Zonguldak Belediye Kültür Merkezi, tiyatro gösterilerine bir yenisini daha ekledi. Bir yıllık çalışmanın sonucu hazırlanan oyunlar sahnelenmeye devam ediyor. &[#]8220;Vatan Kurtaran Şaban&[#]8221;, Belediye Kültür Merkezi&[#]8217;nin sahnelediği son oyun oldu. İki akşam üst üste sahnelenen tiyatroda, salonda boş yer kalmadı. Oyunu izlemeye gelen pek çok seyirci salon dışında kaldı. Haldun Taner&[#]8217;in yazdığı ve Semih Çelenk tarafından yeniden düzenlenen oyunda, siyasi iktidarların gölgesinde devlet kurumlarında yaşanan trajikomik görev değişimleri anlatılıyor. Belediye Kültür Müdürü Abdullah Bakır, &[#]8220;Vatan Kurtaran Şaban&[#]8221; tiplemesiyle, Kültür Bakanlığı Müsteşarı&[#]8217;nı canlandırıyor. Yakın tarihte Türkiye&[#]8217;de kültür ve sanat kurumları üzerindeki baskıları, değişen yönetmelikleri hatırlatan oyunda sanatın ruhundaki özgürlüğe darbe vurulması anlatılıyor. Yasakçı bir zihniyet içindeki Şaban&[#]8217;ın, iktidarın nimetlerinden yararlanmak adına çok muhafazakar görünmesine karşın alkol ve kadınlara düşkünlüğü dikkat çekmektedir. Şaban&[#]8217;ın koltuğu en yakınındaki Özel Kalem Müdürü&[#]8217;ne kaptırmasıyla roller değişir.

Oyun sonunda salonda büyük alkış vardı. Birçok ismin ilk kez sahne heyecanı yaşadığı oyunu izleyenler, gösterilen çaba ve emeğe alkış ve çiçekleriyle teşekkür etti. Oyunu izleyenler arasında yer alan Zonguldak Belediye Başkan Danışmanı Erol Yılmaz, Belediye Kültür Merkezi Müdürü Abdullah Bakır, yönetmen Fedai Madan ve oyuncuları sahneye çıkarak tek tek kutladı.

KİMLER ROL ALDI?

Ömrünü tiyatroya adamış genç yönetmen Fedai Madan&[#]8217;ın yönettiği oyunda; Abdullah Bakır, Mustafa Okuyan, Umut Varol, İbrahim Kaplan, Uğur Kardaş, Emin Karaçelebi, Nihat Ayaz, İsmail Hakkı Dinçer, Utku Demirsay, Emrah Bakırcık, Ebru Terzi, Meltem Hande Kalaycıoğlu, Nisan Devrim Beytekin, Caner Arık rol aldı.

Oyunun genel sanat yönetmenliğini Abdullah Bakır, müziklerini ise Emrah Kozak yaptı.

SEMİH ÇELEN&[#]8217;İN OYUN YORUMU

Oyunu günümüze uyarlayan Semih Çelenk&[#]8217;in oyunun konusunu bir yazısında şöyle anlatıyor:

&[#]8220;Çokça anlatılır; 1980 darbesinden hemen sonra konservatuvara atanan, müzikle pek ilgisi olmayan bir müdür okulu teftişe çıkar. Çalışma odalarının her birinin kapısını açıp içerisini kontrol etmektedir. Kapısını açtığı bir odada dört öğrencinin çalıştığını görür ve sorar: &[#]8216;Ne yapıyorsunuz siz burada?&[#]8217; Öğrenciler yanıt verir: &[#]8220;Quartet çalışıyoruz efendim.&[#]8217; Yeni müdür hemen ültimatomu verir: &[#]8216;Bundan böyle herkes kendi quartetini kendi çalışacak, öyle bir arada çalışmak yok!&[#]8217; Müdür &[#]8216;quartet&[#]8217;in &[#]8216;dörtlü&[#]8217; anlamına geldiğini ve dört enstrüman için yazılmış parçalara verilen ad olduğunu bilmemektedir. Vatan Kurtaran Şaban&[#]8217;ın da konservatuvar sahnesinde de, Şaban ve Mustafa &[#]8216;konsertmeister&[#]8217; kemancıdan bir quartet çalmasını ister ve &[#]8216;biz onu dört kişi çalışıyoruz&[#]8217; yanıtını alınca devletin ve milletin vergisinin nasıl heba edildiğinden dem vururlar. Acaba bu olay Haldun Taner&[#]8217;in oyunundan esinle mi gerçek hayata yakıştırılmıştır yoksa Haldun Taner de benzer bir olaydan etkilenerek mi yazmıştır bu sahneyi? Öyle anlar yaşıyoruz ki, devlet adamlarından, siyasetçilerden, yöneticilerden öyle sözler duyuyoruz ki, işte öyle anlarda hayatın sanatın hep bir adım önünde gittiğini düşünüyoruz. Hayat o kadar absürt, grotesk, komik olabiliyor ki bazen işte o noktada sanatın eli kolu bağlanıyor. Haldun Taner ustanın &[#]8216;Vatan Kurtaran Şaban&[#]8217; adlı oyununu da oyunla yaşıt bir insan olarak bugün yeniden okurken ve sahneye taşımaya çalışırken benzer şeyleri düşündüm. Bir yandan bakıldığında oyunda yaşanan olaylar öylesine &[#]8216;grotesk&[#]8217;ti ki, yaşantının hiçbir anında bu türden olaylara tanık olamayacağımız, bunların birer karikatür olduğu düşünülebilirdi. Öte yandan bakıldığında ise bu oyunun içerdiği tüm durumlar üç aşağı beş yukarı kültür hayatımız içinde yaşanmıştı da. İşte böyle bakınca Haldun Taner ustanın Vatan Kurtaran Şaban güldürüsü, kültür-sanat hayatımız içinde yaşadığımız garipliklerin bir resmi geçidi gibi gözüküyor.&[#]8221;

Editör: Pusula Gazetesi