1945 yılında yapılan bu seyahat, şairin 1946 yılında çıkardığı, Destan Gibi adlı kitabında bulunan ve bir bölümü alıntılanan tek ve uzun şiiri Yol Türküleri'dir İstanbul'dan başlayıp Zonguldak'ta biten bir yolculuğun hikayesidir. Bu yolculukta ismi geçen yerleşim yerleri; Hereke, İzmit, Arifiye, Adapazarı, Hendek, Düzce, Bolu, Gerede, Adilhan Köyü, Eyüp, Ibrıcık Köyü, Zonguldak, Balkaya, Kapuz, EKİ'dir Orhan Veli'nin öykü gibi yazdığı şiirleri adeta o günleri yaşatmaktadır. Şiirde anlatılan yolculuğun gerçek hayatta bir karşılığı vardır: Orhan Veli 1945 yılının sonbaharında İstanbul'dan Zonguldak'a doğru çıktığı gezideki izlenimlerini anlatır. Ayrıca bu yolculuk izlenimlerinin bir kısmını Ulus'ta yazdığı "Yolcu Notları I ve II1de de gezi notları olarak anlatmıştır.

...............

Son durak Zonguldak'tır. Zonguldak yolu tasvir edilir. O yıllarda Zonguldak'ın tek karayolu bağlantısı olan Gaca köyü yolunda, dağların tepesinden birdenbire deniz görünür. Denizle gök adeta birleşmiştir. Uzaktan şimal rüzgarları eser. Hava güneşlidir. Karadeniz masmavi görünür. Yolcu bu şehri iyi bildiğini söyler. Bunu ispat edebilmek için Şehrin Baklaya ile Kapuz arasında kurulmuş olduğunu vurgular. EKİ'nin çiçekli bahçelerinden, rıhtıma vagonla kömür taşıyan soluk benizli insanlarından oluşan bir tasvire yer verir. Zonguldak'ın deresinin siyah aktığını söyler. Bu siyahlık kömür karasından gelir. Çarşı içinden kömür taşıyan vagonları seyrederek sahile geçer parkta oturur, havasını solur, koklar ve sonucu çok sevdiği limana ve denize bağlar. Son dizeler tam da Orhan Veli'den beklenecek niteliktedir, son mekan, karadenize kıyı şehri olan Zoguldak'ın limanıdır. Açık sularda kömür sırasını bekleyen demirli ve limanda rıhtıma yanaşmış gemileri seyreder. her biri yeni bir ufka giden gemiler vardır.

Zonguldak yolundayız.
Dağların tepesinden,
Birdenbire denizi göreceğiz.
Denizi gökle bir göreceğiz,
Şimal rüzgarları gelecek uzaktan.
O yolcu, biz yolcu,
Şimal rüzgarlarıyla öpüşeceğiz.
Güneşli bir günde,
Masmavi göreceğiz Karadeniz'i.
Balkaya'dan Kapuz'a kadar,
Karış karış biliriz biz bu şehri;
E.K.İ.'nin çiçekli bahçeleri
Rıhtıma kömür taşıyan vagonlarıyla;
Paydos saatlerinde yollara dökülen
Soluk benizli insanlarıyla.

Siyah akar Zonguldağın deresi;
Yüzkarası değil, kömür karası;
Böyle kazanılır ekmek parası.

Gemiler vardı limanda gemiler
Herbiri yeni bir ufka gider.

Editör: Pusula Gazetesi