"Öncelikle ülkemiz olanaklarının Berlusconi´ye, Putin´e ve damat holdinglerine peşkeş çekenlerin CHP´ye ve Sayın Genel Başkanına söz söyleme hakları yoktur. CHP´nin ulusal kaynaklarımıza ve taşkömürüne bakışı açık ve nettir. AKP´nin iktidara geldiği 3 Kasım 2002´den bu yana; 628.231.785,06 metrekare yüzölçümünde toplam 94.714 adet taşınmaz, madencilik sektöründe 6 adette toplam 88.127,49 Metrekare maden ve ocak alanını satılmıştır. Ülkenin en temel değerleri yabancılaştırılmış, elden çıkarılmıştır. Maden ocaklarına gerekli olan yatırımlar yapılmamış, Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü (MTA), Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ), Etibank ve Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) gibi uzun yılların birikimiyle oluşan kamu madencilik kurumları yıpratılmıştır. AKP döneminde; bir ulusal maden politikamızdan, bir ulusal enerji politikamızdan söz etmemiz olanaklı değildir. Ülke ihtiyaçlarına uygun programların geliştirilmesi ve uygulanması söz konusu değildir. Örneğin son çıkan Teşvik Yasasında maden kenti olan Zonguldak İlimiz için kömür madenciliği teşvik dışında bırakılmıştır.
28 Mayıs 2009 tarihinde TTK´ya yönelik verdiğimiz soru önergemize verilen yanıtları Zonguldak kamuoyumuzla paylaşmıştık. Verilen yanıtlarda dikkatimizi çeken noktalar şunlardı:
2002 - 2009 yılları arasında işten ayrılan 10 bin 371 kişiye karşılık 4 bin 574 kişinin işe alınmış olması siyasal iktidarın TTK´ya bakışını açıkça yansıtmaktadır. Önümüzdeki 5 yıllık dönemde üretimin 5 milyon ton / yıla çıkarılması; istihdam edilen işçi sayısındaki bu büyük azalma göz önüne alındığında nasıl gerçekleşecektir? İran´a; alınmayan - kullanılmayan gaz bedeli olarak 2008 yılında 704 milyon dolar ödenmiştir. 2009 yılı için alınmayan ve kullanılmayan gaz bedeli olarak ödenecek rakam 2 milyar dolar civarındadır. 2008 - 2009 yılları için alınmayan - kullanılmayan doğalgaz bedeli olarak halkın cebinden 2 milyar 704 milyon dolar gibi büyük bir parayı İran´a ödeyebilen siyasal iktidarın TTK söz konusu olduğunda, 5 yıllık bir süreçte, 265 Milyon TL´lik bir yatırımla ilgili "öngörülmektedir" gibi muğlâk - belirsiz - netlikten uzak bir kavramla yanıt vermesi, Zonguldak´a doğal kaynaklarımıza "sırt dönüşün" açığa çıkmasıdır.
Sadece ithal doğalgaza ve ithal kömüre dayalı dışa bağımlı - planlamadan uzak bir enerji politikası kabul edilemez! Cari açığın 43.2 milyar dolar ile Cumhuriyet Tarihi rekoru kırdığı bir süreçte; kamu - özel sektör işbirliği ile maden teknolojilerinin geliştirilmesi, vazgeçilemez iş güvenliği ve işçi sağlığı ile planlama dahilinde ulusal kaynaklarımıza ve Zonguldak Taşkömürüne sahip çıkmak siyasal iktidarın temel görevidir.
Sonuç olarak, AKP Milletvekili Sayın Fazlı Erdoğan´ın söylemleri gerçeklerle örtüşmemektedir. İçinden geçtiğimiz süreçte her hafta üzücü intihar haberleriyle sarsılan emeğin başkenti iken emeklinin başkenti haline dönüştürülen, kamu kurumları kapatılan veya il dışına çıkartılan, tren seferleri dahi elinden alınan Zonguldak havadan söylemler değil, çözümü sağlayacak somut eylemler beklemektedir."
Editör: Pusula Gazetesi
