Devrek Kaymakamı Mehmet Soylu, Devrek Belediye Başkanı Mustafa Semerci, İstanbul Zonguldaklılar Dernekleri Konfederasyonu Genel Başkanı Gurbet Altay, Belediye Meclisi Üyeleri; İsmail Külah, Faik Mekik ve kalabalık bir vatandaş topluluğu katıldı.

Söyleşi etkinliğinde konuşan Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Tarih Bölümü Dekanı Prof. Dr. Güngör Karauğuz, Eski Tunç Çağı'nda Devrek'te yaşayan toplulukların bakır ve arsenik, daha sonra da bakır ve kalay karışımından Tunç elde ettiklerini, söyledi.

Uzun bir süredir üzerinde çalıştığı Devrek tarihiyle ilgili çarpıcı bilgilere ulaştığını belirten Prof. Dr. Karauğuz, Devrek'in Zonguldak bölgesi içinde en eski yerleşim birimi olduğunu dile getirdi. Karauğuz, ilçenin günümüzden 7 bin 500 yıl önce ilk defa iskan edildiğini ve bölgede medeniyetin buradan filizlendiğini açıkladı.

DEVREK'İN TARİHİ 7 BİN 500 YIL ÖNCESİNE DAYANIYOR

İlçe tarihi hakkındaki araştırmalarını deliller ve örnekler doğrultusunda kitaplaştırdığını anlatan Prof. Dr. Karauğuz yaptığı inceleme ve keşiflerle şu sonuçların ortaya çıktığını savladı. Karauğuz şunları söyledi; "Devrek-Akçasu yolu üzerinde, Buldan Çayı'nın sağında ve Topçu/Şaroğlu Değirmeni Mevkii'nin 200 metre sağında, yol yapımı sırasında tahrip edilmiş, ormanlık alandaki yamaç yerleşmesi olan Buldan, bölgenin erken Kalkolitik Dönem M.Ö. 5 bin 500 ile 4 bin 500 yılları arası yerleşmesidir. Yine ilçesinin 7 kilometre uzağında, Çolakpehlivan köyü Boncuklar Mahallesi'nde ve Devrek Çayı'nın 100 metre kadar ilerisinde bir yamaç yerleşmesi olan Boncuklar yerleşmesi de Buldan gibi Devrek'teki günümüzden yaklaşık 7500 yıl önce yerleşilmiş erken Kalkolitik yerleşmedir."

Güngör Karauğuz, Eski Tunç Çağı ile ilgili ise M.Ö. 3 bin ile 2 bin yılları arasında toplulukların Devrek Müstakimler ve Hatipoğlu köyü yakınlarındaki Türbe Tepe yerleşmesini merkez yerleşim yeri olarak kullandıklarını dile getirerek şu görüşleri ifade etti: "Devrek'te özellikle Helenistik ve Roma dönemlerinde nüfusun ve yerleşmelerin sayısının artığının anlaşılmıştır. Helenistik Dönem'de Devrek, Ereğli/Herakleia'nın kontrolünde, bu kente ve Amasra/Amastris'e üzüm başta olmak üzere tahıl üreten bir merkez olarak rol oynamıştır. Osmanlı döneminde ise Devrek'te Türkmen/Yörük nüfusu azınlık nüfuslarından kat kat yüksekti. Dolayısıyla Devrek'i bir Yörük şehri sayabiliriz."dedi.

EN BÜYÜK GÜÇ KAYNAĞIMIZ ÇANAKKALE RUHUDUR

Tarihçi-Yazar Ozan Bodur da yaptığı konuşmada Çanakkale de onlarca Devrekli şehit bulunduğunu, bunları yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak zorunda olduklarını, belirti

"Gelecek nesillerimize aydınlık bir yarın bırakmak istiyorsak tarihimizi, kökümüzü bilmeye ve öğretmeye mecburuz" diyen tarihçi-yazar Ozan Bodur, "Osmanlının artığınsınız dediğinde kahrolan Kerküklü nene, aksakalları iman tahtasına bağdaş kurmuş olan Musullu dede, bizi buraya Yavuz Sultan Selim Han yerleştirdi. 500 yıldır İstanbul'u bekliyoruz diyen Bayırbucaklı Türkmen, Türkiye için dua etmeden seccademi kaldırmam diyen Bosnalı teyze, iki patik ördüm köyüme gelen ilk Türk askerine vereceğim diyen Ahıskalı gelin, zulüm gördüğü zaman şehadet parmağını İsrailli askerlere kaldırarak bir gün Türkler gelecekler diye ağlayan Gazzeli çocuk, senin ardından gavim gardaş diye yas tutan Karabağlı şair, ceketini satarak Türk ordusuna girmek isteyen çocuk sadece bir şeyi işaret ediyor. Bu sancak düştüğü yerden kalkacak. Bizim artık eskiden olduğu Müslüman ülkelerde zulüm gören din kardeşlerimize vefalı Türk geldi dedirtmemiz lazım. Bunun içinde bizim en büyük güç kaynağımız Çanakkale ruhudur" diye konuştu.

Bodur, Devrek tarihinin de bölgenin en eski tarihi olduğunu belirttiği konuşmasında, "Devrek tarihi yüzyıllara dayanan bir şehirdir. Köklü bir geçmişi ve tarihi vardır. Bunu çevremizde yaptığımız araştırmalardan anlıyoruz. Yine Devrek bölgemizin en eski kültüre sahip şehirleri arasındadır. Bizler de bu kültür mirasımıza sahip çıkmalıyız."dedi.

Konferansın sonunda Devrek Kaymakamı Mehmet Soylu ve Belediye Başkanı Mustafa Semerci konuşmacılara katılımları nedeniyle birer plaket sundu.

Editör: Pusula Gazetesi