Doktor Abdullah Kazım Arı, beyin kanaması nedeniyle tedavi gördüğü sırada ana akciğer atardamarının pıhtıyla tıkandığının fark edilmesi üzerine riskli bir ameliyata alındı. Küçük parçalara ayrılan pıhtının temizlenmesi ile doktor Arı yeniden sağlığına kavuştu.

Bartın'da aile sağlığı merkezinde hekimlik yapan 40 yaşındaki Abdullah Kazım Arı, beyin kanamasına bağlı yaşadığı rahatsızlık sebebiyle Bülent Ecevit Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi'ne başvurdu. Burada yapılan muayenede ise emboli geçirdiği fark edildi. Ancak beyin kanaması sebebiyle de pıhtı ilacının verilememesi üzerine Kardiyoloji Bölümü ile yapılan görüşmelerde ameliyata karar verildi. Pıhtının olduğu akciğere 'Pulmoner embolektomi' denilen yöntemle damar içi pıhtıya müdahale edildi. Doç. Dr. Ahmet Avcı ve Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Umut Somuncu yönetimindeki koroner anjiyo laboratuvarında akciğer damar içi pıhtıya müdahale edildi.

İlk önce pıhtı küçük parçalara ayrıldı. Ardından da tateter içinde pıhtı temizlenerek atardamarın açılması sağlandı. Riskli ameliyatın ardından başarılı geçen ameliyatla hasta iyileşerek servise alındı. Dr. Abdullah Kazım Arı ve eşi yaşadıklarını gazetecilere şöyle anlattı:

"Sistematik bir rahatsızlık yaşadık bir anda aniden buraya geldik. Doktorlarımız sağ olsun çok ilgilendi. Hemen tetkikler yapılarak ameliyat yapıldı. Allah'a şükürler olsun şu an iyiyim. Kalp ve nabız pozisyonunda değerler biraz sıkıntılıydı. Beyin kanaması sonrası uzun süre yattığı için göğsümde ağrı hissediyorum dedi. Daha sonra doktorlarımız eko yaparak emboli geçirdiğini fark ettiler. Sonrasında emboli ilacı verilemeyeceği için ondan dolayı biraz zorda kalmıştık. Sağ olsun doktorlarımız ameliyatı yaparak hem pıhtı giderici ilaç vermemiş oldular hem de kalbin önemli bir arterini açmış oldular. Emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz."

Doç. Dr. Ahmet Avcı, ameliyat ve hastanın iyileşme sürecini şöyle aktardı:

"40 yaşında hastamız beyin kanaması nedeniyle beyin cerrahisinde tedavi görürken akciğerlerine pıhtı atarak sağ akciğer damarının tamamen tıkandığını gördük. Beyin kanaması geçirdiği için kan sulandırıcı ilaçları veremedik. Bizde bunun üstüne acil olarak genel durumu bozuk olan hastamızı kateter laboratuvarına aldık. Önce tıkalı olan damarımızı görüntüledik. Görüntüledikten sonra kateterlerimizle bizzat pıhtı olan yerin içine girerek pıhtıyı parçalamaya çalıştık. Parçayı daha küçük parçaya ayırdık ve aspirasyon dediğimiz çekme tekniğiyle bir kısım pıhtıyı da geri almaya çalıştık. Daha sonra da pıhtının içerisine düşük dozda kan sulandırıcı pıhtı eritici ilacımız verdik bu şekilde hastanın hayata tekrar tutunmasına katkıda bulunduk. Normalde bunlar çok riskli işlemler. Acil müdahale edilmesi gereken tedavi yöntemleri. Çok nadir yaptığımız genelde pıhtı eritici ilaçlar verdiğimiz hastalık. Ama burada beyin kanaması geçirdiği için pıhtı eritici ilaç veremediğimiz için mecburen bu yöntemi hastaya uygulamak zorunda kaldık. Başarılı olduk. Hastanın genel durumunda da pıhtının erimesiyle birlikte genel durumunda da hızlı bir düzelme gözlendi."

Editör: Pusula Gazetesi