Kıraç mesajında, bu milletin evlatlarının canlarını vatana ve millete feda etmiş kanını İslam davası uğruna akıtmış hiçbir yiğidi unutmayacağını ve unutturmayacağını ifade etti.
Muhsin Yazıcıoğlu'nun yürüdüğü yolun güzelliğini, inandığı değerlerin kutsallığını ve bu yolun sonunda varılacak en yüce makamın şehitlik mertebesi olduğunu dile getirdiğini kaydeden Kıraç, şu ifadeleri kullandı: "Şehit olmak, Allah yolunda canını vermek, hakikat uğruna ölebilmek her kula nasip olacak bir meziyet değildir. Cenab-ı Allah'ın ayeti kerimesiyle yücelttiği bu mukaddes makam elbette Muhsin Başkanımız gibi hepimizin ulaşmayı gaye edindiği noktadır. Millet olarak bizler bu mukaddes makamın her an adayı olmak ülküsüyle hakikat yoluna baş koyarız. Yüce dinimiz İslamiyet'ten aldığımız değerler bütününü binlerce yıllık tarihimizle harmanlayarak ortaya çıkardığımız Nizam-ı Alem idealinin yolcuları bu yolda canını vermeyi kendine mükafat olarak kabul ederler. İşte bu mükafata mazhar olmuş, hak davası uğruna Şehit olmayı göze almış bir yiğitte Nizam-ı Alem hareketinin 21. Yüzyıldaki yol başçısı Şehit Liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu'dur."
Kıraç, Yazıcoğlu'nun 10 seneye yakın tecrit hücrelerinde kaldığını, işkencenin, zulmün her türlüsüne tanık ve muhatap olduğunu hatırlatarak, "Baştan beri bilinen suçsuzluğu onu hürriyete kavuşturunca bir güne bile devletiyle küs kalmamış bir mümin ve muvahhitti o" dedi.
"Suikast dosyası Türk Milleti'nin vicdanında daima açık tutulmaktadır"
Kıraç, Yazıcoğlu'nun şehadetinin sene-i devriyesi her yaklaştığında akıllardan bir an dahi çıkaramadıkları suikast dosyasının hala vicdanları paralamakta ve bunu çözüme kavuşturamayan mahkemelerin tarihe düşmüş kara bir lekesi olarak zihinlerde yerini tutmaya devam ettiğini dile getirerek, "Dosya, her zaman ifade ettiğimiz gibi aziz Türk milletinin maşeri vicdanında daima açık tutulmaktadır. Fakat bu dosyayı sonuçlandırmak bir yana takipsizliklerle üstünü örtmeye çalışmak en hafifiyle ihanetten başka bir şey değildir. Şehit liderimizin ana soruşturma dosyası 11 senedir planlı olarak sulandırılmakta ve birtakım çevrelerin üstüne bırakılarak ya da takipsizlik kararlarıyla örtbas edilmeye çalışılarak Türk milletine basit bir kaza dosyası gibi takdim edilme gayretindedir. Bu olayın suikast olduğu nazarımızda ve milletimizin maşeri vicdanında gün gibi açık durmaya devam etmektedir. Bizler liderimizin helikopteri Keş Dağlarına çarptırılıp düşürüldüğü günden itibaren bu suikastın bir konsorsiyum eliyle planlı ve programlı olarak içerideki ve dışarıdaki birtakım devlet ve millet düşmanı grupların birlikteliğiyle yapıldığını ifade ediyoruz. 15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından bu birlikteliğin ayaklarından biri olan hain FETÖ yapılanmasının bu suikastla doğrudan ilişkili olduğu açıkça ortaya konmuştur. Cumhurbaşkanı'na suikast timi içerisinde gönderilen bazı hainlerin Şehit liderimizin helikopterindeki cihazları söken alçaklar olduğu alenen görülmüştür. Keşke demek bu meselelerde yol aldırmamaktadır lakin o gün tutuklanmayarak hatta ve hatta taltif edilerek görevlerine devam ettirilen bu hainler darbenin içerisinde en önemli konumlarda yer almış, plan ve uygulama aşamasında bizatihi rol almışlardır. Bugün kapalı tutulan bu dosyanın içerisinde FETÖ yapılanmasıyla birlikte hareket eden şüpheli diğer kişi veya grupların tutuklanmaları için illa bir gün milletimize kurşun sıkarak devletimizin bekasını tehdit etmeleri mi beklenmektedir? Devlet yetkililerine haykırıyoruz; Muhsin Yazıcıoğlu bu milletin bizatihi kendisidir. Ona bu hainliği yapanlar bir gün muhakkak topyekün milletimize silahlarını doğrultacaklar ve devletimizin güvenliğine kast edeceklerdir. Onun için bu dosya acilen açılarak soruşturmadaki hainler deşifre edilmeli ve gereken cezaya çarptırılmalıdır. Muhsin Yazıcıoğlu dosyası içerisinde apaçık görülen bu mahfillerden eğer acilen hesap sorulmazsa aldatıldık, kandırıldık cinsinden cevaplarla Türk milletinin karşısına çıkamayacağınız açık ve nettir. Bu uyarımız devletin bekası ve güvenliği, milletimizin refahı ve huzuru açısından Türkiye Cumhuriyeti'nin onurlu savcıları için milletimizin topyekün şikayetidir. Bu dava, milletimizin tamamıyla müşteki olarak takip ettiği ve çözüme kavuşturulması için onurlu adalet adamlarına yaptığı çağrıdır. Bu çağrıya kulak vermek şerefli her Türk evladının vazifesi, Muhsin Yazıcıoğlu suikastının çözüme kavuşturulması Türk mahkemelerinin boynuna milletimizin taktığı bir borç halkasıdır. Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son verirken başta kahpece bir suikastla aramızdan ayrılan Şehit Liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu ve onunla birlikte şehadete eren Erhan Üstündağ ağabeyimizi, Yüksel Yancı ağabeyimizi, Murat Çetinkaya ağabeyimizi, Gazeteci İsmail Güneşi ve Pilot Kaya İstektepeyi bir kere daha rahmetle ve minnetle anıyorum" ifadelerini kullandı.