bunun için de Zonguldak´ın Çaycuma ilçesinde “Karma Endüstri Bölgesi” ilan edilen Filyos´ta uygulanacak projenin önemine dikkat çeken Demirel, şöyle konuştu:

“Ürettiklerimizin yarısını dünyaya satmamız lazım. Kardemir bu projeyi uyguladı, fakat dünyaya satmak için limanımız yok. Liman yapmak düşüncemiz de var. Ama tek başına kuruluş olarak bizim üstesinden gelmemiz mümkün değil. Filyos Liman Projesi´nin temeli bu akşam burada hayata geçsin. Bu liman 25 milyon ton kapasiteli olacaktır. Eli kulağındadır. Bu proje hayata geçtiğinde Zonguldak´ın kaderi değişecek. Yine Türk sanayisinin başşehri olacaktır. İddia ediyorum bu proje kilit bir projedir. Bu limanın özelliği 5 ayrı ülkeye eşit mesafede olacak olmasıdır. Bulgaristan, Romanya, Gürcistan, Rusya, Ukrayna…."
1 milyon 300 bin kapasiteli bir üretim tesisini devreye alarak üretimlerini 3 milyon tona çıkarttıklarını vurgulayan Demirel, Kardemir’in bölgeye sağladığı katkılarla ilgili şu bilgileri verdi:

“Türk demir-çeliğinin, dünyaya açılarak ürettiklerinin en az yarısını dünyaya satması lazım. Fakat dünyaya satabilmek için limanımız yok. Bu, bizim için olduğu kadar ülke ekonomisi için de hayatiyet mertebesindedir. O zaman 25 milyon ton kapasitemiz olacaktır ve eli kulağındadır. Bu proje hayata geçtiği zaman bölgenin kaderi değişecek ve yine Türk sanayisinin baş şehri olacaktır. Ben 37 yıldır demir-çelikçiyim. Bundan önce Ereğli Demir Çelik’in Genel Müdürüydüm. Bu işin iyi-kötü teknisyenliğini yapıyorum. İddia ediyorum, bu proje kilit bir projedir. Kardemir, yine lokomotiftir. Kardemir, devletteyken 57 yılda üretim 550 bin tona çıkmıştır. Şu anda 3 milyon ton. Neredeyse altı katını katladı. Ama büyümek için atıl arazisi kalmadı. Bundan sonraki büyümesini inşallah Filyos Vadisi´nde yapacak. Onun için çok daha büyük enerjileri var. Küçük ölçeklerde bu yatırımları yapmak çok zordur. Ama 3 milyona çıktığımız zaman bu yatırımları yapmak çok daha kolay bir hal alıyor. Buna rağmen Kardemir, bazı ürünlerde Türkiye´nin tekidir. Türkiye´nin tek ray üreticisidir. Sadece bu bölgede ve Türkiye´de değil, modern tesisleriyle dünyada iddialı bir oyuncudur. Arkasında yine kalkınan Türkiye´nin ihtiyacı olan orta ve ağır profillerde yine Türkiye´nin tek üreticisidir. Bu iddiasını sürdürüyor. Bu liman, ulaşım imkanıyla inşallah dünyaya açılma şansı olacaktır.”

Kardemir´in Türk demir-çelik sanayisinde “lokomotif” olduğunu vurgulayan Demirel, "Ama artık arazisi kalmadı büyümesi için. Bundan sonraki büyümesini Filyos Vadisi´nde yapacak" dedi.

BİLA: “ZONGULDAK’IN KÖTÜ HABERLERLE ANILMASINI İSTEMİYORUM”

Milliyet Gazetesi Ankara Temsilcisi, Zonguldaklı Gazeteci-Yazar Fikret Bile, geceye katılmış olmaktan dolayı büyük mutluluk duyduğunu ve doğup büyüdüğü Zonguldak’ın sorunlarının yanı sıra yatırımlarını da yakından takip ettiğini söyledi.

Zonguldak’ın kömür ya da maden kazalarıyla anılan bir il olarak anılmasını istemediğini söyleyen Bila, konuşmasına şöyle devam etti:

“Ben Zonguldak’a her geldiğimde çok mutlu olur ve heyecanlanırım. Doğup büyüdüğüm bu şehirde olmak bana her zaman gurur verir. Rahmetli Bülent Ecevit’i de saygıyla, rahmetle, sevgiyle anıyorum. Rahmetli Bülent Ecevit’in adının Zonguldak Karaelmas Üniversitesi’ne verilmesi de güzel bir karardır. ‘Bülent Ecevit, bunu hak etmiştir’ diye düşünüyorum. Çünkü Zonguldak’a büyük hizmetleri vardır. Zonguldak ülkemizin aslında doğanın nimetlerini bir hazine gibi bulunduran bir ilimiz. Altında ayrı, üstünde ayrı bir hazine var. Yeraltındaki maden kaynağı Zonguldak’a ayrı bir güç veriyor ki bu güç belki 100 yıldır bu toprakları besliyor. Aynı şekilde yer üstündeki güzellikleri ve zenginlikleriyle de Zonguldak’ımız cennet bir köşe. Dolayısıyla bu iki hazinenin de hem yeteri kadar değerlendirilip hem de Türkiye’de, Dünya da pazara çıkması gerekir diye düşünüyorum. Sanıyorum bütün bu çabalarınız da bu yönde. Zonguldak’ın kömür ve kömüre bağlı sanayisiyle sızlanıp kalması artık Zonguldak’a yetmiyor. Bunu görüyoruz. Türkiye ekonomisine de yetmediğini görüyoruz. Mutlaka kömüre alternatiflerde yaratmak gerektiğini düşünüyorum. Çünkü coğrafyamız buna uygun. Yeraltı zenginliklerimizin yanı sıra sanayimiz de var. Üretim çeşitliliğiyle Zonguldak’ın yeniden cazibe merkezi haline getirilmesi mümkündür diye düşünüyorum. Kardemir ve Erdemir’de nelerin yapılabildiğini de rakamlarıyla nelerin yapılabildiğini gösterdiler. Biz gazeteci ve bir Zonguldaklı olarak Filyos Projesi’nin her zaman takibinde oldum. Çünkü belde biliyor ve inanıyorum ki, Filyos Projesi, belki Güneydoğu Anadolu Projesi kadar önemli bir projedir. Karadeniz havzasını kurtaracak bir projedir. GAP kadar değer verilmesi gereken bir projedir. İstanbul, İzmit, Sakarya gibi sanayilerinde bu limana bu bölgeye kayması için beklide açılan bir penceredir diye düşünüyorum. Yine uzmanlardan aldığımız bilgilere göre böyle bir projenin hayata geçmesi Haydarpaşa Limanı’nın yükünü hafifleteceği gibi boğaz trafiğini de hafifletebilir ve Filyos’ta bu bölgede konteynır taşımacılığını başlatabilir diye düşünüyorum. Bu Zonguldak’ı yeniden cazibe merkezi haline getirebilir. Buna ilaveten dediğim gibi Zonguldak doğal güzellikleriyle çok bilinen bir yer değil. Yeni yeni keşfediliyor. Denizgüzelliği, dünyanın en ilginç mağaralarına sahip olması, antik kentlerine sahip olması belki ayrı bir turizm kampanyası başlatmamızı gerektirecek kadar güçlü ve zengin diye düşünüyorum. Keza üniversitemizde Zonguldak’a çok büyük katkı sağladı. Zonguldak’ta doğup büyüyüp başka şehirlere giden bizlerin aklı hep Zonguldak’ta kalmıştır. Biz artık Zonguldak’ın kömürüyle ya da maden kazalarıyla şehitlerimizin haberleriyle gündeme gelmesini istemiyoruz. Bu bizi çok üzüyor. Zonguldak’ın sadece bu yönüyle haber olması deneyimli bir gazeteci olarak benim yüreğimi dağlıyor. Bunun önlenmesi için alınan tedbirlerin yanı sıra taşeronlaştırma yönteminin de gözden geçirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü ‘iş gücünün maliyeti düşsün’ diye kalitesinden taviz verirseniz, bu tür kaza risklerinin de artacağını hepimiz biliyoruz. Bütün Zonguldak halkı ve yöneticilerinin de bu konuyu bir daha gözden geçirmelidirler diye düşünüyorum. Bir Zonguldaklı gazeteci olarak emirlerinizde olduğumu bilmenizi istiyorum.”

Editör: Pusula Gazetesi