Doğal Hayatı Koruma Vakfı'nın (WWF-Türkiye) düzenlediği "Basın Mensupları için ÇED Okuryazarlığı Atölye Çalışması"nın ilki 6 Ekim 2017 tarihinde İstanbul'da gerçekleştirildi.

İstanbul Şişli Radisson Blu Otel'de düzenlenen çalışmaya; İstanbul, Ankara, Zonguldak, Bartın, Karabük, Denizli, Aydın, Aydın-Söke, Çanakkale ve Manisa'dan gazeteciler katıldı. Seminerde; Av. Ömer Aykul "ÇED ve SÇD: Tanımlar ve Süreçler", Aslı Gemci "CO-SEED Projesi" ve "Dünya'dan İyi Örnekler", Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Başkanı Süheyla Doğan "Sivil Toplum Kuruluşlarının ÇED Süreçlerindeki Rolü", Birgün Gazetesi Köşe Yazarı ve Muhabiri Özgür Gürbüz "Basında ÇED Süreçleri" sunumlarını gerçekleştirdiler.

ÇED süreci, halkın katılımı toplantıları hakkında örnekler vererek sunum yapan Av. Ömer Aykul, "Bizim asıl bunu basına anlatmamı lazım, basının bilgi sahibi olması lazım. Biz böyle hayal ediyorduk ki Doğal Hayatı Koruma Vakfı bu hayalimizi gerçekleştirdi. Ben çok mutlu oldum. ÇED Raporu hakikaten çok uzun, üç bin küsur sayfalara tekamül ediyor. Akkuyu Nükleer Santrali'nin ekleri hariç inat ettim okudum. Bir dolu bilgi var, bazen bu ÇED' ler evrak yığınıdır da. Hangi aşamalar haber yapılmalı ve kitleye iletilmeli? Çünkü sosyal medyanın kırsal kesimde kullanılmadığını ve belli bir yaş gurubunun üzerinde de kullanılmadığını bilmek gerekir. Gençler bunu çok iyi kullanıyorlar, çok da başarılılar. Ama o seviyenin kullandığı iletişim tarzını daha üst guruplar ve kırsal kesimden bekleyemeyiz. Kırsal kesimde bizim basının desteğine çok büyük ihtiyacımız var. Bir şey de önce hukuksal dayanaklarına bakmamız lazım, nereden geliyor? Bunlara bakmamız gerekiyor. Halkın tepkileri, görüşleri tabi ki sivil toplum örgütlerinin görüşleri önemli. Halkın katılımı toplantısında şu sıkıntı var: 'Efendim bize duyurmadılar'. Mevzuatta duyurma yok, 10 gün önceden yerel ve ulusal gazetelerde ilan verilir. Bunu bir sorun haline getiremezsiniz, izleyeceksiniz. Halkın katılımda ne yapılmalı? Bir kere mümkün mertebe yazılı soru sorulsun. Benin önerim bu. Genelde karşılaştığımız durum şu; 'orayı dağıtalım mı', dağıtmayın. Karşınıza jandarmayı getirecekler, üzüleceksiniz. Onlar sizin çocuklarınız, bir bölümünün torunu yaşında, onlarla itişemeyeceksiniz, sonuçta üzüleceksiniz. Toplantıyı yaptırmasanız da o toplantıyı ilde bir yere alıyor yine yapıyor. 'Halkın tepkisi nedeniyle toplantı yapılamamıştır' tutanağı tutuluyor, ÇED yine devam ediyor. ÇED raporlarını tüzel kişiler yapmasın, şahıs firmaları yapsın. Gerektiğinde yasaklama alsın. Aynı müteahhitler gibi" dedi.

Aykut, ÇED'deki taahhütlerin devlet tarafından takip edilmesi gerektiğini, ancak yeterince takip edilmediğini belirterek, "ÇED dediğiniz şey taahhütler topluluğudur. Uymazsa ne olacak, kim inceleyecek? Vatandaş mı incelemek zorunda, 'devlet' denen müessese niye oluşur? Niye ben egemenlik haklarımdan vazgeçip devlet denen bir kuruma tabi oluyorum ki? Sen benim sadece kişisel güvenliğimi, ailemi, evimi değil çevresel sağlığımı, etrafımdaki ekosistemin devamlılığını da kontrol etmek zorundasın. Sen sadece inşaat değil, ondan sonraki bütün yatırım sürecini izlemek zorundasın" diye konuştu.

Çevreyi kirleten yatırımcılara ve bu yatırımlara izin veren kurum yetkililerine seslenen Av. Aykul "Doğanın üst seviyesine kadar çıkalım. Doğadan üstün ve bilgili değilsin. Kadim bilgi doğada, biz oradan sadece bir şeyler alıyoruz. Doğayı yenilemeye falan kalkmayın, siz doğaya uyum sağlayın. Doğayı tanıyın, ekosistemi tanımlayın, içselleştirin. Tabi ki kalkınacaksınız, ama ona uyumlu olun. Siz doğadan akıllı değilsiniz" dedi.

Birgün Gazetesi Köşe Yazarı ve Muhabiri Özgür Gürbüz de, STK temsilcilerine ve gazetecilere deneyimlerini paylaşarak, şöyle önerilerde bulundu:

"Sivil toplum örgütlerinin; süreçle ilgili doğru ve eksiksiz bilgiyi, en iyi şekilde medyaya ulaştırmak. Gerektiğinde medyayı yetkin kişilerle buluşturmak. Medyaya yazılı ve görsel materyal hazırlamalı. Basit bir dil kullanmak, hukuk ve teknik terimlerden kaçınılmalı. Medya ise; ÇED süreci hakkında temel bilgiye sahip olmak. İlgili raporları, belgeleri incelemek, haberler demece dayanmamalı. Bağımsız uzmanlara erişimi olmalı. Basit bir dil kullanmalı, hukuki ve teknik terimlerden kaçınılmalı. Zamanlama kritik olduğu için hızlı davranmalı. Vali, iktidar milletvekilleri, firma yetkililerini arayıp soru sormak gerekiyor. Siz soruyu sorun, gazeteci olarak görevinizi yapın. Cevap vermiyorsa da 'Sorduk, ama cevap vermedi' diye de haberinize not düşün ki kamuoyu da sizin gazetecilik görevinizi yaptığınızı öğrensin."

ÇED mevzuatlarına değinen Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Başkanı Süheyla Doğan, "Halkın katılımı toplantılarında ve İDK toplantılarında video-ses kaydı yapılmıyor. Tüm konuşanlar tutanaklara geçmiyor. Kamera kaydı yapılmalı, tüm konuşulanlar tutanaklara geçmeli ve bu tutanaklar kamuoyu ile paylaşılmalı. Toplantılarda dile getirilen görüş ve öneriler ÇED raporlarında dikkate alınmalı. Bu konu mevzuata konulmalı. STK'lar ÇED Mevzuatı ve süreçleri hakkında yeterli bilgiye sahip değil. Eğitimlerde kapasite arttırılmalıdır. Bakanlığın bu konuda STK'lara dönük eğitim faaliyetleri yok denecek kadar az" dedi.

Seminer, "Medya'da ÇED Haberleri" adlı atölye çalışması ve değerlendirme ile sona erdi.

Editör: Pusula Gazetesi