Gazetede ilçenin tarihi ve turistik yerleri tanıtılırken Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı'nın söyleşisi yer aldı.

Turizm sektörünün online gazetesi özelliği taşıyan Turizm News Çaycuma'ya sayfalarında şöyle yer verdi; 'Köyleriyle birlikte 93 bin nüfusa sahip ilçenin merkezinde 28 bin kişi yaşıyor. 1970'li yılların başında üretime geçen SEKA Kağıt Fabrikası'nın hızla bir endüstri kentine dönüştürdüğü Çaycuma, Zonguldak Taşkömürü Havzası'nın daraltılması sonucunda ortaya çıkan yoğun işsizlik sorunuyla da baş etmeye çalışıyor. Bölgede madenleri işleten Türkiye Taşkömürü Kurumunun yarattığı istihdam nedeniyle 1980'ler, hatta 90'lara kadar işsizlik denen kavramın bilinmediği ilçede, değişen ekonomik politikalarla birlikte bu sorun, kendini, yakıcı şekilde hissettirmeye başlamış. SEKA Kağıt Fabrikası'nın özelleştirilerek OYKA'ya devredilmesi, işsizlik sorununu daha da büyütmüş. Buna bir de kentsel yaşam kalitesinin düşüklüğü eklenince Çaycuma yoğun bir şekilde göç vermiş. Bugünlerde Çaycuma göçü tersine çevirip, eski günlerine yeniden dönmek için çalışıyor.

ÇAYCUMA BELEDİYESİ TÜM İMKANLARINI TURİZM İÇİN SEFERBER ETMİŞ DURUMDA

Bu çabanın merkez üssü konumundaki Çaycuma Belediyesi farklı belediyecilik anlayışı ile de öne çıkıyor. Son yıllarda yaptığı çalışmalarla ilçeye çağdaş bir kent görüntüsü kazandıran Çaycuma Belediyesi, kentsel yaşam kalitesini yükseltmek için tüm olanaklarını seferber etmiş bulunuyor. Düzenlemelerin mimarı Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı, "Tüm çabamız bölgemizi yeniden ayağa kaldırmak için. İlçemizdeki göçü tersine çevirmek için uğraş veriyoruz. Bu konuda bizlere büyük görevler düştüğünün bilincinde olarak çalışıyoruz. Bölgemizdeki göçün nedeniyle ilgili yapılan araştırmalar, birinci neden olarak, bölgedeki yaşam kalitesinin düşüklüğünü gösteriyor. Pahalılık ve işsizlik onu takip ediyor. Göreve geldiğimiz andan beri Çaycuma'da yaşam kalitesinin üst seviyelere çıkarmak için çalışıyoruz. İnsan odaklı bir bakış ve yaya öncelikli yaklaşımlarla kenti adeta yeniden imar ettik" diyor.

ÇAYCUMA CİTTS SLOVW YOLUNDA İLERLİYOR

Çalışmalarını Citta Slow vizyonuyla sürdürdüklerini söyleyen Kantarcı, "Bu alışmalarımızla, 4 yıl içinde çok daha yaşanabilir kent ortaya çıkardık. Hava kalitesinden kent estetiğine, engelli erişiminden yayalaştırmaya kadar pek çok alanda devrim niteliğinde işler yaptık. Geliştirdiğimiz yükseltisi olmayan yol tasarımı ile bugün Çaycuma'da hareket edebilir durumdaki her engelli, kimsenin yardımına gereksinim duymadan her işini görebilir, her yere ulaşabilir hale geldi. Onlarca kilometre her türlü standarda sahip bisiklet yolu yaptık. Binlerce metrekare alanı yayalaştırdık. Eskiden vızır vızır trafiğin aktığı caddeler, bugün çocukların koşuşturduğu, annelerin endişe duymadan alışveriş yaptığı huzur mekanları haline geldi" şeklindeki ifadeleri de sözlerine ekliyor.

Batı Karadeniz'in en önemli turizm rotalarından biri olan Safranbolu-Amasra destinasyonunun hemen kıyısında yer alan Çaycuma zengin bir tarihi ve kültürel birikime, eşsiz doğal güzelliklere sahip. İlçe sınırları içinde bulunan antik Filyos kentinin tarihi Miletoslulara kadar uzanıyor. Antik çağların büyük tarihçisi Strabon, kaynaklarda "Teion", "Tius", "Tios", "Tion" gibi adlarla geçen kenti, M.Ö. 7. yüzyılda Tios adlı bir rahibin kurduğunu söylüyor. Roma, Bizans ve Cenevizlilerin hüküm sürdüğü tarihi kentte kale, açık hava tiyatrosu, su kemerleri, antik liman mendireği gibi kalıntılar bulunuyor. Kale içinde yapılan ve halen devam eden kazılarda kilise ve tapınağı ortaya çıkaran arkeologlar, kale etrafında sit alanı ilan bölgede Karadeniz'in yerleşim altında kalmayan tek antik kentinin olduğunu söylüyor

KADIOĞLU MOZAİKLERİ GÖRÜCÜYE ÇIKMAYA HAZIRLANIYOR

Çaycuma'nın bir diğer önemli tarihsel mirasını da, şehir merkezine 5 kilometre mesafedeki Kadıoğlu Köyü'nde bulunan Lykurgas ve Anbrosia mozaikleri oluşturuyor. Roma dönemine ait olduğu belirlenen ve MS 250-260 yıllarında yapılmış bir villanın zeminini oluşturduğu tespit edilen mozaiklerde bir üzüm bağını betimleyen kompozisyonun solunda erkek, sağında da kadın figürü bulunuyor

ANTİK SUYOLU -TURİZME KAZANDIRILMAYA ÇALIŞILIYOR

İlçe sınırları içinde ki Çayır köyü, hem doğal, hem de tarihi değerleriyle öne çıkıyor. Köyün içinde 1300 metre uzunluğunda, botla gezilebilecek kadar geniş alanları olan bir su mağarası bulunuyor. Bir yeraltı nehrine sahip mağaradan çıkan suyun, antik dönemlerde, Filyos kentine taşındığı biliniyor. Hemen önünde bir Roma köprüsü bulunan mağaradan çıkan suyun kanallarla Filyos'a aktarıldığını anlatan birçok kalıntı bulunuyor. Filyos ile Çayır Mağarası arasındaki suyolunun bir antik rota olarak düzenlenip kültür ve doğa turizmine açılması için çalışmalar devam ediyor.

ÇAYIRKÖY EKOLOJİK ODAĞI'NDA YARASALAR DA GÖZLENEBİLECEK

Öte yandan son dönemde yapılan çalışmalar sırasında mağarada 7 tür yarasa kolonisinin tespit edilmesi, mağaranın biyolojik çeşitlilik açısından da önemli bir merkez olduğunu ortaya koyuyor. Zonguldak Valiliği burayı alternatif turizme kazandırmak için "Çayırköy Ekolojik Odağı" altında bir proje de geliştirmiş bulunuyor. Proje içinde diğer yapısal elemanların yanı sıra yanı sıra mağaraya ev sahipliği yapan yarasaların giriş ve çıkışlarını izlemek için yapılacak seyir terası, ülkede bir ilki hayata geçirmesi açısından önemli sayılıyor.

ÇAYCUMA'NIN YOĞURDU

Filyos Vadisi'nin bereketli sulak alanlarında yaşayan mandalar, yörenin en değerli doğal varlıklarından birini de oluşturmaktadır. Ülkede tarımın gerilemesine dayalı olarak sayıları azalsa da, mandalar, 11 ay yeşil kalabilen doğal meralarda otladığı için, sütü, kendine has bir tat ve aromatik özellikler taşıyor. Kaymağı son derece kalın ve yoğunluğu bıçakla kesilip çatalla yenecek kadar katı olan manda yoğurdu Çaycuma'nın çok özel bir ürünü olarak öne çıkıyor. Vitamin içeriği ve kalsiyum yönünden zengin, kolesterol oranı düşük olduğu için diğer yoğurtlara göre çok daha sağlıklı olduğu biliniyor. Manda yoğurdu, yörede, yalnızca çok değerli bir besin, yerele özgü bir gıda ürünü olarak değil, türkülere, manilere, şiirlere de konu olarak Çaycuma'ya kimlik kazandıran bir kültürel öğe olarak da öne çıkıyor.

GÖLDAĞI DERLER BİR YEŞİL DAĞ

İlçe merkezine yaklaşık 10 kilometre uzaklıktaki Göldağı Tabiat Parkı zengin bitki örtüsü ve doğal güzellikleriyle doğa ile baş başa kalmak isteyen doğaseverler için çok değerli bir seçenek oluşturuyor. Orman Varlığını geniş yapraklı ağaçların oluşturduğu Göldağı Tabiat Parkı aynı zamanda bir doğa harikasının da adı olarak öne çıkıyor. Zengin ekolojisinde sürekli yaşayan kuşların yanı sıra göç kuşlarını da barındıran Göldağı çocuklar ve yetişkinlere çeşitli aktiviteler için olanak sunan geniş oyun alanları, dileyenlere kamp yapma fırsatı da sunuyor. Bir doğa harikasının adı olarak öne çıkan ve orman altı bitki kompozisyonuyla da görülmeye değer bir yer alan Göldağı Tabiat Parkı'nı etrafında açılmasına müsaade edilen taşocakları çok ciddi şekilde tehdit ediyor.

FİLYOS VADİSİ PROJESİ TARİHİ VE DOĞAL DEĞERLERİ TEHDİT EDİYOR

Kamu bir yandan yörenin tarihi ve doğal güzelliklerini öne çıkaran yatırımlar planlayıp, yörenin turizmden aldığı payın artırmaya çalışırken, diğer yandan da buna tümüyle aykırı kararlara da imza atıyor. Filyos Irmağı'nın denize döküldüğü noktada ülkenin en büyük limanlarından birinin yapılıyor olması, limanın arkasında ırmak yatağı boyunca 30 kilometrelik şeritte endüstri bölgeleri ile serbest bölge oluşturulması yöre insanını tedirgin ediyor. Halkın bir bölümü işsizlik nedeniyle bölgenin en verimli arazilerinde geliştirilen projeyi onaylarken diğer bölümü doğayı tahrip edeceği gerekçesiyle karşı çıkıyor. Bölgenin engebeli yapısı nedeniyle son derece sınırlı olan tarımsal alanların tümden ortadan kalkacağı, etrafındaki ormanlık yapının büyük bir bozuma uğrayacağı da dile getirilen görüşler arasında bulunuyor.

Filyos Vadisi, Karadeniz'de, Sakarya Irmağı'ndan Kızılırmak Deltası'na kadar yörenin en değerli ekosistemi olarak kabul ediliyor.

Editör: Pusula Gazetesi