Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir tarafından Belediye Başkan Yardımcılığı görevinden alınan CHP'li Belediye Meclis Üyesi Şenol Şanal, Zonguldak kamuoyunun merakla beklediği açıklamayı bugün Camlı Köşk'te yaptı. Şanal'ın, "Bu Açıklama Çikolata Kutusuna Sığmaz" başlıklı basın toplantısına, bazı muhtarlar ile partililer katıldı.

"Kamuoyunun merakla beklemiş olduğu açıklamalarını bir çikolata kutusuna sığdırmaya çalışan Sayın Akdemir in açıklamalarını hayret ve şaşkınlık içerisinde izledim" diyen Şanal, "Devlet terbiyesinden geldiğini beyan eden bir Belediye Başkanının içi boş bir gerekçe ile siyasi ihtiraslarına yenilmiş olması açık bir hezeyandır. Devlet terbiyesinde keyfiyetin olamayacağını, kişisel hırs ve inatlar, siyasal çıkarlar uğruna işinde ve görevinde başarılı olan insanların hiçbir yasal ve ahlaki dayanağı olmadan ve keyfi kararlarla görevlerinden alınamayacağı ya da alınmamasının gerektiği genel bir esastır. Aynı siyasi parti mensupları için böyle bir uygulamanın yapılması ise siyasi ahlaksızlıktır. Özellikle şunu vurgulamak isterim ki, Sayın Akdemir'in, 'Belediye Meclis Üyesi olan ve Belediye Başkan Yardımcılığına seçilen bir arkadaşımızı kendi tasarrufum gereği görevden almayı uygun gördüm' şeklindeki açıklaması, Akdemir'in, kendisinin de sandıktan çıktığını unuttuğunu, bu ruh haliyle yaptığı açıklamanın, Akdemir'in demokrasi ve seçim sonuçlarına karşı saygı duymadığını ortaya koymaktadır. Belediye Başkanı Akdemir'in bu talihsiz açıklamalarını ve düştüğü hazin hali, partimin tüm organlarının ve kamuoyunun takdirlerine sunuyorum" açıklamasında bulundu.

"BÖL-PARÇALA-YÖNET UYGULAMASININ TEK MİMARI AKDEMİR"

Başkan Akdemir'in görevden alma gerekçeleriyle ilgili yaptığı açıklama metnine kelime kelime cevap veren Şanal, "Akdemir'in, 'Şenol Şanal arkadaşımız, Belediye Başkan Yardımcılığı görevine seçilirken karşıydım. Karşı olduğumu da defalarca ifade ettim. Sonrasında, 'görev dağılımı yaparız, rahatlarım' diyerekten kabul ettim. Seçim oldu. 9 oy Şenol Şanal, 6 ay diğer aday olan arkadaşımız aldı. O akşam bölündük. Hiç hoş olmayan davranışlar ve konuşmalar orada ortaya çıktı' şeklindeki açıklaması ise, oldukça manidardır. Parti grubunda yapılan seçimde ikinci adayın Cavit Zülfikar olduğunu basın toplantısında açıklamaktan çekinen Akdemir, bu seçim sonrasında hoş olmayan davranış ve konuşmaları yapan Zülfikar'ı yanına oturtmakta da bir çekince görmemiştir. Basın toplantısında verilen bu fotoğraf, Meclis üyeleri arasındaki bölünmüşlüğün ve 'böl-parçala-yönet' uygulamasının tek mimarının Akdemir olduğunu da açıkça ortaya koymaktadır. Akdemir, birilerine daha önce verdiği sözleri yerine getirememenin ezikliği ile bu resmi oluşturmuş, arkasında olmayan Meclis üyeleri desteğini de bu 3 Meclis üyesi suflör ile göstermek çabasını sergilemiştir" ifadelerini kullandı.

"AKDEMİR, ZONGULDAK HALKI İLE KURDUĞUM SAMİMİ İLİŞKİLERİMDEN RAHATSIZLIK DUYMUŞTU"

Şenol Şanal, kendisinin halk ile kurduğu sevgi ve saygı bağından Başkan Muharrem Akdemir'in rahatsızlık duyduğunu belirterek, "Akdemir'in, 'Başlangıcından sonuna kadar bir fikir ve görüş ayrılığımız oldu. Biz Şenol Bey'in, halkla bizim aramızda bir köprü görevi görmesini istedik' şeklindeki açıklamaları ise, son derece samimiyetsiz açıklamalardır. Bir Belediye Başkanı, başlangıcından sonuna kadar fikir ayrılığı içinde olduğunu beyan ettiği bir kişiden, böyle bir işlevi yerine getirmesini nasıl isteyebilir ki? Muharrem Akdemir, Zonguldak halkı ile kurduğum karşılıklı saygı ve sevgi çerçevesindeki samimi ve yakın ilişkilerimden büyük rahatsızlık duymuştur. Beni, halk ile diyaloğumun kesilmesi konusunda engellemeye çalışmış, halk tarafından ulaştırılan sorunların derhal çözümü noktasındaki çalışmalarım karşısında ise, yalnızca daireleriniz ile ilgili sorunlarla ilgilenin demek suretiyle sürekli olarak hareket alanımı daraltmak yönünde tavır ortaya koymuştur. 'Kendisi esnaf, esnaf olduğu için devlet adabının, devlet terbiyesinin, çalışma hayatının kurallarını kavrayamadı' açıklamasını ise hala daha anlamakta zorlandığımı ifade etmek isterim. İlköğretim müdürlüğü emeklisi olan Sayın Akdemir, esnaf olmamın yanında makine mühendisi ve iş adamı olduğumu hala daha bilmiyor sanırım" şeklinde konuştu.

"BAŞKAN ÇIKMADAN YARDIMCISI ÇIKMAZ"

Başkan Muharrem Akdemir'in, "Geliş ve gidiş saatleri uygun değildi" açıklamalarının gerçeği yansıtmadığına dikkat çeken Şanal, "Ben, Zonguldak Belediyesi'nde uzun yıllardan beri ilk kez, 'Başkan çıkmadan yardımcısı çıkmaz' prensibini hayat geçiren ve bunu çok uzun süre ile uygulayan bir kişiyim. Gece yarılarına kadar sahada olduğumu, her arıza ve sorunun çözümünde daire müdürlerim ile ekiplerin başında bulunmak üzere hareket ettiğimi tüm personelimin yanında halkımız da yakinen bilmektedir. Sayın Akdemir gece yarılarında sayısız arızalar giderilirken, 'siz istirahat edin, merak etmeyin, biz alandayız' dediğimi ne çabuk unutmuştur. Şimdi iletişim altın çağında, başkan unutsa da Facebook unutmuyor, inadına hatırlatıyor da üstelik. Muharrem Akdemir'in, 'Biz Belediye Başkan Yardımcılarımızla ve diğer belediye müdürlerimizle iş bölümü yaparız, çalışmaları konuşuruz. Şenol Bey, bir aydır hiç odamızın kapısını açmadı ve bizimle hiçbir irtibata girmedi' beyanı ise eksik anlatımla birlikte Akdemir'in kasıtla ve husumetle hareket ettiğinin en açık ifadesidir. Aslında Akdemir burada Belediye de her müdürlüğün yetki ve sorumluluğunun görev tanımlarında yazılı olduğunu ve her dairenin bu yetkiler içerisinde faaliyetini sürdürdüğünü örtülü olarak açıklamaktadır" diye konuştu.

"BAYAN BİR GAZETECİYE HABER YAPTIRARAK KOMPLO KURDULAR"

TOKİ'de kaçak su kullanıldığı yönünde basında çıkan haberlerle Başkan Muharrem Akdemir tarafından kendisine komplo kurulduğunu ileri süren Şenol Şanal, "Zonguldak, bilindiği üzere tarihinin en büyük konut inşasına TOKİ vasıtasıyla ev sahipliği yapmaya başlanmıştır. Sebeplerini bildiğim, ama şimdi açıklamaktan utanç duyacağım bir takım beklentiler ve bu beklentiler içerisinde muhtelif hayallerle hareket eden bazı kişiler, bir takım siyasi yıpratma faaliyetleri de dahil olmak üzere kurumda bana bağlı bulunan Su ve Kanalizasyon Müdürlüğü üzerinden gerek dairemi, gerekse de şahsımı yıpratmak üzere özel bir plan dahilinde hareket etmişler, bir komplo düzenlemişlerdir. Belediyenin kuruluşundan bu güne kadar hiç olmadığı şekilde bir uygulama ile Zabıta Müdürlüğü'nden bir ekip söz konusu alanda gerçekte var olmayan sözde bir kaçak su tespitinde bulunmuş ve bu işlem sözüm ona bir tutanağa geçirilmiştir. Ardından, haber hemen bir gazeteciye servis edilmiş ve basında 'TOKİ'de Kaçak Su' başlığı ile özel bir yıpratma kampanyası başlatılmıştır. Ancak bu haber bir başka Başkan Yardımcısının yanında çok sık görülen ve bu sohbetlere tesadüfen eşlik eden CHP Grup Başkanvekili Mehmet İzzet Türkçelik'in de daha önce röportaj verdiği bir gazeteciye, yalnızca o bayan gazeteciye servis edilmiştir. Gecenin 21.30 sularında beni arayan gazetecinin, 'TOKİ'de kaçak su varmış, size ihbar geldi mi?' sorusuna, bana bu anlamda hiçbir ihbarın gelmediğini, TOKİ'de kaçak su hadisesinin olmadığını, abone işlemlerinin daha önce yapılmış olduğunu, ihtiyaç halinde taleplere cevap verdiğimizi, muhtelif nedenlerle her hafta alanda olduğumuzu ve inşaat şirketinin büyük bir şirket olduğu, böyle bir şeye tevessül etmeyeceğini düşündüğümü söyledim. Gazeteci de bana, 'Siz 'yok' diyorsunuz, Belediye Başkanı 'var' diyor hangisi doğru?' dedi. 'Ben 'yok' diyorum, başkan 'var' diyorsa, sende ona sor' dedim" ifadelerini kullandı.

"MADEM 6 AYDIR İHBAR GELİYOR BİZE, BİR KEZ DAHİ BU KONUDA BİR ŞEY NEDEN SÖYLEMEDİNİZ?"

Başkan Muharrem Akdemir ile kıyametin, haberden bir gün sonra makam odasında koptuğunun altını çizen Şanal, "Bir gün sonra Akdemir, daire müdürüm ile birlikte görüşmek üzere makama davet etti. Çok fazla bir şey konuşulmadan ve kendisinden çok emin bir şekilde, 'TOKİ'de kaçak su varmış, bu tutanağa cevap yazın' dedi. Ve kıyamet orda koptu. Akdemir'e, 'Bize bir ihbar gelmedi, bilgimiz yok, size gelen bir ihbar oldu mu?' diye sordum. Kendisi, 'Evet, 6 aydır ihbar geliyor' dedi. 'Madem 6 aydır ihbar geliyor bize, bir tek kez dahi bu konuda bir şey söylemediniz, bu nasıl bir şeydir?' dediğimde, bu kez, 'Zamanın ne önemi var Şenol Bey, 2 aydır ihbar geliyor' dedi. Yine aynı şeyi söyledim, 'Tamam da, bizim neden bilgimiz yok, bize neden haber vermediniz?' diye sorduğumda son derece rahat bir tavırla, 'Siz bu yazıya cevap verin' şeklinde ısrar ile dairemi ve beni bu usulsüz düzenlenen bu yazıya muhatap etmek istedi. Ben de, yazıya dairemin her hangi bir cevap vermeyeceğini, zabıtanın esas işi ile ilgilenmesini, sokakları işgalden kurtarmasını, ruhsatsız işyerleriyle ilgili işlem yapmasını, kaçak yapılardaki yıkımları gerçekleştirmeye refakat etmesini, bu tutanağın yetkisiz ve bu konuda bilgisi olmayan kişilerce tutulduğunu bu nedenle her hangi bir işlem yapmayacağımı söyledim" diye konuştu.

"BU BİR KOMPLODUR VE BEN BUNUN ARKASINDA KİMLERİN BULUNDUĞUNU ORTAYA ÇIKARACAĞIM"

CHP'li bir grup Meclis üyesi ile birlikte komplo kurulduğunu Başkan Akdemir'e söylediğini de vurgulayan Şenol Şanal, "Ben de, 'Türkiye'de konut inşaatlarında marka olmuş büyük bir şirketi, dairemi ve beni kaçakçılık yapmakla suçlamanızı asla kabul etmem. Bu bir komplodur ve ben bunun arkasında kimlerin bulunduğunu ortaya çıkaracağım, çok kararlı bir şekilde siz derhal bir soruşturma açın ve Cumhuriyet Savcılığına şikayette bulunun' diyerek odayı terk ettim. Aradan yaklaşık 15 gün geçti. Belediye Başkanının ısrarla, 'Yazıya cevap verin' talebi üzerine, kendisine evrakı hazırlayan, ancak müdürlükte olmayan bir kadro ile kendisini müdür yardımcısı olarak lanse eden kişi ve beraberindekiler, su işlerinin yetkin personelinden kurulacak bir ekiple, 'başkanlığınızda ve refakatinizde alanda yapılacak incelemeler soruna bir çözüm getirecektir' kanaatimi içeren bir resmi yazı gönderdim. Başkan Bey, yazıyı almamış, iade etmiş, ancak yazı kayıtlardadır, bir sureti de bende bulunmaktadır. Bu olayları yaşadığımız tarihi şimdi net olarak hatırlamıyorum, ama bu ağır itham karşısında uğradığımız bu haksızlıkları protesto ederek, o günden sonra Belediye Başkanı ile görüşmedim" açıklamasında bulundu.

"12 GÜNDE NE OLDU, KİMLERLE GÖRÜŞÜLDÜ, HANGİ PAZARLIKLAR YAPILDI?"

Bayram sonrasında masasındaki çikolata kutusunu geri gönderdiğini belirten Şanal, "Araya bayram girdi, bayram sonrası masada bir çikolata kutusu vardı. Ben vatandaştan hediye kabul etmem, görevliye sordum, 'Nereden geldi?' diye. O da, 'Özel Kalem'den' deyince, 'Derhal geri götürün' dedim. Sanırım burada hata etmişim, Özel Kalem Müdürü Hasbi Kabacalı'nın Belediye Başkanı olduğunu ben bilmiyordum... Anlamakta zorluk çektiğim bir başka husus ise, 28 Haziran'da çikolatayı geri gönderdim, aradan geçen 12 günde ne oldu, kimlerle görüşüldü, hangi pazarlıklar yapıldı, ya da ben ve arkadaşlarım kimin hangi işine yasaya aykırı olması nedeniyle 'hayır' dediğimiz için engel görüldük ve aradan çıkartılmak üzere böyle bir karar alındı? Bu hesapların hepsi bozulacak... Halep ordaysa, arşın burada" dedi.

"ÇALMADIM, ÇIRPMADIM, MAKAMDAN GÜÇ ALARAK KİMSEYİ EZMEDİM, EZDİRMEDİM"

Şanal, şunları söyledi:

"2014 yerel seçimleri sonrasında, Ulutan Barajı'nın bağlı bulunduğu Metropoliten Belediyeler Birliği'ne Meclis üyesi seçildim, burada aynı zamanda Metropoliten Belediyeler Birliği Encümen üyesi olarak görev yapıyorum. Görevdeki ikinci ayımın sonunda barajda çalışan çok kıymetli teknisyen arkadaşlarla birlikte hazırladığımız projeyle yılda 800 bin TL, 5 yılda 4 milyon TL tasarruf sağlayan projeyi hayata geçirdik. 2017 yılı sonuna kadar bir türbin yerleştirip elektrik üretimine başlayacağız ve barajın elektrik ihtiyacının yüzde 25'ini buradan karşılayacağız. Bu 'aylık 50 bin TL tasarruf' demek. Yine 2017 yılı sonuna kadar yüzeyden su alma yapısını hayata geçirip tüm şehre dünya kalitesinde su vereceğiz. Böylece arıtma tesisinde kullanılan tüm kimyasallarda yüzde 90 oranında tasarruf sağlayıp, kente içilebilir kalitede arı su vereceğiz, 1,5 yılda tesis maliyetini çıkartmış olacağız. Yıllardır ödenemeyen elektrik borcu yüzünden kesintilere maruz kalan barajın bu gün kimseye tek bir kuruş dahi borcu yok. Burada da bir Belediye Başkanı var, ne hırsızlıkla, ne de kaçakçılıkla suçlanmadık. Teşekkürler Aslankılıç Başkanım... Gelelim Zonguldak'a... 2 Temmuz 2014'te Başkan Yardımcısı olarak göreve başladım. 2014 yılı su gelirleri 13 milyon TL, 2015 yılı su gelirleri 18,5 milyon TL, 2016 yılı su gelirleri 23 milyon TL, 2017 yılı hedefi 30 milyon TL... Eğer bu yılı tamamlayabilseydik, 4 yılda yalnızca su gelirlerinden toplam 32,5 milyon TL artış olacaktı. Suya 3 yıldır zam yapılmadı ve bu şehirde her yıl nüfus azalıyor. Gelelim diğer küçük kazandırdıklarıma... Mali Hizmetlerin tarafıma bağlı olduğu ve bir işçimize 250 TL avans veremeyeceğini söyleyen Akdemir'e görevi iade edene kadar geçen 9 aylık süre içerisinde yalnızca el ilanlarından yaklaşık 700 bin TL... 7 yılda sonunda billboard alanlarının kiraya verilmesinden kaynaklanan ve her ne hikmetse bir türlü tahsil etmediğiniz 112 bin TL kurum alacağı bulunan ve size zorla iptal ettirttiğim, FETÖ'cü olduğu için artık Tanzanya' da yaşayan ve borcun tahsil imkanı kalmayan yakından tanıdığınız bu uğursuz herifin ihalesinin iptal edilmesinden sonra her şeyini hazırladığım ve 5 yıllık sürede kuruma ödenecek tutarların toplamı 1 milyon 300 bin TL. Zabıta Müdürlüğü'nün tarafıma bağlı olduğu süre içerisinde Kabahatler Kanunu'na muhalefetten ne kadar toplandığını bilemediğim, ancak, kayda değer olduğuna inandığım bir tutar, Yine Zabıta Müdürlüğü'nün tarafıma bağlı olduğu süre içerisinde tüm görüşmelerini yaptığım ve sonuçlandıracağıma inandığım Kardemir'den alınacak 1,5 milyon TL'yi ısrarla almamak üzere hareket etmeniz sonrasında, zorlayarak ve içime sinmeden aldığımız iş makinasının değeri olan 380 bin TL. Hatırlarımsın bilmem Sayın Başkan, Kardemir'den 1,5 milyon TL'yi almamı engellemek için o zaman da İzmir'e bir toplantıya giderken, Zabıta Müdürlüğü'nün yetkilerini benden geri almıştın. Bu anlattıklarım maddi kazanımlar... Ama bunlardan çok daha önemli olan bir şeyi başardığımın farkında olduğunu da çok iyi biliyorum, Sayın Akdemir. Yıllardır ispiyon ile yönettiğin, insanların birbirine olan güvenini, saygısını ve iş birliğini yok ettiğin bu kurumda bana bağlı müdürlüklerde neyi başardım, biliyor musun? Bana bağlı tüm çalışanlarımda sevgiyi, saygıyı, dostluk ve arkadaşlığı, kuruma sadakati yeniden tesis ettim. Çalmadım, çırpmadım, makamdan güç alarak kimseyi ezmedim, ezdirmedim."

"HİÇBİR MÜTEAHHİT İLE 'MALİYETİNE DAİRE' PAZARLIĞI YAPMADIM"

"Yasayı hakim kılmak üzere iş yaptım" diyen Şenol Şanal, şöyle devam etti:

"Yeri geldi vicdanımı dinledim, evine ekmek alamayan garibanında suyunu kesmedim. Hiçbir müteahhit ile 'maliyetine daire' pazarlığı yapmadım, daire almadım. Bunları ben kendi kendime söylemiyorum, Akdemir'in şahsımla ilgili, 'Kendisinin işini yapması, çalışkanlığı konusunda asla yorum yapmam. Kişiliğiyle ilgili hiçbir sorunum yok' şeklinde açık beyanları olan Akdemir'in, 'Çikolatamı geri gönderdi, görevden aldım' şeklindeki açıklamasını siz değerli basın mensupları ve halkımızın bir kez daha takdirlerine sunuyorum. Bu vesile ile izah etmeye çalıştığım başarılarımızda büyük katkıları olan tüm mesai arkadaşlarıma ve daire müdürlerime, sevgili Belediye Meclis üyesi arkadaşlarıma, 'Zonguldak'ın çok daha iyi yönetilebileceğini ortaya koymama' sağladıkları katkı ve destekleri için teşekkür ediyor şükranlarımı sunuyorum."

"HİÇ BİR İŞLEM YAPMAYAN BELEDİYE BAŞKANI AÇIKÇA GÖREVİNİ İHMAL ETMİŞTİR"

Muharrem Akdemir'in kendisine neden komplo kurduğu sorularına da yanıt veren Şanal, "Görev, yetki ve sorumluluk alanına girmeyen bir kişiyi görevlendireceksiniz, bu kaçak su olduğu ilan edilen alana gidecek, burada bir tutanak tutacak nasıl olacaksa... Bir gazeteciye anında servis yapılacak. Ama bir gazeteciye! Sizin haberiniz oldu mu bu işten? Siz gazeteci değil misiniz? Size niye haber gelmiyor da bir kişiye gidiyor? İşin içinde şekeri düşük bir muhtar olacak, şeker, çantasında kalmış, Vali Bey tayin olduğu için çantada evde kalmış, onu da kurtaramadık, aradan geçen bu kadar süre içerisinde... Bu bir komplo değil de nedir? Muharrem Akdemir neden soruşturma açmamıştır? Neden Cumhuriyet Savcılığına gitmemiştir? Burada vahim olan bir husus daha var, 6 aydır kendisine kaçak su ihbarı yapılan ve bu konuda hiç bir işlem yapmayan Belediye Başkanı açıkça görevini ihmal etmiştir. Siz bunun ne olduğunu düşünüyorsunuz? Ben bunun komplo olduğunu düşünüyorum" dedi.

"GÖREVDEN ALINMAMIN CARREFOUR ALANIYLA DA, ADINI BURADA TELAFFUZ ETMEDİĞİM BİR MÜTEAHHİTLE DE İLGİSİ VAR"

Görevden alınmasının arkasında ne olduğu sorusunu da yanıtlayan Şenol Şanal, Kozlu sahil yolu Milli Egemenlik Caddesi üzerinde bulunan ve Davut Acar'a kiralanan eski Carrefour alanına da dikkat çekti. Şanal, "Görevden alınmamın Carrefour alanıyla da, adını burada telaffuz etmediğim bir müteahhitle de ilgisi var. TOKİ'den beklentilere cevap bulunamayan, yani alınamayan bir takım planlar dahilinde bunlar yapıldı. Bunların hepsiyle ilişkisi olduğunu düşünüyorum. Neden olmasın, burası küçük şehir... Bir Belediye Başkanı eğer kendi Meclis üyesi arkadaşlarını pusulalara yazıp hedef gösteriyorsa, o belediyede ve bu şehirde her şey olur. Bu konuyu burada biraz daha açmayalım. Şimdi açmayayım, çok açılmasın üşür... Zamanı gelince açarız" şeklinde konuştu.

"BİR ÇÖZÜM BULAMAMIŞ Kİ, BİR ÇİKOLATA KUTUSUNA SIĞDIK"

Şanal, sözlerini, "Siz gazetecilerden ricam şuydu: Değerli arkadaşlarım, lütfen Belediye Başkanının hakkımda yaptığı bu açıklamayı her gün okuyun. Otuz günün sonunda bir kitap yazarsınız. Burada bir hastalıklı ruh hali var. Düşünebiliyor musunuz, baştan beri istememiş, 3 yıl beraber çalışmışız ve anlattığım bu başarılar o kadar rahatsız etmiş bir çözüm bulamamış ki, bir çikolata kutusuna sığdık. Böyle bir şey olabilir mi?" diyerek tamamladı.

Editör: Pusula Gazetesi