Zonguldak'ta, “Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY)” soruşturması kapsamında, aralarında örgütün elebaşı Fetullah Gülen'in de bulunduğu 69'u tutuklu 84 şüpheli hakkında ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açıldı.

Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığınca 15 Temmuz darbe girişimi ardından, FETÖ/PDY ile bağlantıları olduğu ve örgüte finans desteği sağladıkları iddia edilen iş adamlarıyla ilgili başlatılan soruşturma tamamlandı. Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Başsavcı vekili Ahmet Yıkılmaz'ın hazırladığı 200 sayfalık iddianame ile örgüt elebaşı Fethullah Gülen'in yanı sıra Zonguldak'taki dernek yöneticileri, iş adamları, kamu kurumlarında çalışan kişilerin olduğu 69'u tutuklu, 14'ü firar ve 1'i adli kontrolle serbest bırakılan 84 şüpheli hakkında dava açıldı. 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen iddianamede sanıklar için, 'Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme', 'Dini inanç ve duygularının istismarı suretiyle dolandırıcılık', 'Terörizmin finansmanının önlenmesi hakkındaki kanuna muhalefet', 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme', 'Silahlı terör örgütüne üye olma' suçlarından ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istendi.

Örgütün şeması anlatılan iddianamede örgüt elebaşı Fethullah Gülen'in İzmir Kestanepazarı Kuran Kursu'nda görev yaptığı dönemde çevresinde bulunan arkadaşları ile dini motifleri de kullanarak örgütün çekirdek kadrosunu oluşturduğu, faaliyetlerini 13-18 yaş grubundaki öğrenci ve genç kesim üzerinde yoğunlaştırdığı bilgilerine yer verildi. Örgütün, Kuranı Kerim'i ve onun hükümlerini yüceltmek, savunmak ve Allah'ın emrettiği şekilde yaşamak gayesi ile hareket ettiği gibi görünse de asıl amacın Türkiye'de devletin bütün anayasal kurumlarını, güvenlik birimlerini, mülki ve adli yapısını ele geçirmek ve aynı zamanda uluslararası düzeyde büyük ve etkili siyasi ve ekonomik güç haline gelmek olduğu belirtildi.
İŞTE MÜTEVELLİ HEYETİ

Örgütün Eylül 2015'e kadar il imamının Mustafa Alparslan olduğu vurgulanan iddianamede, şu ifadelere yer verildi:

"Firari şüpheli Ali Hoşaf, örgütün 2015 yılı eylül ayına kadar Ereğli ilçe imamıdır. Daha sonra Zonguldak il imamı olarak görevlendirilmiştir. Tutuklu ve firari sanıklardan Yakup Sağar, Halit Demir, Yılmaz Uzun, Haşim Gölbaşı, Mümin Sayın, Sabri Arslan, Nida Taşçı, Yasin Yılmaz, İhsan Aydemir, Hakan Kılıç, İzzet Dursun, Şaban Aydemir, Mehmet Ayçiçek, Hamza Aydın, Mehmet Sarısoy, Murat Çapar, Eyyüp Sabri Çapar, Mehmet Genç, Necati Yılmaz, Ali Adıyaman, Nejmi Yıldırım, Levent İsmail Çubukçu, Ramazan Demir'in örgütün Mütevelli Heyetinde yer aldığı belirlenmiştir. Ayrıca yapılan bir ihbarın değerlendirilmesi sonucunda şüpheli Necati Yılmaz'ın eşi Leyla Yılmazı'ın, şüpheli Harun Yağmurluoğlu'nun Türkiye Finans Bankası Ereğli Şubesindeki kiralık kasasına FETÖ/PDY örgütünün finansmanında kullanıldığı değerlendirilen ve toplanan yardımlardan biriktiği anlaşılan 200 bin dolar ile 4 adet altın bileklik, 5 parçadan oluşan altın set ve bileklik, 54 adet altın bilezik, küçük bakır renkli metal kutu içinde yüzük, saat, kolye ve küpeler ile üçlü incili kolyeler bulunmuş ve Zonguldak Sulh Ceza Hakimliğince el konulmasına karar verilmiştir. Mütevelli Heyetinde bulunan kişilerle sohbet toplantıları düzenlediği ve bu toplantılarda dini duyguların istismar edilmesi suretiyle örgüte para topladığı ve toplanmasına aracılık ettiği tespit edilmiştir. Ayrıca terör örgütü mensuplarınca gizlilik içerisinde haberleşmede kullanılan 'Bylock' isimli programı kullanılmıştır."

VAAZLARI İDDİANEMEYE GİRDİ
Fetullah Gülen'in, "Firavunlar çağını yaşıyoruz, toprak firavun bitirmek için pek mühimdi. Böyle bir dönemde tam özünüzü bulacağınız, kıyama ereceğiniz ana kadar, dünyayı sırtımıza alıp taşıyabileceğimiz güce ulaşana kadar, o kuvveti temsil edeceğiniz şeyler elinizde olacağı ana kadar Türkiye'deki devlet yapısı ölçüsüne göre bütün anayasal müesseselerdeki güç ve kuvveti cephenize çekeceğiniz ana kadar her adım erken sayılır" şeklinde bir vaazında söylediği sözler de iddianamede delil olarak yer aldı.
ÖRGÜT ÜYELERİNE SADAKAT YEMİNİ

Örgütün çalışma yapısı hakkında da geniş bilgilerin verildiği iddianamede, kamu kurumlarının önemli kademelerinde çalışan kişilerin kod isim kullandığı, ayrıca örgüte itaat ve bağlılık vurgusu yapılan bir metin doğrultusunda kutsal değerler üzerine yemin ettirilerek, örgüt liderine koşulsuz sadakatleri sağlandığı da anlatıldı. İddianamede şu ifadelere yer verildi:

"Örgütün en önemli hedefinin yasal veya yasa dışı dinleme, izleme, raporlarla elde ettiği bilgileri, tehdit-şantaj olarak kullanmak ve Türkiye'de devletin bütün anayasal kurumlarını, güvenlik birimlerini, mülki ve adli yapısını ele geçirmek, aynı zamanda uluslararası düzeyde büyük, etkili bir siyasi ve ekonomik güç haline gelmek olduğu anlaşılmaktadır. Örgütün ideolojisinin Türkiye'de devletin bütün anayasal kurumları, güvenlik birimlerini, mülki ve adli yapısını ele geçirmek ve aynı zamanda uluslararası düzeyde büyük ve yetkili bir güç haline gelmek olduğu anlaşılmıştır. FETÖ/PDY isimli yapı/teşekkülün; belirlenen amaçlar etrafında insan sayısı olarak üçten fazla kişinin bir araya geldiği, hiyerarşik görev dağılımının yapıldığı, gizliliğin esas alındığı, iş bölümünün, faaliyet alanlarının, sorumluluklarının önceden tespit edildiği, eleman ve finansal kaynak temini ile üyelerinin eğitiminin ne şekilde yapılacağı gibi hususların açıkça ortaya konulduğu, kod isim ve yemin uygulaması olan, kendine özgü ceza ve ödül sistemi bulunan profesyonel bir örgütlenme olduğu anlaşılmıştır."
“HÜKÜMETİN SEÇİMİ KAYBETMESİ İÇİN DİĞER PARTİLERDE MÜŞAHİTLİK”

İddianamenin sonuç bölümünde, Fetullah Gülen'in asıl amacının Türkiye Cumhuriyeti anayasal kurumlarını ele geçirerek kendi görüşleri doğrultusunda bir yapı oluşturmak olduğuna vurgu yapılarak şöyle denildi:

"Sanıkların, fikir ve eylem birliği içinde darbeye teşebbüs eden terör örgütü üyeleriyle birlikte hareket edip onlara destek verdikleri, hatta hükümetin seçimleri kaybetmesi amacıyla diğer partilerde müşahitlik görevleri aldıkları ve bu şekilde seçimlerde görev yaptıkları anlaşılmıştır. Bu şekilde anayasal düzeni değiştirmeye ve hükümeti yıkmaya teşebbüs ettikleri kanaatine varılmıştır. Şüphelilerin ortakları oldukları veya çalıştıkları özel eğitim kurumları ya da kendi şirketleri aracılığıyla, ayrıca düzenledikleri sohbet toplantıları ile terör örgütüne sempatizan ve üye kazandırdıkları, bu toplantılarda örgüte finansman sağlamak için himmet, kurban parası, öğrenci bursu gibi faaliyetlerle nakdi yardımlar topladıkları, ayrıca örgüte ait gazete ve dergilere abone bulmak suretiyle örgütün propagandasını yaptıkları ve geniş kitlelere yayılmasını sağlayarak örgüte yeni katılımları artırdıkları anlaşılmıştır."


Editör: Pusula Gazetesi