Zonguldak Belediye Başkanı İsmail Eşref, bağlantı yolunda meydana gelen göçme sonrası trafiğe kapatılan körünün halen açılamamasına tepki gösterdi.
Müteahhit firmanın vurdumduymaz davrandığını ve artık bu durumdan sıkıldıklarını belirten Başkan Eşref; "Bir köprünün hasar görmesiyle bir belediye başkanı 15 gün uğraşır mı? Ayıptır ve yazıktır. Bir iş bir ay sonra bu hale gelmez. Halkımıza yazıktır. Utanç verici bir durum" dedi. ´Kastamonu´dan doğru bu işler yürümüyor´ diyen Başkan Eşref, tepkisini şöyle dile getirdi:
"Şehir merkezimizde dere üzerinde yarısı kapatılarak oluşturulan yolun Dökerel Köprüsü ile birleşim yerinde genleşme derzinde sorun oluştu. Ağır tonajlı vasıtaların geçmesiyle çökme meydana geldi. Bu hata olmamalıydı. Müteahhit hatası. Devlet Su İşlerinin imalat sırasındaki denetiminin yeterince olmaması, iş biter bitmez hatta bitmeden çökmesi ayıp, utanç verici ve hoş değildir. Sonuçta köprü bitmeden köprünün dilatasyonu çöktü. Trafiğe kapattık. Çünkü betonlanması gerekiyordu. Ama bir hafta betonlamadılar. Kırıcı istediler ve makineleri biz sabaha kadar çalıştırdık. Yeniden betonlanması için kırıverdik. Ama betonlamadılar. Hadi betonlayın diyoruz bize, ´Kastamonu´dan eleman gelecek´ diyorlar.
Kastamonu´dan elman bir haftada gelecek ve burası bir hafta daha kapalı kalacak. Bir haftada imalat süresi var. Demek ki Kastamonu´ndan doğru bu işler gitmiyor. Zonguldak halkı zannediyor ki bu işi Zonguldak Belediyesi bu hale getirdi. Halbuki hiçbir işimiz yok. Biz sadece yapılan yolu açacağız. Şube Müdürüne, Kastamonu Bölge Müdürlüğüne ısrarla o dökülmesi gereken betonu biz döktürdük. En son kırılan yerin üstüne saç kaplayıp trafiğe açmak istedik, baktılar ki iş artık başka yerlere gidiyor, mecburen beton döktüler. Artık sıkıldım. 15 gündür bu işle uğraşıyorum.
Bir köprünün hasar görmesiyle bir belediye başkanı 15 gün uğraşır mı? Ayıptır ve yazıktır. Bir iş bir ay sonra bu hale gelmez. Halkımıza yazıktır. Utanç verici bir durum.
´Üç aydır yalvarıyorum´
Kırdıkları yerleri de tamir etmediklerini ifade eden Başkan Eşref: "Dere kenarındaki otobüs duraklarını kaldırdık. Orada biz dereye insanlar düşmesin diye bantlarla emniyet tedbiri alıyoruz. Onun dışında Dökerel Köprüsü ile duraklar arasındaki korkulukları da kendileri kırdılar. Boydan boya köprünün 50-100 metrelik kısmını kırdılar. Nedeni de dereye araç indirmek için. Ama bitti neden hala yapmadılar. 3 aydır yalvarıyorum. Buraya birisi düşecek ve iş kazası olacak. Belediye Başkanı yalvarır mı? İşte ben yalvarıyorum. Bu acizlik değildir. Çünkü yapanda yaptıran da ben değilim. Devlet Su İşleri bugüne kadar burada bu tür iş güvenliği tedbirlerini veya diğer teknik hataları görememiştir. Burada ihmal, umursamamazlık var. ´Biz dereyi yaptık, korkuluk neyimize´ diyorlar. Ama siz kırdınız ve sizin göreviniz. Şartnamede müteahhit kırdığı, döktüğü yapar diyor. Ama hayır yapmıyorlar. Yapmıyorlarsa da sonuçlarına katlanırlar. Artık sıkıldık ve bu iş sulandı. Orta refüjler hala yapılmadı. Bunlar hala işlerini bitiremediler. Sonra da birileri ortaya çıkıyor ve ´belediye bunu yapmadı´ diyor. Ne alaka. Belediyenin görevi değil ki. Benim yapacağım tek şey durakları taşımaktı ve taşıdım. Hatta o orta refüjleri de yapmazlarsa ben yapacağım. Müteahhit ve DSİ´nin görevi ama yapmazlarsa ben yapacağım. Bu kadar da vurdumduymazlık olmaz. Artık yeterince sıkıldım. İş hani 30 Ağustos´ta her şeyi bitireceklerdi. Aralık oldu hala bitmedi. O nedenle artık sabrımız taştı. Artık ben yapılmayan şeyleri yapmaya başlayacağım. Çünkü halkım bunu hak etmedi. Bu kadar zulüm, bu kadar cefa olamaz" dedi.
Editör: Pusula Gazetesi