Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Ahmet Demirci, GMİS eski Yöneticilerinden Osman Tutkun'un sosyal medya hesabından yaptığı ve bir yerel gazete tarafından haber olarak yayınlanan ifadelerine yazılı bir açıklamayla cevap verdi. Genel Başkan Demirci, "Öyle anlaşılıyor ki, Osman Tutkun'un dikkati son derece dağınık" dedi.

Demirci'nin açıklaması şöyle:

"19 Nisan 2017 tarihli bir yerel gazetede, Genel Maden İşçileri Sendikası eski Genel Merkez Yöneticilerinden Osman Tutkun'un doğrudan şahsımı hedef alan, rencide edici açıklamalarına yer verilmiştir.

Söz konusu açıklamanın Osman Tutkun tarafından şahsına ait sosyal medya hesabından yapıldığı ve gazete tarafından alınarak haberleştirildiği anlaşılmaktadır.

Tutkun, 17 Nisan 2017 tarihinde gazetecilere yaptığım referandum değerlendirmesinden hareketle; son derece sığ, Sendikamızda yöneticilik yapmış ve maden işçisini temsil etmiş bir kişiye yakışmayacak bir şekilde şahsımı rencide edici, küçük düşürmeye yönelik, eleştiri sınırlarını aşan ve konusu suç teşkil eden hakaret içerikli ifadelere yer vermiştir.

Her şeyden önce maden işçilerimiz ve Sendika camiası, hem Ahmet Demirci'yi ve hem de Sendikasına borç takarak giden, yönetici arkadaşlarını zora sokan, borçları nedeniyle üyesinden şiddet gören Osman Tutkun'u iyi tanır.

Tutkun'un benim açıklamalarımı okumadığı ya da bile bile çarpıttığı açıkça ortadadır.

Basına, Zonguldak'taki referandum sonuçlarını değerlendirirken, Cumhurbaşkanımızın mitingi sırasında yaşanan olayın etkili olup olmadığı yönündeki bir soruya; 'İşçi alınsın, üretim artsın' talebimize olumlu yaklaşsa 'Evet' oylarının daha fazla olacağı konusunda Zonguldak'ta genel bir kanaat olduğunu söyledim.

Tutkun, söylemedik laf bırakmamış, işi maden işçisine sahip çıkmadığımıza kadar vardırmış.

Başta maden işçileri olmak üzere herkes biliyor ki Cumhurbaşkanımızın Zonguldak Mitingi sonrası Yönetim Kurulu olarak yaptığımız açıklamada, madenci arkadaşlarımızın mitinge katılımı ve sloganının atılması dahil tüm sorumluluğun Sendikamıza ait olduğunu belirttik. Amacımızın, işimize, aşımıza, ülkemize ve milletimize sahip çıkmak olduğunu anlattık.

Bu açıklamamız son yayınlanan Sendikamız gazetesinde de yer aldı.

Evet, az-çok tanıdığımız ve bizden önceki yönetimde görev yapan Osman Tutkun'un gecenin saat 2'sinde sosyal medyada paylaştığı bu yazıyı hangi şartlarda ve ne amaçla yazdığını onu tanıyanlar daha iyi bilir.

Biz Osman Tutkun gibi makamlarımıza arka kapılardan değil, ön kapıdan gireriz.

Öyle anlaşılıyor ki dikkati son derece dağınık, icra dosyasında alacaklı sırasındakiler mi, yoksa görev yaptığı sırada makamından ayrılmayan tefeciler mi rahatsız ediyor bilemiyoruz. Tabi ki başka özel sebepler de olabilir. Allah yardımcısı olsun.

Bu Sendikada görev yapmış bir yöneticiye düşen sorumluluklar vardır.

Ona düşen şey bizi ziyaret etmek ya da telefon ederek, birlik ve beraberliğimize zarar vermeyecek şekilde bizi uyarmaktır.

Maden işçilerinin seçtiği yöneticilere hakaret etmesi doğru değildir.

Bu makamlara seçilip de kim üyesine, işçiye zarar verdiyse ve sattıysa şerefsizdir, namussuzdur. Yaşanan bu duruma verilecek bir başka cevabım da; Lafa bakarım laf mı diye, söyleyene bakarım adam mı diye!

Bu durum sebebiyle kişilik haklarıma saldırıda bulunan şahıs hakkında tüm yasal haklarımı saklı tuttuğumun ve kendisi hakkında suç duyurusunda bulunacağımın bilinmesini isterim."

OSMAN TUTKUN NE DEMİŞTİ?

"Sayın Ahmet Demirci, Pusula'da çıkan yazını okuyunca dehşete kapıldım. Ya senin aklın yok ya da birileri seni fena kullanıyor. Zonguldak'ta referandumdan 'Hayır' çıkmasını Sayın Cumhurbaşkanımızın slogan atan maden işçilerini azarlaması ile bağdaştırabiliyorsunuz. Bu açıklamanızla hem örgütlü üyenizi hedef yapıyor, hem de 'Hayır' oyu veren halkı yok sayıyorsunuz. Maden işçilerinin arasında her kesimden insan var. Referandum süresince de 'Evet' diyen, 'Hayır' diyen ve kararsız kalan madenciler de vardı. Hal böyle iken, siz çıkıp da emek için, Zonguldak için, sınıf için örgütlü olduğunuz ve bu kurumdan emekli olan işçi sınıfına bu referandum için bir açıklama yaptınız mı? Kaldı ki, işçiyi Madenci Anıtı'na çağırıp da o sloganı attıran sizsiniz. Şimdi de çıkmış, madenciyi hedef gösterme cüretinde bulunarak başarısız olmuş AKP vekillerine yalamalık yaparak, maden işçisini küçültüyorsunuz. Ayıptır, günahtır. Kendi zikzaklarınızı emek yoğun çalışan, tek dertleri ekmeği-aşı olan bu insanların üzerinden örtmeye çalışmayın. Ya bu işi adam gibi yapın ya da defolup gidin. Yeter, sizin koltuk aşkınızdan bizler işimizden-ekmeğimizden olamayız. Kimse de kraldan fazla kralcı olmasın. Dün meydanlarda duymayan kulaklara, görmeyen gözlere seslenirken, bugün ateşe maden işçisini atarak, bu devranın böyle dönmeyeceğini bilmeniz gerekir. Çok merak ediyorum, siz referandumda oyunuzu nasıl kullandınız? Maden işçisi bunu bilmek istiyor. Unutmadan, bu saatten sonra önce işyeri, işyeri varsa ekmek, ekmeğimizi göz koyanın gözünü oymak da bize düşer. Sendika bizim, kurum bizim, vatan bizim. Bence siz derhal maden işçisinden özür dileyin. Maden işçisine 'gel' dediniz geldi, 'slogan at' dediniz attı. Sizde bu elleri öpülesi insanları ateşe attınız. Önümüz 1 Mayıs İşçi Bayramı... Göreceğiz, bakacağız... Biz sınıfımızın bilinciyle, alnımızın teriyle o alanlarda olacağız. Sizi de bekleriz, saygılarımla"

Editör: Pusula Gazetesi