Değerli büyüğümüz Nail Güreli´den Zonguldak´a teşekkür var. İşte o anlamlı mektup:
&[#]8220;Sevgili Atilla&[#]8230;
Sevgili Ali Rıza&[#]8230;
Sevgili Osman&[#]8230;
Ve Zonguldak´taki sevgili meslektaşlarım&[#]8230;
Telefonla acımı paylaşmanız yetmezmiş gibi, kalkıp Zonguldak gibi uzun bir yoldan cenaze törenine geldiniz.
Bana neleri yaşattığınızı, neleri verdiğinizi, neleri öğrettiğinizi biliyor musunuz?
İnsanı teselli eden, huzurla sarıp sarmalayan duyguları yaşattınız.
Her şeye rağmen, yaşama sarılmanın umudunu/ direncini verdiniz.
Digergâm dostluğun erdemlerini öğrettiniz.
Sevgili Atilla, sana o gün cami avlusunda da kırık dökük söylemeye çalıştım; ben kendimi metanetli, dirençli, dayanıklı, duygularına hakim olan biri olarak bilirim. Dostlarım da bunların birkaçını tespit ederek söylemişlerdir.
Ama siz o gün bana, çok yoğun olduğunu bildiğim işlerinizi bırakarak, bir gününüzü harcayıp gelişinizle, önemli bir gerçeği yaşatarak öğrettiniz. Biliyorsun, cami avlusunda sizlere teşekkür edeyim derken çok duygulanmış ve ağlayarak daha fazla konuşamamıştım. Telefon ettiğinde de ağlamıştım.
Neden?
Çünkü, sizin emsalsiz vefanız ve dostluğunuz, benim dirençli, dayanıklı metanet duvarımı yıkmış, duygularım zincirinden kurtulup boşalmış, sel olup akmıştı.
Şu gerçeğin farkına varmış ve öğrenmiş oldum: Dostluk ve sevgi, (metanetmiş, dirençmiş şuymuş buymuş) yaşamın engel tanımayan en etkin gücü.
Sevgili Atilla, bana verdiğiniz teselli ve umut yüklü duygularımı anlatabilmek için sözü uzattım, vaktinizi aldım. "Vaktin ne önemi var Nail Baba" dediğini duyar gibiyim.
Öyle ya, koca bir gününü dostluğa adayan insanlar için beş-on dakikanın ne önemi var?
İstanbul´a kadar gelen sizlere ve telefon ederek acımı paylaşan tüm Zonguldaklı dostlara içtenlikli teşekkürlerimi sunuyorum. Allah sizlere sağlıklı, uzun ömür versin. Sağ olun, var olun.
Dostlukla - Sevgiyle Nail Güreli&[#]8221;

Editör: Pusula Gazetesi