Bahçelievler Mahallesi sınırları içinde bulunan Işık Yönder caddesinin Sendika Mahallesi olan koluna verilmiş caddenin adıdır.
Zonguldak'ın sevdiği başarılı doktorlarından biridir. Ölümünden sonra ismi caddeye verilmiştir. İsmi verilen cadde, 2008 yılında "Sendika Caddesi" olarak değiştirilmiş olsa bile ismi halk tarafından yaşatılmaktadır. Bu isim değişikliği kamuoyunda tepkilere neden olmuş bazı çevreler tarından kaleme alınmıştır.

Yakın dostlarının kaleme aldığı makale şöyle...
Zonguldak Belediye Meclisi 11.9.2008 tarihli toplantısında insan adı taşıyan başka sokak isimleriyle birlikte Bahçelievler mahallesindeki Dr.Arslan Ebiri Caddesinin adını "Sendika Caddesi" olarak değiştirdi. Ülkemizde belediye yönetimleri kendi dünya görüşlerine yakın kişi veya simgelerin isimlerini sokaklara veriyorlar ve sonra da bunlar yönetimler değişince değiştiriliyor; bu tutumun nereden bakarsanız bakın o kişiler ve değerler için incitici olduğunu söylemeye gerek yok. Şehirdeki sokaklara çeşitli gerekçelerle en çok şairlerin, tarihi kişiliklerin, ünlü gazetecilerin ve politikacıların isimleri verilir ama eğer bir sokağa bir hekimin hele oralarda çalışmış, yaşamış bir hekimin ismi verilmişse bunun gerisinde o hekimin insanlarla kurduğu sevgi ve emek bağının, o hekimin kentin ruhuna yaptığı katkının dışında bir gerekçesi olmaz. Bu yüzden de çok az sayıda ünlü olmayan hekimin adını sokaklarda görürsünüz. Dr. Arslan Ebiri'nin isminin bir caddeye verilmesinin ona ve ailesine değil, o caddeye ve kente onur vereceği aşağıdaki satırlardan umarım anlaşılır.

Dr. Arslan Ebiri kimdir?
Dr. Arslan Ebiri, 1935 yılında İstanbul'da doğmuş, tıp fakültesini bitirdikten bir süre sonra kendi isteği ile Kars Gelinalan ve Sarıkamış sağlık ocaklarında çalışmış, o tarihlerde halk sağlığı açısında gelecek gördüğü sağlık ocağı hekimlerine, Hacettepe Tıp Fakültesinde 'Toplum Hekimliği' ihtisası davetinde bulunan Nusret Fişek'in önerisi ile Halk Sağlığı ve Psikiyatri ihtisası yapmış ve daha sonra akciğer kanserinden yaşamını yitireceği 1995 yılına kadar 22 yıl Zonguldak'da çalışmış bir hekimdir. Zonguldak'da ağırlıklı olarak maden işçilerinin ve ailelerinin ruh sağlığı ile ilgilenmiş, Ulusal İşçi Sağlığı Kongrelerine "madencinin ölüm korkusunun her işçide aynı boyutta olmadığını, olayın büyüklüğüne ,ölüme çok yaklaşma durumuna göre kişilerde ruhsal belirtiler görüldüğünü.." yazdığı 'İş Kazalarında İnsan Psikolojisi Faktörü' isimli bildirilerle katılmış ama esas arkadaşlarından Ramazan Çakıroğlu'nun aşağıdaki sözlerinde görüleceği üzere soyu tükenen bir aydın/hekim/insan örneği olarak yaşamını sürdürmüştür: "Zonguldak'ta süren yaşamı içinde akademik davranış ve etiği hiç terk etmediğini sonraları değerlendirebiliyoruz. 1970'li yıllar içinde paraya koşmayı da görev edinen Türk aydın tipi içinde EBİRİ, 'paradan daha önemli şeyler de var' savını sık sık kullanırdı. Yaşamını da ona göre şekillendiriyordu. Muayenehanelerden kazandığı paraları, evinde top yapıp, karısına atan hekim maceralarını duyduğunda, yüzüne acı bir gülümseme yayılır, "demek bunlar da oluyor" derdi." Bu özelikleri ile Dr. Arslan Ebiri'yi John Berger'in yakınlarda yayımlanan
"Talihli bir adam: Bir köy doktorunu hikayesi' isimli kitabında anlattığı bütün varlığını hastalarına adayarak hekimlik yapan ve bunu bir varoluş olarak benimseyen 'Talihli hekimler'den birisi olarak sayabiliriz.
Alıntı: Yüksel Yıldırım

Editör: Pusula Gazetesi