Başbakan Binali Yıldırım, Düzce'de partisinin düzenlediği 'Evet' mitinginde vatandaşlara seslendi. CHP'yi eleştiren Başbakan Binali Yıldırım, "Çarşı her şeye karşı diyorlar ya. Bunlar onları da geçti" dedi.
Düzce Anıtpark'ta düzenlenen mitingde Başbakan Binali Yıldırım'a Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli, eski Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, Düzce ve çevre illerin milletvekilleri ile binlerce vatandaş eşlik etti.
Türkiye'yi karış karış gezdiklerini ifade eden Binali Yıldırım, "Seçimler öncesi ne dedik; 79 milyonu kucaklayan çoğulcu bir anayasa sözü verdik. Bize yetki verdiniz. Sözümüz söz dedik. Mecliste vekiller olarak sözümüzü tuttuk, görevimizi tamamladık. Şimdi artık söz de sizin, karar da sizin. 82 model darbe anayasası ile artık bu büyük ülke yönünü belirleyemiyor. Çünkü anayasa bir ülkenin pusulasıdır. Pusula bozulmuş, iş görmüyor. Bozuk pusula ile gemi ya batar, ya karaya oturur. İki başlı yönetimler pusulayı eline aldı. Zannettiler ki bu işi yapacağız, yapamazsınız kardeşim. Zaten yapamadınız. Kavga kavgayı, oda kara günleri getirdi. Mevcut anayasada cumhurbaşkanı da, başbakanı da güçlü, çoğu zaman bu iki makam arasında anlaşmazlık oluyor. Bu anlaşmazlıklar bazen o kadar ileriye gidiyor ki, iki makam bazen birbirleri ile kavga ediyor. Anayasa kitapçığını Cumhurbaşkanı Başbakana fırlattı, oda ona hakaret etti bedelini millet ödedi. Sabah bir uyandık, 21 Şubat'ta kışın ortasında millet yarı yarıya fakirleşmiş. Borcu iki kat artmış, Merkez Bankasının kasasından bir gecede 7 milyar dolar uçup gitmiş. Faizler yüzde 7 bin 500'ü bulmuş. Ülkemiz muz cumhuriyetine dönmüş. Bu acı tecrübeleri birlikte yaşadık. Bu kavga yeni değil. 1950'de tek parti dönemi, rahmetli bayar, Adnan Menderes ve arkadaşlarının kurduğu siyasi hareket ile sona erdi. Türkiye'de her 5 yılda bir seçim olsaydı, şu an 19. hükumet iş başında olacaktı. Şimdi 65. hükumet var. İsrafa bak. Bu Türkiye'ye yakışmıyor. 1950'den beri 48 hükumet kurulmuş. Her bir hükumetin süresi 1 yıl, 3 ay. Bu süreçte İngiltere sadece 15 hükumet kurmuş, ABD sadece 17 başkan seçmiş. Birde vesayet bloğu, darbeler muhtıralar kumpaslar almış başını gitmiş. Yıllar sonra milletin sinesinden AK Parti çıktı. Onun kurucu genel başkanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan çıktı. Milletin adamını milletvekili yapmadılar, bu da yetmedi siyasi yasak getirdiler. 2007'ye geldik muhtıra verdiler. Siz Cumhurbaşkanı seçemezsiniz diyerek ülkenin önünü tıkadılar. Biz ancak muhtırayı milletten alırız. O muhtırayı aynen iade ettik. Yetmedi bu sefer siz misiniz bize cumhurbaşkanı seçtirmeyen, 'O zaman millete gideriz' dedik. Düzce o zaman yüzde 79 evet verdi. Şimdi en az plakanız kadar 'Evet' istiyorum" diye konuştu.

"Her gencimiz Ulubatlı Hasan, her kadınımız Nene Hatun oldu"
Sistemin bozukluğunun buradan belli olduğunu ifade eden Başbakan Binali Yıldırım, "Milletin kendisini temsil etme yetkisiyle meclise yolladığı vekiller, Cumhurbaşkanını seçemiyor. Millet doğrudan sandığa gidiyor, Cumhurbaşkanını seçiyor. Yetmedi e-muhtıralarla millete ayar veriyorlar. 17-25 Aralık kumpası ile hükumeti al aşağı etmek, Cumhurbaşkanını görevden uzaklaştırmak istiyorlar. Yetmedi altın vuruşlarını 15 Temmuz'da vurmak istiyorlar. Bu millet tankların, mermilerin, uçakların önüne göğsüne siper ederek alçaklara dünyayı dar ediyor. Hakkın ve halkın gücü tankın gücünü al aşağı ediyor. Demokrasinin zincire vurulmak istediği o gün her gencimiz birer Ulubatlı Hasan, her kadınımız Nene Hatun oldu. Vatanın, Cumhurbaşkanının demokrasinin yanında durarak meydanları doldurdunuz. Şehitler verdik, gazilerimiz oldu. Çanakkale'de ecdadı selamlayarak şahadet şerbetini içtiniz. Bu gençliğe siyaseti çok gören Kılıçdaroğlu dinle. Demek ki birileri darbe anayasasının mevcut sisteminden nemalanıyor. Millete devamlı aba altından sopa gösteriyorlar. Yaptığımız bu değişiklik ile beraber temsil sorunlarını, siyasi tıkanıklıkları artık geride bırakacağız. Yeni anayasa kutuplaşma yerine kucaklaşmayı öngören, çatışma yerine birlikte çalışmayı sağlayan bir anayasa olacak. İstiyoruz ki artık hep baharı yaşayalım. Çocuklarımız, gençlerimiz umut dolu yarınların inşa edildiği bir sistemde yaşasın" şeklinde konuştu.

"Hepsi yalan dolan"
Gençlerden coşkularını 16 Nisan'a kadar kaybetmemelerini isteyen Binali Yıldırım "Artık yetki doğrudan millete geçiyor. Vatandaş milletvekili seçimleri ile, cumhurbaşkanlığı seçimini aynı gün yapıyor. Önünüze iki tane sandık geliyor. Birine vekillerin oyu, diğerine Cumhurbaşkanı oyunu atıyorsunuz. Sandıklar açılıyor ülkeyi kimin yöneteceği belli oluyor. Kurulan hükumet onaylanacak mı, bakan pazarlıkları, çeşitli ayak oyunları artık geride kalıyor. İlk günden hükumeti de kuruyorsunuz, güven oyunu da veriyorsunuz millet rahatına bakıyor 5 yıl seçim, para israfı yok. İşimize gücümüze, geçimimize bakacağız. Cumhurbaşkanı ve milletvekilleri doğrudan, halktan aldığı yetki ile belirlenmiş oluyor. Meclis ne yapacak, hükumetin istediği olan kanunları çıkartacak. Cumhurbaşkanını denetleyecek. İş ve işlemlerini denetleyecek, soruşturma yapabilecek. Hani nerede? 'Efendim meclis etkinliği kayboluyor' Hepsi yalan dolan" ifadelerini kullandı.

"Cahillikleri ortaya çıkınca, çevir kaz yanmasın"
Kemal Kılıçdaroğlu'nu yuhalayan vatandaşlara, 'Yuh demeyin. Boş verin değmez' isteğinde bulunan Başbakan Binali Yıldırım, "Biz kapı kapı, meydan meydan dolanıyoruz. Kılıçdaroğlu öyle bir laf attı ki bizim anlatamadığımız işi bir dakikada anlattı. 'Siz bu sistemi getiriyorsunuz. Yeni değişiklik gelirse, Cumhurbaşkanı bir partiden olursa, Başbakan bir partiden olursa, bunlar geçinemez ise ne olacak' diyor. Bizde bunu anlatmaya çalışıyoruz Kemal bey. Aslında teşekkür de etmek lazım ama yardımcısı çıktı, 'Kemal bey onların hepsini biliyor, yanlış konuşmadı tersinden okudu' dedi. Bunlar zaten her şeyi tersinden okuyorlar. İşleri güçleri tersinden gitmek. Eller aya, bunlar yaya. Bu sefer o tutmadı, cahillikleri ortaya çıkınca çevir kaz yanmasın. Şimdi, 'Ben onu öyle demek istemedim' diyor. Efendi diyor, 'Şimdi Cumhurbaşkanı seçildi bir partiden, meclisteki çoğunlukta başka partiden olursa ne olacak?' Öbürü tutmayınca iş buraya döndü. Sen değil miydin, 'Tek adam olacak' diyen. Demek ki mecliste var. Meclis ve Cumhurbaşkanı ikisi birbirini dengeliyor. Birisi yasama yapıyor, diğeri ülkeyi yönetiyor. Bunlar anlaşamazsa ne olacak. Bunların hepsi düşünüldü. Siz orada burada, kürsüleri işgal ederken, ona buna taciz ederken biz bunların hepsini hesap ettik. Meclis, Cumhurbaşkanı. Her iki kurumunda seçime götürme yetkisi var ama bir şartla. Meclis seçim kararı alırsa, kendileri de gidiyor Cumhurbaşkanını da götürüyor. Giderlerse hep beraber, dururlarsa hep beraber. Ne olacak anlaşacaklar, uzlaşacaklar, krizi çözecekler. 5 sene milletin önüne sorun götürmeyecekler. Sizin bunu anlamanız asırlar alır" dedi.

"Bunlar Çarşıyı da geçti"
Bunların her şeye karşı olduğunu söyleyen Binali Yıldırım "Marmaray'ı yaparsın, hızlı tren yaparsın, 3. Köprüyü yaparsın bunlar yine karşı. 'Çarşı her şeye karşı' diyorlar ya, bunlar onları da geçti. 'Yargı bağımsız olsun' diyoruz, bunlar onlara da karşı. Niye olduğunu anladık. Meğerse Kılıçdaroğlu anayasa değişikliği metnini okumamış. Onu mazur görüyoruz. Kılıçdaroğlu hangi sandıkta oy kullanacağını unutmuştu. Bu seferde gitsin 'evet' versin. Bizim söylediğimizi söylüyor. İşi tamamlasın" diye konuştu.

"Kandil'i başlarına yıkacağız"
'Hayır' diyenleri sıralayan Başbakan Binali Yıldırım, "CHP'yi söyledik. Bir de HDP var. Bunlar bölücü, Kandil'in taşeronları. O kandili de başlarına yıkacağız. Taşeronların da gereğini yapacağız. Kimsenin bu ülkeyi bölmeye gücü yetmez, Kürt'te, Laz'da, Çerkez'de, Alevi'de, Sünni'de bizim. Ay-yıldızlı bayrak bizim gururumuz. Buradan söz veriyorum. Ülkenin her tarafı bizimdir. Biriz beraberiz, biz birlikte Türkiyeyiz. 16 Nisan 'Evet' oylarınız ile yeni anayasayı yürürlüğe sokacağız. Ülkeyi bölmeye çalışan PKK, FETÖ, DEAŞ bilumum örgütlerin defterini düreceğiz. Kimse bu ülkeyi bölmeye asla ve asla cesaret edemeyecek" şeklinde konuştu.
Almanya ve Hollanda'ya sert tepki gösteren Başbakan Binali Yıldırım, "Varsın bazı ülkelerde engellemeler yapılsın. Bu bizim değil engellemeyi yapanların ayıbıdır. Utanç veren uygulamalar. İkinci dünya savaşının siyasi zihniyetinin anlayışı olan bu uygulamalar demokrasiyi, özgürlükleri hazmedemediklerini gösterir. Her fırsatta özgürlüğü ağzından düşürmeyen şu Avrupa ülkelerine bir bakalım. Bakanlarımızın orada vatandaşlarımız ile buluşmasına ve demokrasi içinde görüşlerini ifade etmelerine bile tahammül edemiyorlar. Bizim başka ülkenin seçimlerine karışmak gibi bir düşüncemiz olamaz. O zaman aynı hassasiyeti dost bildiğimiz ülkelerden de biz bekliyoruz. Bazı ülkeler Hayırcılardan yana taraf olmuşlardır" dedi.
Konuşmasının sonunda Düzce'den bahseden Başbakan Binali Yıldırım, "Düzce iki deprem atlattı. Adeta yeniden küllerinden doğdu. Bir çok Düzceli kardeşim hayatını kaybetti. Düzce yaralarını sarmaya başlamasının hemen ardından AK Parti iktidarı ile tanıştı. Geçen 15 yılda Düzce için neler yapmışız. Toplam 14 yıl içinde Düzce'ye 8 milyar liralık yatırım ve destek yaptık. Helal hoş olsun. 14 fakülteli, 30 bin öğrencinin öğrenim gördüğü bir üniversite kurduk. 919 derslik yaparak çocuklarımızın eğitimine verdik. 300 milyon eğitim için kaynak kullandık. Biri devlet, 3'ü ilçe olmak üzere 4 tane hastane kazandırdık. Sağlık yatırımlarının tutarı 60 milyonu geçti. Düzce-Akçakoca-Kdz Ereğli yollarını yaptık, hizmete aldık. Gümüşova-Gerede otoyolu, Düzce bağlantı yolunu da inşallah bu yıl içinde bitiriyoruz. Ulaşıma toplam 3 milyar kaynak harcadık.20 yıldır yapılamayan kültür merkezini tamamladık hizmete aldık. Otogar ile Organize Sanayi arasındaki yolu yapıyoruz kısa sürede bitireceğiz. Yığılca yolunu da bitiriyoruz. Yığılca benim için özel bir yer. 1983 yılında ben o zaman parke imalatı yapıyordum. Yığılca'dan taslak satın aldım. Buradan bütün Yığılcalılara selamlarımı iletiyorum. Düzce'ye yapacaklarımız daha bitmedi. Düzce'ye bir stadyum yapacağız. Biz laf değil icraat yapıyoruz" diye konuştu.
Törende Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü'de konuştu. Bunun bir seçim olmadığını ifade eden Özlü, "Burada bir partiye oy vermeyeceğiz, bir belediye başkanı seçmeyeceğiz. 'Evet' veya 'Hayır' oyu kullanacağız. Türkiye'nin kalkınması, güçlü olması için 'Evet' diyeceğiz. Geçen seçimlerde olduğu gibi Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı yalnız bırakmayacağız. Düzceli CHP'li, MHP'li kardeşlerimizden de bu referanduma destek olmalarını istiyorum. Türkiye'nin Avrupa'da, özellikle Almanya ve Hollanda gibi ülkelerde AK Partili bakanlara karşı bir irade var. Bakanlarımızın oradaki Türklerle buluşmasına müsaade etmeyenler var. Bunlar Türkiye'nin büyümesini istemeyen devletler. Bu referandumda vereceğimiz her bir 'Evet' oyu, bu ülkelere karşı cevap olacak. Her zaman doğruyu yapmış Düzce'nin, bu referandumda da doğru bir seçim yapacağına gönülden inanıyorum" dedi.

Editör: Pusula Gazetesi