Deniz Albay Levent Tuna, programda yaptığı konuşmada, 'Üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye ulusal ve uluslararası deniz ulaştırmasında çok büyük önemi olan limanları ve boğazlarıyla Karadeniz ve Doğu Akdeniz'de çok önemli bir jeostratejik öneme sahiptir. Bu coğrafyanın denizlerde değil gerilemeye, duraksamaya dahi tahammülü yoktur" dedi.

Deniz Kuvvetleri Günü etkinlikleri kapsamında Karadeniz Ereğli Liman ziyareti icra eden TCG Yıldıray Denizaltısı ve TCG Kdz. Ereğli gemisi halkın ziyaretine açıldı. Alemdar Rıhtımında gerçekleştirilen ziyarette Denizaltı ve gemi personeli, ziyaretçilere kılavuzluk etti, bilgiler verdi. Ayrıca, gündolayısıyla şehit aileleri ve gazilere öğlen yemeğinde konuk edildi.

Deniz Kuvvetleri Günü dolayısıyla Hüseyin Tatoğlu Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen törende Karadeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Özden Yazıcıoğlu, törene katılanlara katılımlarından ötürü teşekkür etti. Program kapsamında saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu. Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal'ın kutlama mesajının okunmasının ardından Preveze Deniz Zaferi konulu sinevizyon gösterisi gerçekleştirildi.

Deniz Albay Levent Tuna, günün anlam ve önemine ilişkin konuşmasından askeri strateji açısından en önemli deniz savaşları arasında yer alan Preveze Deniz Zaferi'ni tarihi, askeri ve siyasi gelişimi açısından değerlendirdi.

Tuna ""Deniz stratejisi ve taktiğinin esas kurallarının uygulandığı Preveze Deniz Zaferi'nden aldığımız dersler fevkalade önem arz etmektedir. Büyük komutanın uyguladığı taktikler Piyale Paşa tarafından 1560'ta Cerbe'de, 267 yıl sonra Amiral Nelson tarafından Trafalgar'da başarıyla izlenmiştir. Bu büyük zaferle Türk ordusunun karalardaki hakimiyeti, Türk donanmasının denizlerdeki hakimiyeti ile tamamlanmış, Akdeniz bir Türk gölü haline gelmiştir" ifadelerini kullandı.

"EKONOMİK VE SİYASİ GELİŞME DÜZEYİNİN GÖSTERGESİ"

Deniz Kuvvetleri'nin 937. Yaşında yalnız malzememizle gurur veren zaferleri kutlamanın değil, aynı zamanda Deniz Kuvvetleri olarak ulaşılması gereken hedefleri bir daha hatırlamak ve tarihten gereken dersleri almak olduğunu belirten Tuna şöyle devam etti:

"İnsanoğlu gelişen teknolojiyle birlikte denizin getirdiği ekonomik yararların ve bunun getirdiği siyasi ağırlığın bilincine vardığı andan itibaren denizlerden daha fazla pay alabilmek için askeri gücünün sınırlarını karalardan denize kaydırmış, bir deniz gücü olarak donanmalarını oluşturmaya başlamıştır. Zamanla donanmalar ülkelerin ekonomik ve siyasi gelişme düzeyinin bir göstergesi olmuştur."

Tuna, Deniz kuvvetlerinin varlığına sadece harp zamanında değil, barış zamanında da ihtiyaç duyulmakta olduğunu, bu özelliğiyle Deniz Kuvvetleri'nin harbin savaşmadan kazanılmasını sağlayacak yegane kuvvet niteliği taşıdığını ifade etti.

"TARİH CUMHURİYET DÖNEMİNDE TEKERRÜR ETMEDİ"

Bu coğrafyada denizi ihmal ederek yaşamanın mümkün olmadığını, Osmanlı'nın son döneminde donanmanın ihmalinin bedelini Türk Milletinin ağır ödediğini ifade eden Tuna şunları kaydetti:

"Tarih Cumhuriyet döneminde tekerrür etmemiştir. Atatürk'ün stratejik dehası ve denizci vizyonu buna izin vermemiştir. Verseydi yokluklar ve zorluklar içinde kurulan savaş yorgunu cumhuriyet daha askerine postal veremezken, Hollanda'dan iki yeni denizaltı, İtalya'dan dört yeni muhribi Cumhuriyet daha beş yaşını doldurmadan alabilir miydi? Cumhuriyetin ilk yıllarında bütçeden çok büyük bir payı Yavuz'un havuzlanması için ayırabilir miydi? Cumhuriyet Donanması, 19. Ve 20. Yüzyılda yaşanan zorlu deneyimlerden çıkarılan dersler ve her şeyden önemlisi genç cumhuriyetin kendini koruma refleksi paralelinde şekillenmiş, son 95 yılda tarihte benzeri görülmemiş bir başarıyla gelişerek günümüze erişmiştir. Günümüzün Türk Deniz Kuvveti, 16. Yüzyılda Akdeniz'de erişilenden sonra tarihimizde en güçlü dönemini yaşamaktadır. Bu oluşumda Ulu Önder Atatürk'ün stratejik dehası ve öngörüleri olağanüstü rol oynamıştır. Deniz Kuvvetleri'ni güvenlik ve dış politika aracı olarak en yoğun kullanan devlet adamı Atatürk olmuştur. Atatürk, çevre denizlerin hayati önemini şu yorumla açıklamıştır. 'Karada kıstırılmış durumdayız. Tıpkı Ruslar gibi. Boğazları tıkamak suretiyle Rusları Karadeniz'e kapamış olduk ve eninde sonunda çökmeye mahkum ettik. Çünkü müttefikleriyle bağını kesmiş olduk. Ama biz de çökmeye mahkumuz. Hem de aynı nedenden. Gerçi Akdeniz, Karadeniz ve Hint Okyanusu'nun eteklerindeyiz ama herhangi bir okyanusa açılamıyoruz. Deniz kuvvetlerinden mahrum bir kara kuvveti olarak, yarımadamıza kara kuvvetlerini çekinmeden getirebilecek bir deniz kuvvetlerine karşı hiçbir zaman savunamayız.' Atatürk çok haklıydı. Denizlerde gerilemenin bedelini Gelibolu ve Çanakkale'de çok ağır ödemiş bir ulus aynı kaybı tekrar etmemeli ve tarihinden ders çıkarmalıydı."

"MODERNLEŞME VE GELİŞME SÜRECİ DEVAM EDİYOR"

Tuna, Atatürk'ün, 11-21 Eylül 1924 tarihlerinde Hamidiye Kruvazörü ile Karadeniz turuna çıktığını, bu gezide gemi subaylarına vurguladığı "Donanmasız Anadolu olmaz, donanmadan yana kuvvetli olmak Türkiye'nin savunması için şarttır. Donanmamız, izlediğimiz politikanın en kuvvetli desteği olacaktır" sözlerine atıfta bulunarak şu ifadeleri kullandı:

"Üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye ulusal ve uluslararası deniz ulaştırmasında çok büyük önemi olan limanları ve boğazlarıyla Karadeniz ve Doğu Akdeniz'de çok önemli bir jeostratejik öneme sahiptir. Bu coğrafyanın denizlerde değil gerilemeye, duraksamaya dahi tahammülü yoktur. Bu önemin bilincinde olarak Deniz kuvvetlerimiz modernleşme ve gelişme sürecine devam etmektedir. Bunun en büyük göstergelerinden biri, tamamen milli imkanlar kullanılarak gerçekleştirilen Milgem projesidir.

Dünyada barış ve güvenliğe, Atatürk'ün çizdiği yurtta barış, dünyada barış rotasından sapmadan bugüne kadar daima olumlu katkılar yapmış olan Deniz kuvvetleri komutanlığı, Türkiye'nin dış politikasını destekleyerek dünya denizlerinde Sancak/varlık göstermek, TSK'nın dost ve müttefik ülkelerle işbirliğini geliştirmek, dünya denizlerinde harekat icra kabiliyetinin kazanılmasıyla daha operasyonel bir deniz kuvveti tesisi hedefine ulaşmak, askeri eğitim işbirliği kapsamında ikili ilişkileri geliştirmek maksadıyla liman ziyaretleri gerçekleştirmek, Türk ticaret gemilerinin kullandığı deniz ulaştırma yollarının güvenliğini sağlamak, denizlerdeki yasadışı faaliyetleri engellemek ve kontrol etmek maksadıyla cumhuriyet tarihinde ilk kez Türk Deniz Görev Grubu'nun oluşturulması kararını almıştır."

Programda son olarak Deniz Kuvvetleri konulu video gösterisi gerçekleştirildi.

Programa Karadeniz Bölge Komutanı Özden Yazıcıoğlu, Ereğli Belediye Başkanı Hüseyin Uysal, Deniz Ticaret Odası Başkanı İrfan Erdem, Ereğli Emniyet Müdürü Ferdi Kuyu, Erdemir Genel Müdürü Salih Cem Oral, bazı askeri ve sivil erkan yanında, şehit ve gazi derneklerinin temsilcileri ile ilçede denizcilik eğitimi alan öğrenciler katıldı.

Editör: Pusula Gazetesi