Devrek'te faaliyet gösteren sivil toplum kuruluş temsilcileri Boğaziçi Üniversitesinde Kabe fotoğrafının yere serilmesine tepki gösterdi.
Zonguldak'ın Devrek ilçesinde faaliyet gösteren çeşitli sivil toplum kuruluş temsilcileri tarafından Boğaziçi Üniversitesi'ndeki provokasyona tepki için Cumhuriyet alanında toplandı.
Toplanan grup adına açıklama yapan Memur-Sen Şube Başkanı Muharrem Yaprak, "Boğaziçi Üniversitesi önünde Müslümanların mukaddes mekanı, arşın merkezi, her Müslüman'ın görmek için can attığı, vuslat hayali kurduğu kıblemiz Kabe'mize ve İslami değerlerimize Sapkın ve Kerim kitabımızda lanetlenen bir kavimin özelliklerini taşıyan grup tarafından alçakça bir saldırı yapılmıştır. Hiçbir yerde ve hiçbir şekilde Kabe fotoğrafının yere serilmesi, ayaklar altına alınması kabul edilmez. Kutsal değerlerimize yapılan bu saldırı, dini inançlarımız üzerinden yapılan açık bir provokatif eylemdir" dedi.
"Kimsenin toplumsal barışı bozmaya, inanç özgürlüğünü hedef almaya ve kutsallara saldırmaya hakkı ve haddi yoktur" diyen başkan Yaprak, "Bu bir düşünce özgürlüğü değil, açıkça provokasyondur. Her türlü saygısızlığı özgürlük sanan alçakların asıl amaçları, bu provokasyonlarla halkın sinir uçlarına dokunup ülkeyi kaosa sürüklemektir. 'Kaos' peşinde koşan hainler ve destekçiler asla başarılı olamayacaklardır. Terör sevicilerin hevesleri kursaklarında kalacaktır. Bu ve benzeri ihanetler karşısında susmayan necip milletimiz ve Devrek Birlik ve Kardeşlik STK Platformu bundan sonra da asla sessiz kalmayacak. Haktan, adaletten, milli ve manevi değerlerin tarafında olacaktır. Neymiş efendim eşcinsel sapkınlara saygı duyacakmışız. Hiç kimse kusura bakmasın. Allah'ın lanetlediği bir kavme benzemeye çalışan, kutsal mekanlarımıza ve kutsal değerlerimize saldıranlara, saygısızlık, hatta edepsizlik yapanlara saygı duymamızı kimse bizden beklemesin. Dünya ve ülkemiz olarak Korona virüs nedeniyle zor günler yaşıyoruz. Birlik ve beraberliğe, birbirimize destek olmaya her zamankinden daha çok ihtiyacımız olduğu bu günlerde bu ayrıştırıcı, provokatif tavır, ülkesini, halkını seven insanların takınacağı bir tavır değildir. Bu düpedüz hadsizliktir. Haddini bilmeyenlere Müslüman Türk halkı en son 15 Temmuz hain darbe girişiminde haddini bildirdiği gibi her zaman haddini bildirecektir. Dini değerlerimizle fütursuzca dalga geçilmesine, hafife alınmasına ve saldırılmasına asla izin vermeyecektir. Eğitim yuvası olarak bildiğimiz Boğaziçi üniversitesinde eğitim gören haddini bilmez, Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya çalışan sapkın bir grup İslam'ın kutsalı, Allah'ın evim dediği Kabe'mize halkının yüzde doksanı Müslüman olan bir ülkede fütursuzca bu hayasızlığı yapabiliyor. Türk Milletinin örf ve geleneklerine uzak olduğu belli olan bu provokatörler, kime güveniyor, kimden Cesaret Alıyorlar. Kendi değerlerinden uzaklaşmış, sapıklığı özgürlük zanneden, mensup olduğu toplumun milli ve manevi değerlerine hakaret eden hadsizlere en kısa zamanda kanun önünde bunun hesabı sorulmalıdır. Bundan sonra, haklı olarak, bağımsız Türkiye Cumhuriyeti yargısından talebimiz, Boğaziçi Üniversitesinde dinimizi ve mukaddesatımızı ayaklar altına alan bu rezaletin tüm sorumluları ve destekçileri yaptıkları provokasyonun, hak arama bahanesi ile kamu malına zarar vermelerinin karşılıksız bırakılmamasıdır. Türk yargısına güvenimiz tamdır. İstanbul Cumhuriyet Savcılığının ve Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğünün soruşturma başlatması memnuniyet vericidir. Devrek Birlik ve Kardeşlik STK (Sivil Toplum Kuruluşları) Platformu olarak Boğaziçi Üniversitesi'nde Kabe-i Muazzamaya yapılan saygısızlığı şiddetle kınıyoruz. Bu provokasyonda dahli olan tüm sorumluların bir an önce adalet önünde hesap vermelerini ve tüm Müslümanlardan özür dilemelerini bekliyoruz" şeklinde konuştu.