Bir yıl önce OHAL kararı ile görevinden ihraç edilen, FETÖ ile bağlantısı tespit edilemediği halde görevine başlatılmayan KESK'e bağlı Eğitim-Sen Zonguldak Şubesi Sekreteri İsmet Akyol'a öğrencilerinden çağrı geldi. Tahtaya yazdıkları mesajla öğretmenlerini geri isteyen öğrencilerinin bu çağrısını yorumlayan Akyol, şunları söyledi:

"MADDİ VE MANEVİ DAYANIŞMAYLA HEP YANIMIZDA OLDULAR"

"7 Şubat 2018, Gökhan Taner Günsan ile birlikte hukuksuzca ihraç edilmemizin birinci yılı. 6 Şubat 2017 Pazartesi günü eğitim-öğretim yılının ikinci dönemi başlamış, öğrencilerimizle döneme ilişkin planlar yapmıştık. Ertesi gün, 7 Şubat 2017 Salı akşamı, yayınlanan 686 sayılı KHK ile ihraç edildik. İhraç edildiğimizi öğrendiğim ilk dakikalarda, 'Dün olduğu gibi bugün de yarın da savunduğumuz doğruları söylemekten vazgeçmeyeceğiz. Sıbyan mektebi değil okul öncesi eğitim demeye; laik ve bilimsel eğitim vazgeçilmezimiz demeye devam edeceğiz. Bu hukuksuzluk sona erecek. Hukuksuzca isimlerimizi belirleyenler er geç hukuk önünde hesap verecekler. Geri döneceğiz, çok sevdiğimiz öğrencilerimizle yine sınıflarda buluşacağız' demiştim. O günden bugüne çok şey yapıldı, çok şey yazıldı. Meslekten ihraç edilmemizin hemen ardından başta Çaycuma olmak üzere Zonguldak ve Türkiye genelinde büyük bir tepki oluştu. Uğradığımız haksızlık yerel ve ulusal basındaki çok değerli yazarlar tarafından gündeme getirildi. Toplumun her kesiminden, öğrenci velilerimizden, öğretmen arkadaşlarımızdan, maarif müfettişlerinden, milli eğitim yöneticilerinden, milletvekillerinden, belediye başkanlarından, gazetecilerden, yazar ve şairlerden bizlerin öğretmenliği ve sendikal çalışmalarına yönelik görüş ve değerlendirmeleri basın yayın organlarında sürekli yer aldı ve 'İhraç edilecek değil; ödüllendirilecek öğretmenler!' olduğumuz vurgulanarak göreve başlatılmamız talep edildi. Göreve iade edilme talepli binlerce imza toplandı, birçok eylem ve etkinlik yapıldı. Ailemiz, arkadaşlarımız ve dostlarımız maddi ve manevi dayanışmayla hep yanımızda oldular. Diğer sendikalar ihraç edilen üyelerinin telefonlarında dahi çıkmazken ihraçların olduğu ilk günden itibaren; emek, dayanışma ve mücadele örgütü olan sendikamız Eğitim-Sen tüm mağdur üyeleriyle hukuksal mücadeleyle birlikte dünya tarihinde eşi benzeri olmayan ve sürdürülen bir maddi dayanışmayla ihraç edilen biz üyelerini 'namerde muhtaç' etmedi."

"YALNIZCA SAVCILIK TARAFINDAN AKLANMADIK, HALKIN VİCDANINDA DA AKLANDIK"

"Çaycuma Milli Eğitim Müdürlüğü'nün yazısı üzerine başlatılan soruşturma sonucunda yalnızca savcılık tarafından aklanmadık. Öğrencilerimizin, öğrenci velilerimizin, öğretmen arkadaşlarımızın, Çaycuma, Zonguldak ve Türkiye kamuoyunun vicdanlarında ihraç edildiğimiz ilk gün aklandık. Vicdanlarda aklanmış olmak bizim için büyük bir onurdur. Gökhan Taner Günsan ile birlikte Çaycuma sokaklarında, okullarda ve milli eğitimin koridorunda başımız dik, alnımız açık geziyoruz."

"BİZİ EN ÇOK ÜZEN ÖĞRENCİLERİMİZDEN KOPARILMIŞ OLMAK"

"İhraç edildikten sonra Çaycuma Sipahiler Ortaokulu'nda sınıf rehber öğretmenliğini yaptığım 7/A sınıfındaki (şimdi 8'inci sınıftalar) öğrencilerim hem evlerine hem de okula davet etmişlerdi. Akşamları evlerine gitmiştim ancak yoğunluk nedeniyle 15 Mart 2017 Çarşamba günü okula gidebilmiştim. Okula gittiğimde pasta kesmişler ve sınıfı süslemişlerdi. Aşağıdaki fotoğraf o güne ait. Hukuksuzca ihraç edenler, öğrencilerimin sınıf tahtasına yazdıkları, 'Evinize hoş geldiniz' sözünü anlayabilirler mi? Bizi en çok üzen öğrencilerimizden koparılmış olmak. Öğretmenliğin yalnızca dört duvar arasında olmadığını bilen öğretmenlerdenim. Belli aralıklarla köylere gidip öğrencilerimi evlerinde ziyaret ediyor, onlara kitaplar götürüyorum. OHAL'i fırsat bilerek bizi öğrencilerimizden koparanların hepsinden hukuk önünde hesap soracağız... Geri döneceğiz ve öğrencilerimizle sınıflarda buluşacağız. O günler çok uzak değil..."

Editör: Pusula Gazetesi