Zonguldak´ın Kozlu beldesinde, 3 yaşındaki Sümeyye´nin boğazının kesilerek öldürülmesi olayı ile ilgili ikinci duruşma gerçekleşti. Aralarında soruşturmayı yürüten polis memurlarının da dinlendiği mahkemede, Ferdane C.´nin akli dengesinin yerinde olup olmadığının öğrenilmesi ve mahkemeye katılmayan zamanın Asayiş Şube Müdür Yardımcısı Ümit Durgun ve soruşturmada görev alan polis memuru Temel Durmuşoğlu´nun dinlenmesine karar verildi.
Olay, Zonguldak´ın Kozlu beldesinde 24 Aralık 2008 tarihinde meydana geldi. Ailesinin kaçırıldığı ihbarı üzerine olay yerine giden polisler tarafından 3 yaşındaki Sümeyye C.´nin cesedi boğazı kesilmiş olarak çuvalın içerisinde bulunmuştu. Olayın ardından gözaltına alınan Ferdane C. ile dostu olduğu ileri sürülen Cihan B. tutuklanarak Beycuma M Tipi Cezaevi´ne gönderilmişti.
Yapılan ilk mahkemede, Ferdane C. ve Cihan B. tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

TANIKLARIN İFADESİ
1. Ağır Ceza Mahkemesi´nde devam eden davada içerisinde polis memurlarının da bulunduğu tanıklar dinlendi. Tanıklardan Yakup Kahveci, olaydan birkaç hafta önce kendisinden 1.500 TL borç istediğini söyledi. Kısa bir süre önce tanıştığı Cihan B.´ye bir arkadaşının referansı ile borç verdiğini anlatan Kahveci, şöyle konuştu: "Cihan´ı Metin isimli arkadaşım tanıştırdı. Oturduk 30 dakika muhabbet ettik, iki bira içtik. Acil para lazım olduğunu söyleyerek benden bin 500 TL istedi. Bende Metin´in kefaletine
güvenerek borç verdim. Ne zaman para verdiğimi tam hatırlamıyorum. Olaydan 15-20 gün öncesinde tanıştım. Olayla bir ilgim yok, bir bilgim yok."
Tanık olarak mahkemeye çağırılan Cihan B.´nin 14 yaşındaki oğlu Volkan B. de olay günü evden sabah saat 07.30´da beraber çıktıklarını saat 13.00´te kendisinin eve geldiğini, saat 16.00´da ise babasının eve geldiğini söyledi. Volkan B., akşam yemek yerken Sümeyye´nin kaçırıldığını duyduklarını anlattı.

CESEDİ NASIL BULDULAR
Tanıklardan Kılıç Mahallesi Muhtarı Yılmaz Şen´in eşi Hanife Şen, olay yerine giderken cesedin bulunduğu çöp konteynerinde beyaz çuvalı gördüğünü fakat dikkatini çekmediğini ifade etti.
Hamiyet Şen isimli tanık ise yol kenarında gördüğü çuvalda iki ayak gördüğünü söyleyerek Muhtar Yılmaz Şen´i telefonla aradığını bildirdi.
Çocuğun bulunmadan anne ve babasının emniyete alındığını anlatan Muhtar Şen de şöyle konuştu: "Telefon üzerine polis müdürü ile birlikte çöp konteynerinin yanına gittik. Çocuğun kafası çuvalın içerisinde, ayakları çuvalın ağzından gözükür şekilde yukarıda duruyordu. Plastik, yalancı bebek ayağı gibi duruyordu. Polis müdürü ayağı ile kontrol edince çocuğun cesedi olduğunu anladık. Olay yerinde camın kırık olduğunu, camın hemen alt kısmında ise kömür çuvallarının bulunduğunu, çuvalın üzerinde ayak izleri
olduğunu gördüm. Sonra 5 bin TL istenilen not bulunduğunu öğrendim."

BİR DEDİKODU DUYMADIK
Mahkeme heyetinin Ferdane C. ile Cihan B. arasında ilişki olup olmadığı yönünde dedikodu duyup duymadığına dair soru üzerine muhtar Şen, "Ben üç dönemdir muhtarlık yapıyorum. Hiç duymadım. Olsa duyulurdu. İlişkisi olduğu yönündeki bir anormal hareket ve davranışlara şahit olmadım. Mahalledeki insanlar birbirlerini iyi tanır. Öyle bir şey olsa duyardık" beyanında bulundu.
Cihan B.´nin çevresinde bu tür ilişkileri olup olmadığı yönünde bir duyumunun olup olmadığı sorusuna ise Şen, şöyle karşılık verdi: "Cihan´ı hem aynı mahallede oturmam hem de aynı kahvede çay içmemiz nedeniyle sürekli görür konuşurum. Kendisini iyi tanırım. Böyle bir şey yapacağını tahmin etmiyorum. Çevreyle yadırganacak bir ilişkisini de duymadım."

TAHKİKATI SORUŞTURAN POLİSLER DİNLENDİ
Olay yerine giden ve tahkikatı yürüten polis memurlarından Alaattin Geçgel, olayı aileden yapıldığı kanaatine vardıklarını ve bu yönde soruşturmayı genişlettiklerini söyledi.
Ferdane´nin suçunu itiraf ettiğini belirten polis memuru Geçgel, şöyle konuştu: "Camın alt kısmında bulunan kömür torbalarındaki izi sanıklarla ve olaya adı karışan insanlarla yaptığımız karşılaştırmada hiç birine uymadığını tespit ettik. Çocuğun evin içerisinden verilmiş gibi gözükmesi nedeniyle soruşturma bu yönde başladı. Husumetli olduğu kişiler araştırıldı. Sonradan gelen ekiplerimizi de çocuğu aramak için çevreye yönlendirdik. Araştırmalar sürerken Ferdane bağırıp çağırıyordu. Cihan´ın ismini de
kendisi verdi."
Evin içerisinden birinin yapmış olması kanaatiyle soruşturmayı genişlettiklerini anlatan Geçgel, sözlerine şöyle devam etti: "İtiraf ifadesinde olduğu gibi, eşinin ev yaptırmakta olması nedeniyle parası olduğunu ve bu planı birlikte düşündüklerini söylemişti. Cihan´ın isteği üzerine yüzleştirme yapıldı. Ferdane, Cihan´ı görünce çocuğu verdiğini söyleyerek çocuğa ne yaptığını sordu. İfadesinde de çocuğu Cihan´a teslim ettiğini itiraf etmişti. Sorguda çocuğunun öldüğünü bilmiyordu, yüzleşme esnasında
öldüğünü biliyordu."
İfade alımında bulunan polis memuru Hüseyin Sağlam (36) da şunları söyledi: "İfade odasında görevliydim. Yüzleştirmede Ferdane, çocuğu camdan Cihan´a verdiğini söyledi. Çocuğun öldüğünü biliyordu. Gayet sakindi. Yüzleşme tutanağını ben yazmadım. Olay yerine gitmedim."
Sanık Ferdane C.´nin avukatı Erol Mekik ile sanık Cihan´ın avukatı Lütfi Peker´in ´tutanağın bilgisayar ortamında yazılırken, isimlerinin olduğu kısım ise el yazısı ile yazılması´ nedenini sordu.
Bunun üzerine Sağlam, "Bilmiyorum. Unutulmuş olabilir" dedi. Sağlam´ın ifadesi üzerine mahkeme heyeti tekrar polis memuru Alaattin Geçgel´e tutanağın kimin tarafından yazıldığı ve Ferdane´nin çocuğunun öldüğünü bilip bilmediğini sordu.
Polis memuru Geçgel de 24/12/2008 tarihli yüzleşme tutanağını yazıp yazmadığını hatırlamadığını belirterek sözlerine şöyle devam etti: "Yüzleştirme sırasında çocuğunun öldüğünü biliyordu. İfadesi alınırken bilmiyordu."
EVDE BULUNAN NOT´zerinde ayak izleri olduğunu görd
Olayın olduğu zaman Asayiş Şubesi Müdür Yardımcısı Ümit Durgun ve ekip arkadaşı Alaattin Geçgel ile birlikte olaya ilk müdahale eden ekipte görevli Hasan Işık da evde fidye istenildiği yönünde not bulunduğunu fakat evin kalabalık olması nedeniyle notun kimin tarafından bulunduğunu bilmediğini söyledi. Notun olay yerinde bulunan amir ya da müdürler tarafından alınmış olabileceğini belirten Işık, şöyle konuştu: "Kim buldu bilmiyorum. Kime verildiğini de hatırlamıyorum. Fidye istenilen not olduğu söylendi.
Daha sonra notu gördük. Amirlere ya da müdürlere verilmiş olabilir. Ekip olarak çıktık çevreyi araştırdık. Bulamadık. Ali Osman C.´nin iş yerine giderek vardiya çavuşuyla konuştuk, iş yerinde olduğunu öğrendik. O sırada çocuğun cesedinin bulunduğu haberini aldık."
Ferdane´nin ifadeleri doğrultusunda savcılık talimatı ile Cihan B.´yi almaya gittiklerini anlatan Işık, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ferdane ise Cihan´ın kendisini sıkıştırdığını, öpmeye kalktığını söyledi. Cihan ise kömür hırsızlığı nedeniyle aralarında sorun olduğunu falan söyledi."
Mahkeme heyetinin yüzleşme esnasında bulunup bulunmadığını sorduğunda ise memur Işık, şunları söyledi: "Yüzleşmede imzam varsa ben de varım. Ferdane, yüzleşme esnasında Cihanı görünce, ´Çocuğu sana verdim, ne yaptın?´ diye sordu."
Tutanakta imza için yazılan sanıkların isimlerinin el yazısı ile yazılmasıyla ilgili soru üzerine polis memuru Işık, "inkar halinde kendi el yazısı ile alınmış olabilir. Savcının bilgisinde önce beyanlar alındı. Yüzleşme yaptık. Sonra ifadeler yazıldı´ diye konuştu.
Asayiş Şube Müdür Yardımcısı Ümit Durgun ve soruşturmada görev alan polis memuru Temel Durmuşoğlu davaya katılmamaları nedeniyle dinlenemedi.


SANIKLAR MAHKEME ÇIKIŞI KONUŞTU
Avukatlar aleyhte olan iddiaları kabul etmediklerini, sanıkların söyleyeceklerini yazılı olarak mahkemeye vereceğini ifade etti. Sümeyye´nin annesi Ferdane C. ve Cihan B.´nin tutuksuz olarak yargılanması kararının devamına karar verildi. Sanık Ferdane C.´nin psikolojik durumunun öğrenilmesi için sağlık raporunun alınması ve mahkemeye katılmayan tanık polis memur ve amirin dinlenebilmesi için duruşma 30 Aralık 2009 tarihine ertelendi.

POLİSİ SUÇLADILAR
Yaklaşık 1.5 saat süren davaya eşi ve yakınları ile birlikte katılan Cihan B., adliye çıkışında "Adalet yerini bulacak" dedi.
Polisi suçlayan ve polise tepki gösteren Sümeyye´nin babası Ali Osman C. de, "Üzgünüm, çocuğumun katili çıksaydı iyi olacaktı. Olayın nereden kaynaklandığını, ailemin dünyaya nasıl ilan edildiği daha sonraki davalarda görüleceğine inanıyoruz. Demek ki polis de yalan söyleyebiliyormuş."
Hakkındaki iddiaları kabul etmeyen Ferdane C. de polise tepkisini şöyle dile getirdi: "Ben buradayım. Ölmedim. Gerçeğin ortaya çıkacağına inanıyorum. Katil değilim. İddiaların doğru olduğuna inanmıyorum. Olayın şokunda ne yaptılarsa yaptılar bana. Saf tarafımızdan yakaladılar. Ben ancak yeni yeni kendime geliyorum. Benim bu durumda olduğumu bildikleri halde böyle yaptılar. Beni yalancı ilan ettiler. Emniyetimiz sağolsun, yalan söyleyebiliyormuş. Biz ona inandık."
Editör: Pusula Gazetesi