Saadet Partisi (SP) Zonguldak İl Başkanı Burak Erol, Kurban Bayramı öncesi gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Şehit olan asker ve vatandaşlar için baş sağlığı dileyerek açıklamasına başlayan Başkan Erol; "Askeri aracın devrilmesi sonucu meydana gelen bu elim kazada 4 askerimiz ve 2 şoför hayatını kaybetti. Şehit olan askerlerimize ve şoför kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Acılı ailelerine sabrı cemil niyaz ediyorum. Milletimizin başı sağ olsun. Kurban Bayramı'nın arifesindeyiz...

İslam alemi için önemli bir gün ama ne yazık ki buruk bir bayram kutlayacağız.

Çünkü bu sene yurt dışından, Suudi Arabistan dışından hac etmek isteyenlere pandemi sebebiyle engel çıktı. Ümit ediyoruz ki sıkıntılar kısa zamanda ortadan kalkar...

İnsanlarımız yine huzur içinde Hac vazifelerini yerine getirirler. Önümüzdeki Cuma günü inşallah hep beraber Kurban Bayramı'nı idrak edeceğiz. Kurban bir mana, bir anlam, bir yaşayış biçimidir. Bu minvalde şair Kurban Bayramı'nın manası için der ki; "Senin İsmail'in kimdir? Veya nedir?

Makamın mı? Onurun mu? Mevkin mi? Statün mü? Mesleğin mi? Paran mı? Evin mi? Bağın mı? Otomobilin mi? Bunu sen kendin bilirsin. Her ne ve kim ise onu sen kendin Mina'ya getirmeli ve Kurban için seçmelisin"dedi.

KURBAN BAYRAMINDA İSLAM ÜLKELERİNİ UNUTMAYALIM

Kurban Bayrımı içinde mesajlar veren Erol; "Bu Cuma Kurban Bayramı'nı idrak edeceğiz, bizlere düşen İsmailimiz her ne ise onu Mina'ya götürmektir. İnanıyorum ki; bugün gerek İslam dünyasının gerekse ülkemizin kurtuluşa ve huzura ermesi bahsettiğimiz bu mananın anlaşılması ile mümkündür.

Kurban Bayramı vesilesiyle; kini, düşmanlığı, ötekileştirmeyi, hırsı ve kibri ortadan kaldırıp, barışı, hoşgörüyü, tevazuyu ve dayanışmayı tesis etmeyi temenni ediyor. Kurban Bayramı'nın ülkemize ve bütün İslam alemine sağlık, huzur ve afiyet getirmesini diliyorum. Kurban Bayramı'nı bizim gibi idrak eden İslam ülkelerin de unutmamamız gerekiyor.

Ne yazık i İslam alemi kan revan içinde. Neredeyse çatışma olmayan yer kalmadı...

Neredeyse herkes çatışmaya muhatap oluyor bu da insanların acı çekmesi manasına geliyor. Bizim açlıktan sefaletten sıkıntı çeken mazlumlar da el uzatmamız lazım. Birçok yardım kuruluşumuz bu konuda gayret gösteriyorlar Arakan'dan Yemen'e... Muhterem arkadaşlar Kurban'dan bahsederken

Şu hususu da vurgulamak istiyorum Uygur bölgesi giderek artan endişelerle gündemimizde yer alıyor. Çin'in burada yaptığı zulmü kabul etmek mümkün değil. Burada tam bir soykırıma gidiliyor, kimlikler değiştiriliyor.

Efendim sosyal entegrasyon kampları kurulmuş milyonlarca insandan bahsediliyor. Allah'tan korkun, Çin'in bu tavrı sebebiyle Türkiye'den gık çıkmıyor.

Tam tersi belirli çevreler Çin bir şey yapmıyor bu konu nereden çıktı diyorlar? Böyle konuşursanız yarın bunun vebali bütünüyle omuzlarınıza yüklenir. O insanlar Nazi kamplarındaki gibi yakılmıyor ama daha beterine maruz tutuluyor.

"Çin, hızla büyüyen bir ülke; elbette ilişkilerimizi geliştirmek isteriz. Fakat; maddi menfaatler için orada işlenen suçlara rıza gösteremeyiz!"

NE YAZIKKİ KÜSKÜNLÜK VE HUSUMET HAVASI GÖRÜYORUZ

Bayramlar küslüklerin yerini barışmanın aldığı günler olarak anlamalıyız.

Bugün Türkiye'nin genel tablosuna baktığımız zaman ise ne yazık ki bir küskünlük ve husumet havası görüyoruz. Birbirimize karşı bir türlü tebessüm etmeye yanaşamıyoruz... Bunun da en büyük sebebi siyasetin dili ve siyasetçilerin tavrı.

Türkiye son yıllarda hiç olmadığı kadar kutuplaştı, kamplaştı, bölündü. Herkes kendi mahallesine kulak kesilmiş durumda kimse kimseyi anlamak ve dinlemek istemiyor. İşte hepimiz için bir fırsat gelin bu bayramda bir olalım birlik olalım. Başta siyasetin dilini değiştirelim, çatışma dili yerine müzakere, dostluk ve merhamet dilini kuşanalım. İnanıyorum ki eğer bunu yaparsak hepimiz için bayramımız bayram olacaktır. Kıymetli arkadaşlar bayrama doğru giderken Türkiye'nin asıl meseleleri hakkında bazı noktalara değinmek istiyorum.

EKONOMİ, HER GEÇEN GÜN KÖTÜYE GİDİYOR

Bakınız çok açık bir şekilde söylemek istiyorum bugün Türkiye'nin meselesi ekonomidir, adalettir, ehliyetsiz ve liyakatsiz kadrolardır, yolsuzluk ve rüşvettir, şeffaf olmayan yönetim anlayışıdır...

Ama bunların konuşulmasını istemeyenler neyi konuşuyorlar? Bugün bizim meselemiz Türkiye'nin kötü gidişatıdır...

Ekonomi, her geçen gün kötüye gidiyor. İktidar, bunu engelleyemediği için suni gündemlerin peşinde! Bu suni gündemleri kullanarak, kimsenin ekonomiyi konuşmasını istemiyor.

Bugün eğer Türkiye'de, asgari ücret açlık sınırının altında kalmışsa; nasıl ''ekonomi iyiye gidiyor'' diyebiliriz! Bugün eğer Türkiye'de, asgari ücret açlık sınırının altında kalmışsa; nasıl ''ekonomi iyiye gidiyor'' diyebiliriz! Hazine tam takır aldığımız borçlar bile ödememiz icap eden borcu karşılayamıyor...

İşsizlik en azından 7-8 milyon enflasyon ise %30-40 civarında. Bunları konuşmayanlar bugün ülkenin gündeminde olmayan milleti kutuplaştıran konuları gündem ediyorlar.

Son günlerde sıkça gündeme geliyor.

ARAÇ MUAYENE ÜCRETLERİ CEP YAKIYOR

Araç muayene ücretlerinde alınan fahiş fiyatlar milletin cebini yakar hale geldi.

10 dakikalık bir işlem için alınan miktar 420 lira.

Yahu insanımız özel hastaneye gidip muayene olsa bu parayı vermiyor.

420 lira ile Türkiye ayağa kalkmaz ama insanlarımız bundan zarar görürler...

Bu uygulama ve alınan miktar kimseye reva olamaz.

Ulaştırma Bakanlığına sesleniyorum, milletimizin bu mağduriyeti bir an önce giderilmeli.

Araç muayene ücretleri düşürülmelidir"dedi.