Saadet Partisi İl Başkan Yardımcısı Yaşar Sinoplu, AK Parti Milletvekili Yılmaz Tunç´un "Kirazlıköprü Barajı 2013 yılında bitecek" şeklindeki sözlerini değerlendirdi. Türkiye´nin 2010 yılı bütçesine göre Kirazlık Köprü Barajı´nın bitirilemeyeceğini belirten Sinoplu; "2013 yılına kadar bitirilmesi özelleştirme yapılması halinde mümkündür" dedi. Sinoplu; "Ak Parti Milletvekili Yılmaz Tunç, Kirazlık Köprüsü Barajı´nın 2013 yılında bitirileceğini söylüyor. Şayet bu baraj 2013 yılına kadar bitirilirse Saadet Partisi İl Başkan Yardımcısı olarak kendilerine şükranlarımı arz edeceğimi söylemek istiyorum. Ancak, işin durumu öyle değil. 2013 yılına kadar Kirazlık Köprü Barajı´nın bitirilmesi bu ödeneklerle imkânsız. Türkiye´nin 2010 bütçesini gazeteler 287 milyar TL diye yazıyor. Yalnız faize ayrılan pay 56 milyar TL. Bartınlılar, kol kola gelip de doğruları arayanlar, sizlere sesleniyorum. Konuşmak başka, gerçek ise bambaşkadır. Buna göre faiz payı 56 milyar ise 2010 bütçesinde 50 milyar TL açık var. Eğer 12´inci ayı görebilirsek faiz payı 60 milyar Lira´yı bulacak. Geriye ise 117 milyar Lira kalıyor. Sonra devletin asıl gidenleri yazacaksınız, sonra ise geriye kalanla da barajı bitirirsiniz. Bu çok zor gözüküyor. Barajın bitirilmesi ancak özelleşme mantığıyla olabilir. AKP´lilerde bu özelleştirme mantığı var ya, ne var ne yoksa satıyorlar. Belki barajı almak isteyen biri çıkarsa, o zaman 2013 değil de 2011´de bile bitebilir" diye konuştu.
Kimsenin iş garantisi yok
Kaybedilen istihdamın geri kazanılmasının mümkün olmayacağını belirten Sinoplu; "Gazetenin birinde "patronlardan kötü haber" yazıyor. Kaybedilen istihdamın orta vadede bile geri kazanılmasının zor olduğunu, hatta mümkün olmadığı anlatılıyor. Evet, kaybedilen istihdamın kazanılması mümkün değildir. Tüm Türkiye´de olduğu gibi Bartın´da da bütün farikalar ve fabrikatörler cinnet geçiriyor, devamlı işçiler çıkartılıyor. Buna göre şunu anlıyoruz ki, Bartın´da ve Türkiye´de yarın sabah hiç kimsenin iş garantisi yok. Ülkede çeşitli borsa oyunları oynanıyor. Biz bunları şeytan üçgeni olarak adlandırıyoruz. 54. Hükümetin teorisyenlerinden ekonomi profesörü Osman Altuğ der ki; "Borsa, faiz ve döviz şeytan üçgenini oluşturuyor" borsa bir haftada 4 bin puan düşmüş. Tabii bunlar kendinden olmuyor, bu borsa bizim elimizde değil. Paranın ve borsanın inip çıkması bizim elimizde değil. Bunlar Dünya Bankası ve IMF´nin elindedir. Avrupa Birliği normları diye verilen direktiflerle olan şeyler" şeklinde konuştu.
Keriz silkelemesi
Borsadan hisse satın alan bir insanın çeşitli oyunlarla zarar ettirildiğini iddia eden Saadet Partisi İl Başkan Yardımcısı; "Borsada, garibanın parasını elinden almak için oynanan bir oyun var. Buna da "keriz silkelemesi" deniliyor. Bazı kâğıtların yukarıya çıkmaya başlıyor. Elinde parası olan vatandaşımız ise bu yükselişten yararlanmak için pay almaya gider. İnsanlar paralarını bu hisselere yatırdıktan sonra, bu hisselerde bilinçli olarak düşmeler meydana geliyor. Millete panik havası estiriliyor ve bu panik havasında da insanlar 30 bin TL´lik hisse satın aldıysa, 24 bin Lira´ya sattım diye seviniyorlar. Aslında o kişinin cebinden biranda 6 bin Lira alındı. Vatandaş ise 4 bin TL´lik bir zarar ile kurtulduğuna seviniyor ve biz de buna "keriz silkelemesi" diyoruz. Bu para avcıları bu tür oyunlarla, kalkınmakta olan ülkeleri kalkındırmamak için ellerinden gelen her türlü kirli oyunlarını sergiliyorlar" ifadesini kullandı.
Bartın´ın sorunlarını konuşalım
Bartın´daki eski ve yeni tüm siyasileri Bartın´ın sorunlarını konuşmak üzere davet eden Yaşar Sinoplu; "Türk-İş´in Ekim ayında yapmış olduğu açlık ve yoksulluk sınırı araştırmalarına göre, 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 757 lira, yokluk sınırı ise 2 bin 465 Lira olarak belirleniyor. Şimdi ise cüzdanlar boşalmış ve millet perişan olmuştur. Herkes kredi kartına yüklenmiş ve kredi kartının asgarisini bile ödeyemeyecek duruma düştü. Burada bunları kendi kendime boşa konuşuyorum. Gelsin Bartın´daki eski ve yeni, bakan ve milletvekilleri, tüm siyasiler çıkalım bir televizyon programında Bartın´ımızın ve ülkemizin sorunlarını konuşalım. Biz kimseyi karalamak için bunları konuşmuyoruz. Milli görüşçü Saadet Partisi olarak, bu ülke ancak üretimle kalkınır diyoruz" sözlerine yer verdi.
Önce zarar ettiriliyor, sonra satılıyor
Demokratik açılımlarla gündemin meşgul edildiğini ifade eden SP İl Başkan Yardımcısı Yaşar Sinoplu; "Yeraltında 2,5 trilyon dolar rezervin olduğunu biliyoruz. Ama bugünkü AKP´li bakanın böyle bir rezerv olmadığını söylediğini biliyoruz. Biz bu rezervi servete çevireceğiz. Bana inanamayanlar Mustafa Kemal Atatürk´ün sözlerini bulsunlar. Yıl 1922 Atatürk diyor ki, "ülkemizin yer altı ve yerüstü kaynakları, dış ülkelerin gıpta ettiği kadar çok fazladır ve bunda gözleri olacaktır" bunları biran evvel servete geçirmemiz lazım. Bu kadar zenginliğin üzerinde aç insanlar olarak geziyoruz. Ben irticalen konuşuyorum ama elimde belgelerim var ve isterlerse gelsinler hepsine teker teker göstereyim. Hiç bir şey bilmezlerse Tarım İl Müdürlüğü binasındaki yazıyı okusunlar. Binanın üzerinde "ekonominin temeli ziraattır" yazıyor" dedi.
Köylü, çiftçi batırıldı
Buna rağmen köylü batırıldı. Fındıklar sökülecek ve pancar ekmeyeceksiniz diyorlar. Bu kasım ayında ise yakında şeker fabrikalarımız satılacak. Bu demokratik açılım dedikleri Kürt Açılımının arasında 180 milyon dolara Havaalanları Yer Hizmetleri (Havaş) satılıyor. Uçak firmalarına ve insanlara hizmet eden Havaş elden gidiyor. Sonra şeker fabrikaları da satılacak. Ülkemizde Allah iflas ve felaket vermezse her iş türü az çok para kazanır. Ama nedense bizim ülkemizde zarar ediyor, fakat özel sektör satın alırsa kâra geçiyor. Ben böyle bir şey görmedim. Bence, önce zarar ettiriliyor ve sonra satılıyor. Yani zarar ettirilerek satılmak için zemin hazırlanıyor. Bu gibi sıkıntılarımız varken, demokratik açılımlarla insanların kafası karıştırılıyor. Biz doğrunun yanındayız ama yanlışın da karşısında durarak uyarma vazifesi içerisindeyiz. Bu gibi oyunları bozacak olan sizin gibi doğru ve dürüst yayıncılık yapan gazetecilerdir" diye konuştu.
Editör: Pusula Gazetesi