Düzce Üniversitesi Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi ve Bitki Koruma Bölüm Başkanı Prof. Dr. İsmet Yıldırım, fındık üreticilerini yakından ilgilendiren külleme hastalığıyla ilgili yaptığı gözlem ve araştırmalar hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

"Bir yıl önce hastalık yoğundu"
Külleme hastalığının, fungal (mantari) bir hastalık olduğunu belirten Prof. Dr. İsmet Yıldırım, havadaki yüksek nemin ve uygun sıcaklıkların hastalığın gelişimi ve yayılmasında önemli rol oynadığını ifade etti. Külleme hastalıkları için 18 ile 27 derece arasındaki hava sıcaklıklarının en uygun sıcaklıklar olduğunu söyleyen Yıldırım, "Bir yıl öncesinde hastalığın yoğun olarak görüldüğü yörelerde, oransal nemin yüksek ve hava sıcaklığının gelişme için optimum olması durumunda, hastalık salgın (epidemi) yaparak, fındıkta önemli verim ve kalite kayıplarına yol açabilir" diyerek üreticilerin titiz davranması gerektiğini vurguladı.

"Rekolteyi etkiliyor"
Düzce yöresinde geçen yıl fındıkta külleme salgını yaşandığını ve bu durumun fındık rekoltesini olumsuz yönde etkilediğini söyleyen Prof. Dr. İsmet Yıldırım, önceki yıl fındık yapraklarının normal büyüklüğe ulaştığı Mayıs ayı başlarında görülmeye başlayan külleme hastalığının, bu yıl Mayıs sonuna kadar bazı bahçeler dışında yoğun olarak görülmediğini ifade etti.
Bir yıl önceden toprakta hastalıkla bulaşık kelistotesyum taşıyan yaprakların olmasına rağmen salgın olmadığını belirten Yıldırım, "Bunun nedeni hava sıcaklıklarındaki dalgalanmanın yanı sıra 22 Nisan gecesi yağan karın, askosporların hava akımıyla uçuşarak bitkilerin yapraklarını enfekte ettiği zamana denk gelmesidir. Böylece yöremizde bazı bahçeler dışında Mayıs sonuna kadar önemli bir hastalık gelişimi görülmemiştir. Ancak havaların sürekli yağışlı gitmesi havanın nemini artırırken, aynı zamanda hastalık gelişimi için sıcaklıkların zaman zaman optimum (hastalık için en uygun sıcak) seyretmesi hastalığın bahçelerde belirgin olarak görülmeye başlamasına ve hatta giderek yoğunlaşmasına yol açmıştır" şeklinde konuştu.
Külleme hastalığının, Düzce'de olduğu gibi diğer fındık üretimi yapılan Sakarya yöresinde de gecikmeyle kendisini göstermeye başladığına işaret eden Prof. Dr. İsmet Yıldırım, kendisine gelen bilgilere göre başta Giresun olmak üzere, Karadeniz Bölgesinde külleme hastalığının Mayıs ayının ortasından itibaren yoğun olarak seyrettiğinin altını çizdi.

"Fındık rekoltesinin yüksel olmasını bekliyoruz"
Bu yıl Düzce yöresinde ocaklardaki dallarda çotanak sayısının geçen yıla göre gözle görülebilir oranda fazla olduğunu ve fındık rekoltesinin yüksek olacağının beklendiğini dile getiren Prof. Dr. Yıldırım, fındık üreticilerinin bahçeleriyle ilgilenmelerinin önemi üzerinde durarak, gerekli bakım işlemleri ile birlikte, külleme başta olmak üzere hastalıklarla mücadele etmenin üreticilerin yüzünü güldüreceğini ifade etti.

"Dip sürgünlerin alınması ve küllemeye karşı ilaçlama yapılması gerekiyor"
Fındık hasadı öncesinde külleme hastalığını önleme konusunda üreticilere tavsiyelerde bulunan Prof. Dr. İsmet Yıldırım, "Yağışların oransal nemi artırması ve uygun hava sıcaklıkları külleme riskini artırmaktadır. Bu nedenle üreticilerimiz, en azından bir kez olsun fluopyram + tebuconazole, tebuconazole + azoxystrobin veya triadimenol gibi etkili maddeleri içeren sistemik fungisitlerle tekniğine uygun ilaçlama yapmalılar. Daha sonra hastalığın gelişimine göre kükürt gibi kontak etkili bir fungisitle ilaçlama yapabilirler. İlkbahar ayları sürekli yağışlı geçen Düzce yöremizde, küllemeye karşı mücadelede sistemik ilaçların (fungisitlerin) kullanılması önemlidir. Kontak etkili ilaçlar da mutlaka kullanılmalıdır, ancak yağmur yağması durumunda mutlaka ilaçlama tekrarlanmak zorundadır. Çünkü kontak etkili ilaçlar yağmurla yıkanır ve etkileri yok denecek denli azalır" ifadelerini kullandı.
Ayrıca daha önce dip sürgünlerini almayan üreticilerin bu işlemi en kısa sürede yapmaları gerektiği uyarısında da bulunan Prof. Dr. Yıldırım, hastalık askosporlarının başlangıçta özellikle yere yakın ve gölgede kalan dip sürgünlerin yapraklarını enfekte ettiğini ve daha sonra bu yapraklar üzerinde oluşan sporlarla hızla daha yukarıdaki yapraklara ulaştığını sözlerine ekledi.

"Fındık ocaklarındaki dal sayısı azaltılmalı"
Hastalıkla ilgi üreticilerin özen göstermesi gereken işlerin başında ocaklardaki dal sayısı ve bunların uzunluğunun geldiğini belirten Yıldırım, "Genellikle verimi yüksek topraklarda dal sayılarındaki fazlalıkla birlikte, dalların çok uzun olması, bitkilerin havalanmasını engellemekte ve oransal nemin artmasına neden olmaktadır. Bu ise hastalığın bu tür bahçelerde daha yoğun görülmesine ve aynı zamanda hastalıkla mücadelenin zorlaşmasına neden olmaktadır. Bunu önlemek için üreticilerin ocaklardaki dal sayılarını azaltmaları ve budama işlemlerine önem vermeleri gerekmektedir" dedi.
Fındıkta külleme ile mücadele zamanını belirlerken bitkinin fenolojik döneminin (yaprak büyüklüğü) yanı sıra nem ve sıcaklık şartlarının da göz önüne alınması gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Yıldırım, bunun için önceden tahmin ve erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesi gerektiğini ifade ederek, böyle bir çalışmanın Sakarya ilinde yapıldığı bilgisini paylaştı.
Prof. Dr. İsmet Yıldırım, "Fındık bahçemizle ne kadar iyi ilgilenir, fındığa üvey evlat muamelesi yapmaktan vazgeçersek; bunun için kültürel işlemleri zamanında yapar, hastalık ve zararlılarla tekniğine uygun yöntemlerle mücadele edersek, fındıkta bize o kadar iyi bakar. Üreticilerimiz fındıkla veya yetiştirdikleri ürünlerle ilgili her türlü sorunlarında hiç çekinmeden Üniversitemiz Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesine gelerek şahsıma ve diğer öğretim üyelerine başvurabilirler. Üreticilerimizin fındıkta bereketli bir yıl geçirmelerini diliyorum" sözleriyle açıklamalarını sonlandırdı.

Editör: Pusula Gazetesi