Pusula Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Atilla Öksüz'ün Zonguldaklı üniversite öğrencilerine sahip çıkılması adına yaptığı çağrıya ilk destek İnanış Gazetesi yazarlarından deneyimli gazeteci Çetin Özdemir'den geldi.

işte Özdemir'in; "Atilla Öksüz’den güzel bir öneri” başlıklı o yazısı;
"Gazeteci; toplum çıkarlarını, toplumun genel menfaatlerini, taleplerini, isteklerini, beklentilerini yazdığında toplum gözünde o gazeteciye güven duyulur.

Gazeteci; şeffaf, objektif haber ve yorumlarıyla toplumu bilgilendiren, topluma yön veren, toplumların gelişmişlik düzeyini artırmaya da katkı sunar.

Düşünsel, fikirsel ve toplumun benimsediği öneriler sunan o gazeteci her zaman toplumun gözünde önemsenen bir kişi olmuştur.

Maalesef son yıllarda Türkiye genelinde olduğu gibi Zonguldak’ta da gazetecilik mesleği, özellikle sosyal medyanın yaygınlaşması ile çıkar ilişkilerine dayandırılmış, toplum menfaatleri yerini kişisel menfaatlere bıraktığını üzülerek görmekteyiz.

Kentin çıkarlarını bir tarafa bırakarak, kendi çıkarlarını öne çıkaran, toplumun kabullenemeyeceği yayımları okurlarına sunan gazeteciler daha fazla tıklanma hırsı ve reytingle rant sağlamaya çalışmaları da hayretle izleniyor.

Yasama, yargı ve yürütmeden sonra dördüncü kuvvet olma özelliğini koruyan gazetecilik mesleği, son yıllarda farklı mecralara, istemediğimiz olayların içine çekilmek istenmesini maalesef yine üzülerek takip ediyoruz.

Zonguldak medyasının içinde bulunduğu bu durum gazeteciler arasındaki çekişme, iletişimsizlik, çekememezlik, ayrımcılık, gazetecilerin birbirleri hakkında yazıları hem kendilerine, hem kentine zarar verse de, aslında bu geçiş sürecinde gazetecilerin de bir araya gelebileceği, kendi sorunlarını değil de, kentin sorunlarını tartışabileceği bir ortamın yaratılabileceğini görmek istiyorum.

[*][*][*]

Kendi sorunlarını bir kenara bırakıp kentin sorunlarını yazan, kamuoyun bilgilendiren, güzel önerileriyle destek veren gazeteciler de var Zonguldak’ta.

Fikirleriyle, düşünceleriyle, önerileriyle, bilgisi ile her yazısını soluksuz okuduğum, samimiyetine inandığım gazeteci arkadaşım Atilla Öksüz her yazısında Zonguldak’ın sorunlarını dile getiriyor, bu sorunların çözümü için de somut öneriler sunuyor, kenti yönetenlere fikirleriyle katkı veriyor.

Gazeteci arkadaşımız Atilla Öksüz, Cumartesi günkü “Akrep ve kefen” başlıklı yazısında, üniversite öğrencilerinin sorunlarına değinirken, bu öğrencilerin ailelerinin de sorunlarına parmak basmış.

[*][*][*]

Bir çocuğunu Afyonkarahisar’da okutmuş, bir diğerini de Aydın’da okutan iki üniversite öğrencisi babası olarak gerçekten bu yazıyı okurken kendimi yaşadım.

Türkiye’de milyonlarca anne ve babanın üniversitede okuyan çocuğunu hangi şartlarda okuttuğunu anlamak benim için çok da zor olmadı.

Ailesinin geçimini sağlamaya çalışan düşük gelirli bir babanın veya annenin çocuğunu il dışında okutmanın ne kadar güç bir durum olduğunu en iyi ben anlarım.

Çocuğuna harçlık göndermek için dişinden, tırnağından eksilten, bir ekmek az alıp çocuğunu parasız bırakmamak için çırpınan o babanın halinden ben anlarım.

Atilla kardeşim, böyle bir konuyu gündeme getirdiği için teşekkür ederim.

[*][*][*]

Üniversitede okuyan öğrencilere bazı kurumlar ve dernekler burs veriyor. Tabi bu öğrenci bursları yeterli olmayabiliyor.

Bazı kurumlar çalışan personellerin çocuklarına veriyor. Bazı dernek ve vakıflar da koşulları uyanlara veriyor yani 4 yıllık olma şartı getiriliyor. 2 yıllık üniversite okuyan öğrencilere burs verilemiyor.

Bugün Türkiye’de üniversitede okuyan öğrencilerin yüzde 50’nin üzeri 2 yıllık okuduğu için bu burslardan yararlanamıyor. Devlet geri ödemeli kredi de veriyor ama 400 TL. gurbette okuyan öğrenci için tabii ki yeterli olmuyor.

[*][*][*]

Gazeteci arkadaşımız Atilla Öksüz güzel bir öneride bulunuyor.

“Sen De Bir Öğrenci Okut” kampanyası, şeffaf bir yapılanma, sürekliliği olan bir organizasyon yapılsa, inanıyoruz ki, pek çok vatandaş, “Benim de bir öğrencim olsun” diyerek destek olur.

Öğrenciler ile katkı sağlayabilecekleri buluşturabilmek bu kadar zor olmamalı.

Çünkü imkanı olanlar, bazen hatırlatmak gerekse de gerçek ihtiyaç sahiplerine bir el atmak ister.

Zonguldak, bunu düşünmeli…

Zonguldak, bunu tartışmalı…

Birileri bunu üstlenmeli…

Zonguldak’ta aylık düzenli 100-200 lira verebilecek binlerce insan var.

Neden olmasın?

Çok mu zor?”

[*][*][*]

Çok güzel bir öneri; bu öneriye tüm Zonguldak kurumlarıyla, iş adamlarıyla, sivil toplum örgütleriyle, yerel yönetimleriyle, Valilik ve ilgili kurumlarıyla bu öneriye sıcak bakmalı, destek vermeli.

Zonguldak Valiliği; Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı kananıyla bu tür yardımı yapıyor, birçok ilde bu tür uygulamaların yapıldığını da biliyoruz.

Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili böyle bir uygulamayı yıllarca yapıyor. Yüzlerce öğrenciye burs veriyor.

Zonguldak Belediyesi ciddi bir organizasyon yaparak, Belediyede vatandaşların sorunlarını dinleyen “beyaz masa” gibi “öğrenci masası” birimi kurarak, bu konuyu ciddi bir şekilde düşünmelidir.

Zonguldak Belediyesi sosyal sorumluluk projesi kapsamında bu konuyu düşünmelidir.

Eğitimci, üniversitede okuyan bir öğrencinin sorununu en iyi bilen bir kişi olan Belediye Başkanı Muharrem Akdemir’in bu konuyu düşüneceğini ve uygulamaya geçeceğini umuyorum"




Editör: Pusula Gazetesi