İnternetin ve sosyal medyanın hayatımızda kapladığı alan arttıkça, alışkanlıklarımız da buna göre hızla değişiyor. Zonguldak'ta 70'li yılların sonunda siyah beyaz izlediğimiz tüplü televizyon 80'lerde renklenip 90'larda çok kanallı olmuş ve tüm aile televizyonun karşısına geçip 'Mahallenin Muhtarları' ya da 'Süper Baba' gibi dizileri nefeslerini tutarak izlerken, bugün artık herkes kendi tabletinin ya da telefonunun ekranına gömülmüş ve iç dünyasına çekilmiş durumda.

Eskiden bir bölümünü bile kaçırmamak için tüm işlerimizi ona göre ayarladığımız dizileri bile artık istediğimiz zaman istediğimiz yerde izleyebiliyoruz. Özellikle internet üzerinden yayın yapan Netflix ya da Blu TV yayın platformları sayesinde, filmlerin yanı sıra kaliteli yerli ve yabancı dizileri de istediğimiz koşullar altında izleme şansımız var. Örneğin Yılmaz Erdoğan'ın çok ses getiren ve daha 2 hafta önce İstanbul sinemalarında gösterime giren 'Organize İşler 2 / Sazan Sarmalı' adlı filmi bu akşam televizyonda Netflix'ten seyredilebiliyor. Bu platformların aylık kullanım ücretleri olsa da, yakala.co veya indirimkodu.com gibi fırsat siteleri vasıtasıyla yakalanacak güzel fiyatlarla keyifli programlar izlemek mümkün.

İnternet kanalları üzerinden yayınlanan 'Masum' ve 'Bozkır' gibi yerli diziler ile yine bu platformların popüler yapımları arasında yer alan 'Handmaid's Tale' ya da 'La Casa Del Papel' gibi yabancı diziler, kaliteli oyuncu kadroları ve sürükleyici senaryoları ile her geçen gün daha fazla seyircinin tv kanallarından internet platformlarına geçmesini sağlıyor. Yerli diziler arasında en son yayınlanan ve başrolünde Çağatay Ulusoy'un yer aldığı 'Muhafız' da son dönemin en çok konuşulan yapımları arasında yer aldı. İnternetin mahalle baskılarından uzak ve rahat yayım olanağı da, yapımcıların ve yönetmenlerin bu alanı tercih etmesinin nedenleri arasında.

İşte bu platformlar arasında dünya genelinde adını duyurmuş olan Netflix, yepyeni bir dizi formatı ile bildiğimiz kalıpların dışında bir işe imza attı. 2018 yılının sonlarında yayımladığı Bandersnatch adlı interaktif dizide, belirli bölümlerde alınacak olan kararları seyircinin alması ile ilerleyen bir senaryo hazırladılar. Dizinin konusu ile ilgili olarak, henüz izlemeyenler için çok fazla detay vermeden anlatacak olursak, Stefan adlı bir oyun programcısının Bandersnatch adlı bir bilgisayar oyununu hazırlama sürecinde başına gelenleri konu ediniyor. Dizi içerisinde önce ana karakterin kahvaltıda hangi mısır gevreğini yiyeceği ya da yolda giderken hangi müzik albümünü dinleyeceği gibi basit kararları siz alırken, devamında çok daha ciddi sonuçlar doğuran kararları vermek durumunda kalıyorsunuz.

Konu olarak belki de çok fazla insana hitap etmeyecek olan Bandersnatch, içinde seyirciye de yer alma şansı yarattığı için yayımlandığı günden itibaren dünya genelinde milyonlarca insanın ilgisini çekti. Tek bir bölümden oluşan dizinin uzunluğu yaptığınız seçimlere göre 40 dakika ile 90 dakika arasında değişebiliyor. Tüm seçim kombinasyonlarının gösterildiği bölüm ise 4 saat gibi bir zaman alıyor. Filmin çeşitli yerlerinde karar izleyiciye bırakılıyor ve izleyenler filmi istedikleri gibi yönlendirip devam etmesini, ardından da istedikleri sonla bitmesini sağlıyorlar. Öyle ki izleyici filmde ana karakterin hangi müziği dinleyeceğine veya kendisine sorulan bir soruya nasıl cevap vereceğine bile karışabiliyorlar; ve tabii ki tüm bu seçimler filmin gidişini ve sonunu değiştirebiliyor.

Dizi ile birlikte, kaderin ne olduğu ya da kendi tercihlerimizi kendimiz yapıp yapmadığımız gibi felsefe tabanlı tartışmalar da yeniden alevlendi. Dizide kararlarına müdahale ettiğimiz karakterin yerine kendimizi koyduğumuzda, acaba bizim de hür irade ile hareket edip etmediğimiz konusu hakkında sosyal medya üzerinden sayfalar dolusu yorum görmek mümkün.

Netflix'in bu dizi ile asıl başarısı ise, artık dizi ya da film evreninde yeni bir formatın kapılarını aralamış olması. Yorumlara bakıldığında, izleyenlerin dizinin bir parçası olmaktan oldukça keyif aldıkları ve bu tarz yapımların devamını bekledikleri söylenebilir. Hal böyle olunca, tıpkı TRT'nin bundan yaklaşık yarım asır önce hayatımıza soktuğu siyah beyaz filmler gibi seyircinin kararlara müdahil olmadığı, bildiğimiz film türleri de 'klasik' etiketi ile nostalji başlığının altında yerini alabilir. Bu durum yakın gelecekte sinema salonlarında, beyaz perdede akıp giden filmin her seyircinin tercihine göre farklı ilerlediği bir teknolojiyi de beraberinde getirir mi? Herhalde bunun cevabını da önümüzdeki yıllar içinde alırız.

Şu an için bildiklerimiz ise, Netflix'in Bandersnatch serisine devam edeceği ve bu tarz interaktif yapımlara daha çok ağırlık vereceği yönünde. İnteraktif dizi konseptinin seyirci beğenisini kazandığını gören yapımcılar, pastadan daha fazla pay koparmak için çoktan kollarını sıvamışa benziyor.

Editör: Pusula Gazetesi