Arzu Kara, yazılı açıklamasında şunları söyledi: "Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde sağlık ve sosyal hizmetler kolunda olmayan çalışanları sendikaya üye yaparak haksız ve hukuksuz bir şekilde türlü dümenlerle yetkiyi malum-Sen almıştı. Uyarmamıza rağmen ne yazık ki Tıp Fakültesi yönetimi de buna müdahale etmek yerine çanak tutmuştu. Şimdi bu konuda devletin en yetkilisi olan Çalışma Bakanlığı Üniversiteye bir yazı yazarak yapılan işlemin yanlış, hukuksuz olduğunu açıkça anlatmış ve üyeliklerin iptal edilmesini istemiştir. Yani Bakanlık "Türk Sağlık-Sen'in yetkisi gasp edilmiştir. Çanak tutmayın gereğini yapın bu adaletsizliği sonlandırın" demiştir. Yani çekirge bir zıplamış ama ikincisinde yere yapışmış bakanlık kaçamazsın demiştir. Haksızlık var hukuk çiğneniyor dediğimizde ağzını doldurarak konuşan malum-sen şube başkanında azıcık utanma var ise çıkıp "Ben hukuku çiğnedim, üniversite yönetimi de bana yardım etti, birlikte böyle bir halt yedik. Bakanlıkta doğrusunu tokat gibi suratımıza çarptı. Özür dilerim" demesini bekliyoruz. Makam odalarında sendikacılık yapan, koltukların gölgesine sığınıp çalışana baskı kuran, tüm bunlarda işe yaramayınca sağdan soldan başka sendikalara üye olması gerekenleri toplamaktan bile imtina etmeyenler ne Allah'tan korkarlar ne de kuldan utanırlar. Kamu sendikacılığında kara bir leke olarak tarihteki yerlerini alanlar, çalışanların sorunlarını çözmek yerine idarecilerin keyfinin iyi olmasını önemseyenler hak hukuk savunmak yerine türlü türlü oyunlar ve cambazlıklar öğrenme peşindeler. Arsızlıkları ve utanmazlıkları dağı taşı doldurup, haysiyet diye bir şey bünyelerinde olmadığı için bunlar her şeyi yaparlar. Bakalım şimdi de Bakanlığa ne diyecekler, hangi kulpu takacaklar. Biz bunları biliyoruz ama bizim merak ettiğimiz üniversite ne yapacaktır. Bakanlığın yazısına rağmen geri adım atmayarak görevi kötüye kullanmaya devam mı edeceklerdir. Bakanlığın uyarısını yok sayıp biz kendi orman kanunlarımızı uygularız diyeceklerdir. Hiç kimse merak etmesin bu işin peşini bırakmayacağız. Olurda gereğini yapmazlar ve gasp edilen yetkimizi bize iade etmezler o zaman mahkemede görüşürüz. Artık görevi kötüye kullanma, kanunu çiğneme, sendikal baskı hangi suçtan yargılanırlar onu Hakimler bilir."