Düzce'de 1999 yılında yaşanan 7.2 büyüklüğündeki depremde enkaz altında dokuz saat kalan emekli İmam İbrahim Özdede, kurtarma ekiplerinin kesilerek çıkartmayı planladıklarını kolunu dua ederek kurtardığını söyledi. Deprem anını dün gibi hatırladığını belirten Özdede, "21 yıl değil 121 yıl geçse unutulmaz" dedi.

Düzce'de 12 Kasım 1999 tarihinde yaşanan 7.2 büyüklüğündeki depremde enkaz altında kalan emekli İmam İbrahim Özdede, deprem anında yaşadıklarını, dün yaşamışçasına anlattı. Deprem olduğu sırada oturduğu 6 katlı binadaki evinde Kur'an-ı Kerim okuduğunu söyleyen İbrahim Özdede, depremin etkisiyle çöken binanın enkazında 9 saat yaşam mücadelesi verdiğini ifade etti. Enkaz altında geçirdiği anları anlatan Özdede, "Biz 6 katlı binanın 2. katındaydık. Kuran-ı Kerim okumak üzere müezzinimle oraya gittik. Ben Yasin-i Şerif'in sonunu okurken sallantı başladı. Sallantı başlayınca çaresiz kaldı. Herkes bir tarafa koşuyordu. Elektrikler kesilmişti. Ben tam kapıya yakındım. Oradan çıkayım da kaçayım dedim. Kaçacağım zaman baktım ki evde bulunan hacı efendi torunlarını almış kolunun altına 'Hocam müsaade et de torunlarımı kurtarayım' dedi. Tamam dedim, onlar oraya gitti. Orası yıkıldı ve hepsi vefat ettiler. O çocukların vefatı ile bina alabora oldu. Binanın nereye gittiğini bilmiyoruz. Karanlık çöktü toz duman oldu. Nefes alamaz hale geldik" dedi.

Kan kaybını boynundaki kravat ile kesti
Enkaz altına kalarak yaralanması nedeniyle oluşan kan kaybını önlemek için boynundaki kravatıyla hayata tutunmaya çalıştığını ifade eden Özdede, "Benimde kolum kirişin alında kalmış. Cenin gibi pozisyon almıştım. Etraf kum yığınlarıyla dolmuş toz duman. Bir nefes alacak konumdayım artık orada. Bir müddet sonra o bağıran çağıran anne ve çocukların sesini duymadık. Duymayınca artık dedik ki onlar öldüler biz dünyadayız. Peki biz buradan nasıl kurtulacağız diye düşünmeye başladık. Bir nefes alamıyorsunuz. Bir nefes o kadar kıymetli ki o enkaz altında. Ben kravatımla boynumu sardım. Ceketimin astarıyla da ağzımı maske halinde kullandım. Orada ne kadar yaşayabilirsiniz ki?" diye konuştu.

Cebindeki telefon kurtardı
Cebindeki telefon ile enkaz altında olduğunu haber vermesi üzerine arama kurtarma ekiplerinin kendisini bulduğunu dile getiren Özdede, "Arama kurtarma ekipleri enkaza gelmişler geçmişler, burada canlı yoktur diye. Çünkü 6 katlı bina sıfıra inmiş adeta. Orada beklerken bir telefon geldi. Ankara'dan amcaoğlu hanımını arıyor. Telefon bana düşmüş. Ben dedim ki enkaz altındayım. O da kurtarma ekiplerine haber vermiş İbrahim hoca yaşıyor diye. Yukarıdan aşağı delerek bizim olduğumuz kata ulaştılar" şeklinde konuştu.

"Dua ile kurtuldum"
Binanın kirişi altında sıkışan kolunu ettiği dua sonrası çıkarabildiğini söyleyen İbrahim Özdede, "Ayağımın yanına doğru taklama oldu. Doktor dedi ki bunun kolunu keslim yoksa hoca efendiyi kurtaramayacağız. Bitmiş tükenmiş dedi. Artık baktı ki kolum kesilme noktasında benim şarj düştü, şartel düştü aşağı. Benim kolum kesilirse ben bundan sonra imamlık yapamama, hizmet edemem diye düşündüm ve bir duygusallık geldi. Doktor geleceği zaman, Rabbime müracaat ettim. Ya rabbi, eğer bu doktor gelir benim kolumu keserse ben bundan sonra cemaatimin önüne geçip imamlık yapamam. Yarabbi ne olur senin yüce kudretine sığınıyorum. Eğer bu ana kadar cemaatime yaptığım hizmet senin katında bir değeri varsa Allah'ım bana şu kolumun çıkmasını nasip eyle yarabbi diyerek dua ettim. Defalarca kolum gelmedi. O anda Bismillahirrahmanirrahim diyerek çektiğim kolum o kirişin altında sanki birbirine pekişmiş gibi olan kolum çıktı. Allah'ım sana hamdolsun dedim" ifadelerini kulandı.

Deprem anını unutamıyor
Yıllar geçse de o duyguların halen taze kaldığından bahseden Özdede son olarak, "Her deprem olduğunda 21 yıl değil 121 yılda geçse aynı duygusallığı yaşıyorum" dedi.